Baskı rejiminde alternatif propaganda

MDN İstanbul
  • |

Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmeler, siyasî alanın yeniden şekillendiğini ve demokratik mücadele biçimlerinin oldukça değiştiğini net şekilde gösteriyor. Muhalefet üzerindeki baskılar artarken, alternatif propaganda yöntemleri de daha görünür hâle geliyor.

Muhalif belediye başkanlarının tutuklanması âdeta gelenekselleşti: Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık ilk akla gelenler.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ'ın tutuklanmasının ardından gelen yoğun ‘diploma' tartışmaları ve iptal kararı; ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreçlerine tepki olarak Saraçhane’de gerçekleştirilen protestolar, iktidar-muhalefet mücadelesinin yalnızca seçimlerle sınırlı olmadığını ortaya koyuyor.

Türkiye’de siyâsetin yeni dönemi

Geleneksel propaganda yöntemlerinin ötesine geçen alternatif propaganda, iktidarın siyasî rakiplerini zor durumda bırakmak için kullandığı bir ‘araç’ olarak karşımıza çıkıyor. Bu metodun başlıca unsurları arasında ise şu maddeler önde demek mümkün:

  • Yargı ve bürokrasi kullanımı: Muhalif isimlere yönelik açılan dâvâlar ve soruşturmalar, siyasî rekabetin bir parçası hâline gelmiş durumda.
  • Medya kontrolü: İktidar yanlısı medya organları, muhalefeti itibarsızlaştırmaya yönelik yayınlarla kamuoyunu yönlendirmeye çalışıyor.
  • Dijitâl kampanyalar: Sosyal medya üzerinden yürütülen algı operasyonları ve dezenformasyon, toplumsal kutuplaşmayı artırıyor.
  • Toplumsal baskı: Protestoların kriminâlize edilmesi ve sokak hareketlerinin baskılanması, demokratik muhalefetin alanını daraltıyor.

Baskı rejimlerinin günümüzdeki yansımaları

Otoriter eğilimlerin arttığı yönetim biçimlerinde, alternatif propaganda yöntemleri genellikle baskıcı rejimlerle birlikte yürütülür. Siyâsal rakipleri etkisiz hâle getirmek için kullanılan yeni usûller, sadece seçim süreçleriyle sınırlı kalmaz; uzun vâdeli stratejilerle muhalefeti sindirmeye yönelik adımlar atılır.

Bu bağlamda, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreçleri ve gözaltılar, bu tür bir baskı mekanizmasının somut güncel örneklerinden. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında İmamoğlu ve bazı belediye başkanlarına yönelik gözaltı kararları, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve tartışmalara neden oldu.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik yargı süreci ve gözaltı kararları, muhalefet cephesinde büyük bir tepki yarattı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Saraçhane’de yaptığı açıklamalar, muhalefetin sokak siyasetine daha fazla yönelebileceğinin sinyallerini veriyor. Özel, “Sokaklar ve meydanlar bizimdir,” sözleriyle, bundan sonraki süreçte demokratik protesto hakkının daha aktif kullanılacağını vurguladı.

Bu açıklamalar, Türkiye’deki siyasal atmosferin nasıl evrileceği konusunda da önemli ipuçları sunuyor. Muhalefet, 31 Mart yerel seçimlerinden bugüne halk desteğiyle güç kazanırken, iktidarın baskıyı artırması, siyasî mücadelenin yeni bir boyuta taşındığının açık göstergesi.

Asparagas gazeteciliğine ‘Gezi’ korkusu, ‘devlet’ konsepti ve güç vurgusu hâkim

İmamoğlu’na yönelik süreçlerin ardından, Saraçhane’de gerçekleşen protestolar ve CHP lideri Özgür Özel’in yaptığı açıklamalar, siyasal alanın nasıl şekillendiğine dair önemli ipuçları sunmakta. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın Saraçhane’deki olaylara ilişkin “Bu, en hafif tâbiriyle sorumsuzluktur” açıklaması, toplumsal muhalefetin kriminâlize edilmesi sürecinin bir parçası olarak okunabilir.

Özgür Özel’in, “Sokaklar ve meydanlar bizimdir” diyerek yaptığı çağrı, demokratik hak arayışlarının nasıl yönetildiğini ve baskı yöntemlerine karşı alternatif bir siyasî söylemin nasıl üretildiğini gözler önüne seriyor. Diğer yandan, son günlerin tansiyonu yüksek gündeminde sosyal medyada yapılan bazı paylaşımlar, siyasî atmosfer ve güç dengeleri üzerine dikkat çekici mesajlar içeriyor.

Saraçhane protestosu sonrası AKP MKYK esi üyesi Mücahit Birinci, sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a hitâben, “Sayın Cumhurbaşkanım; Bir emriniz yeter…” ifadelerini kullandı. Bu tür mesajlar, siyasî figürlerin liderlerine bağlılıklarını ve desteklerini kamuoyuna gösterme amacı taşırken, aynı zamanda parti içi dayanışmayı ve liderlik otoritesini pekiştirmeye yönelik stratejik bir iletişim aracı olarak dikkât çekici olduğu şüphesiz.

Özellikle sosyal medya, siyasî aktörlerin geniş kitlelere hızla ulaşarak mesajlarını iletebildiği bir alan olarak öne çıkıyor. Parti tabanına yönelik motivasyon sağlamak ve atmosferi şekillendirmek amacıyla yapılan bu tür paylaşımlar, siyasetin dijital platformlardaki etkisini bir kez daha gözler önüne seriyor.

AKP tezlerini savunması ile tanınan Selman Öğüt’ün de -Birinci’ye gönderme ile- “Tek sözü yeter. Akıllı olun!” ifâdeleriyle paylaştığı Cumhurbaşkanı Erdoğan fotoğrafı yankı uyandırdı. İktidara yakınlığıyla övünen bir diğer isim, Rasim Ozan Kütahyalı’nın da son zamanlara sosyal medya hesaplarından yaptığı paylaşımlar, gündeme dair farklı yorumlara neden oldu.

Henüz karar çıkmadan olacakları ‘bildiren' haberci (!) figürler, mevcut baskı rejiminin kurucuları için yeni değil.

Panzehir: demokratik dayanışma

İşbu ‘alternatif’ propaganda metodunu benimseyen baskı rejimleri, kısa vâdede iktidara avantaj sağlayabilir, ancak toplumsal gerilimi keskin şekilde artırarak demokratik kurumları zayıflatabilir. Dünyada olduğu gibi, Türkiye’de son dönemde yaşanan gelişmeler, muhalefetin nasıl bir yol izleyeceği ve toplumsal hareketlerin ne kadar etkili olacağı konusunda kritik bir eşikte durulduğunu gösteriyor.

Önümüzdeki süreçte, muhalefetin propaganda ve baskı mekanizmalarına karşı nasıl bir strateji geliştireceği, Türkiye siyâsetinin geleceğini belirleyen önemli faktörlerden biri olacak.

Bu haberin/makalenin/çevirinin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın