Artemis Accords ile Ay’ın kaynakları kullanılacak

MDN İstanbul

Koronovirüs salgını tüm dünyayı eve kapattı. Üretim durdu, hâl böyle olunca tabiat ana da kendine geldi. Hava kirliliği azaldı, ozon deliği kapandı. Hayvanlar içgüdüsel olarak insanlar tarafından işgal edilen kendi doğal yaşam alanlarına geri döndü.

Pandeminin belki de tek faydası doğaya oldu. İnsanoğlu sosyal izolasyona maruz kalınca gezegen ıssızlaştı. Önceden önemsiz görülen birçok şeyin değeri anlaşıldı. Tarımın ve üretimin önemi ortaya çıktı. Dünyanın kıt ve her geçen gün azalan kaynakları, artan nüfusu, pandemi sonrası panik butonuna basılmasına neden oldu. Gelinen noktada alternatif kaynaklara erişim daha çok konuşulur hale geldi.

Artemis Programı
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Ay’a insanlı seferler düzenlemeyi, seferlerin ardından Ay yörüngesinde bir uzay istasyonu kurmayı ve burayı basamak olarak kullanarak Mars’a insanlı seferler düzenlemeyi hedeflediğini açıklamış, programa “Artemis” adını vermişti.

Ancak NASA tarafından 2024’te Ay’a yeniden insanlı uçuşlar yapmayı hedefleyen “Artemis” programına ilişkin Uzay Fırlatma Sistemi (Space Launch System-SLS)’nin yüksek maliyeti ve yaşanan teknik sorunlar nedeniyle gecikeceği açıklandı.

2020 yılı sonuna kadar NASA’nın SLS programı için 17 milyar dolar harcama yapması bekleniyor. Ancak pandeminin projeyi yavaşlattığı anlaşılıyor. 2010 yılında başlanan SLS programında ilk hedef 2016 olarak belirlenmesine karşın, gecikmelerden dolayı tarih sürekli ötelenmişti. Gelinen noktada 2026 yılı telaffuz edilmeye başlandı.

ABD pandemi dinlemiyor
6 Nisan’da uzaydaki su ve maden kaynaklarının özel şirketler ve şahıslarca kullanımına izin veren “Uzay Kaynaklarını Çıkarılması ve Kullanılmasına Yönelik Uluslararası Destek Teşviği” başlığını taşıyan kararnameyi imzalayan ABD Başkanı Trump, Ay’daki kaynakların çıkarılması için harekete geçti. Pandeminin gündemi belirlediği dönemde ABD’nin yaptığı bu hamle gözlerden kaçtı.

ABD, kararnamenin “Dış Uzay Sözleşmesi” adı verilen, “1967 tarihli Ay ve Diğer Gök Cisimleri Dâhil, Uzayın Keşif ve Kullanılmasında Devletlerin Faaliyetlerini Yöneten İlkeler Hakkındaki Antlaşma” ya uygun olduğunu belirtiyor.

Artemis Accords ile uzaya erişim
Kararname kapsamında hazırlıkları devam eden ve “Artemis Accords” olarak isimlendirilen Anlaşma, ABD’nin önümüzdeki on yıl içinde müttefiklerini Ay’a götürmesini öngören planının son halkası olarak ifade ediliyor.
Anlaşma, rakip ülke veya şirketlerin olası müdahalesine karşı koruma sağlamak için gelecekteki Ay üslerinin çevresinde “güvenli bölgeler” kurulmasını da öngörüyor. Anlaşmada, şirketlerin çıkardıkları kaynaklara sahip olmalarını sağlayacak yasal bir çerçeve oluşturulması da hedefleniyor. ABD’nin Anlaşma’yı Kanada, Japonya ve Avrupa ülkelerinin yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri gibi partnerlerle müzakere etmesi bekleniyor.

İlginç olan ise Rusya’nın program dışında tutulması. Açık kaynaklarda, “Pentagon, Rusya’yı, ABD’nin Dünya yörüngesindeki casus uydularına doğru tehlikeli uydu manevraları yapan bir rakip olarak görüyor” açıklaması yer aldı. Gelişmeleri yorumlayan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise konunun uluslararası hukuk açısından derinlemesine analiz edilmesi gerektiğini söyledi. Bu oldukça ihtiyatlı açıklama Rusya’nın arayış içinde olduğunu gösteriyor.

Uzayın öteden beri küresel güçler arasında yeni bir rekabet sahası olacağı konuşulurdu. Anlaşılan pandemi sonrası kaynak arayışları kaçınılmaz olarak ivmelenecek. Bu durum uzaya erişim ve kaynakların paylaşımı mücadelesini de öngörüldüğü üzere tetikleyecek. ABD’nin son hamlesiyle yer küredeki kutuplaşmayı uzaya taşıyacağı aşikâr. Yakın gelecekte benzer bir proje için BRICS ülkelerinin işbirliğine gitmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Zira, Çin’in ABD ile uzayda da rekabete hazırlandığı bir sır değil.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

ETİKETLER: , ,
Bunu Paylaşın