‘Amiraller Davası siyasi davalar arasında bir ilk oldu’

MDN İstanbul

Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nin tartışmaya açılmaması gerektiğini belirttikleri kamuoyu duyurusu nedeniyle haklarında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca ‘anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak’ suçlamasıyla 3’er yıldan 12’şer yıla kadar hapis istemiyle dava açılan emekli Amiraller’in beraatine karar verildi.

Mahkeme kararının ardından savunma avukatları Doğu Akoluk ve Ayhan Yıldızel ile görüştük ve görüşleriyle bundan sonraki süreç hakkında bilgi aldık.

‘İlk defa bir siyasi davada ilk dereceden lehe karar çıkıyor’

Dava sonucuna 7 günlük bir itiraz süreci olduğunu belirten Nurhan Kahyâoğlu ile Şükrü Taner Ezgü’nün Avukatı Doğu Akoluk, “İstinafa götürmek için 7 günlük bir itiraz süreci var. Ancak karar 7 gün içinde yazılmayabilir. Bu nedenle de süre tutum dilekçesi hazırlanabilir. Bu dilekçeyle gerekçeli istinaf dilekçesi sonra verilir. Cumhurbaşkanlığı avukatı tamamı için cezalandırma isteğine göre, Dava Savcısı ise ayrıca cezalandırılmasını istediği 12 kişi için süre tutum tutanağı hazırlayabilir. Öncelikle gerekçeli karar açıklamasını beklemek gerekiyor. Uzun bir gerekçe yazısı yazılacaktır.

Dava sonucunun siyasi davalar arasında bir ilk olduğunu vurgulayan Akoluk, “Bu davanın en önemli sonucu ilk defa bir siyasi davada ilk dereceden lehe karar çıkıyor olması. Daha önce Yargıtay’dan ve Anayasa Mahkemesi’nden dönen kararlar oldu ancak ilk derece mahkemesinden lehe karar verildiği olmadı. Siyasi davalarda ilk kez böyle olumlu bir karar çıkıyor” dedi.

‘Karar, ortada bir suç olmadığı için verildi’

Kararın nedeninin ortada bir suç kastının olmaması olduğunu söyleyen Akoluk, “Bu karar “ortada bir suç yoktur” diye, 5271 sayılı CMK’nın 223’üncü Maddesi’nin 2A Bendi’nden verildi. Buna göre yüklenen fiil kanunda suç olarak tanımlanmıyor. Dava’nın Savcı’sı ise yine 5271 sayılı CMK’nın 223’üncü Maddesi’nin 2C Bendi’nden göre yüklenen suç açısından failin kast veya taksirinin bulunmadığını ve ceza alması istediği 12 amiralin dışında bildiriyi imzalayan amirallerin suç kastının olmadığını belirtmişti. Biz ise savunmamızda ortada hiçbir suç olmadığını ve Dava’nın 5271 sayılı CMK’nın 223’üncü Maddesi’nin 2A Bendi’nden sonuçlanmasını istedik ve dava da böyle sonuçlandı” diye konuştu.

Amiraller’e dava sürecinde getirilen yasakların durumu hakkında da konuşan Akoluk, “Mahkemenin verdiği tek karar yurtdışı yasağı kararı idi. Orduevleri’ne giriş yasağı kararları tamamen idari bir karar. Dava süreci tamamen olumlu sonuçlanırsa ortada bu kararın uygulanmasını gerektirecek bir suç kalmayacağından hak iadesi talebiyle dava açılabilir. Millî Savunma Bakanlığı (MSB) bu kararını kendi takdiriyle aldı” dedi.

‘Amiraller’in hepsinin tek tek dava açması gerekiyor’

Havalimanı VIP salonlarına ve Orduevlerine girişlerinin engellenmesi hakkında konuşan emekli Tuğgamiral Türker Ertürk’ün Avukatı Ayhan Yıldızel ise “Bu konu herkesin şahsi sorunu olduğu için Amirallerin hepsinin tek tek dava açması gerekiyor. Benim bildiğim 20 kadar Amiral bu konuda dava açtı. Hem Havalimanı VIP salonlarına giriş hem de Orduevlerine giriş konularında. Biz iki konuda da iki ayrı dava açtık. Orduevlerine giriş konusunda doğrudan yönetmeliğin değiştirilmesine dair Danıştay’a yönelik bir dava açtık. Süreç devam ediyor. Havalimanı VIP salonlarına giriş hakkında açtığımız dava ise reddedildi. İstinafa götürdük, süreç devam ediyor. Karşı tarafın reddetme gerekçesindeyse bu konunun ‘temel hak ve özgürlük olarak görülmediği ve İdari kararla değiştirilebileceği’ söyleniyor” dedi. Amiraller Davası

Dava sonucuna 1 hafta içerisinde itiraz edebileceğini belirten Yıldızel bu sonucun hukuki açıdan başvuru yapmalarını gerektirecek bir durumu ortadan kaldırdığını ancak ne olacağını bilmediğini söyledi. Amiraller Davası

‘Somut delillerin ne olduğunun iddianamede yer alması gerekirdi’

Gözaltı süreçlerine ilişkin açıklamalarda da bulunan Yıldızel, “İddianamede yer aldığı üzere, bahse konu Whatsapp yazışmaları, gözaltına alınan şüphelilerin el konulan telefonlarındaki kayıtlardan ele geçirildi. İddianamede ayrıca müvekkilim Türker Ertürk’ün yapmış olduğu görüşmelerinde suç unsuru görüşme kaydının olmadığı tespit edildi. CMK Md.91/2, “Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır.” hükmünü̈ getirmekte. Bu durumda iddia makamı isnat edilen suça ilişkin kanıtları, gözaltına alınan kişilerin telefon kayıtlarından ele geçirdiğine göre müvekkilimin gözaltına alınmasını ve önce 4 gün sonrasında yapılan uzatma ile toplam 8 gün gözaltında tutulmasını gerektirecek somut delillerin ne olduğunun iddianamede yer alması gerekirdi,” dedi.

‘Suç duyurusu yapma hakkımızı saklı tutuyoruz’

Ayhan Yıldızel hak ihlalleri ve gözaltı kararı hakkında bundan sonra izleyecekleri yol hakkında da, “Devam eden yargı süreci dışında, kendisini hukukun üstünde gören kamu kurumları, haklarında herhangi bir mahkûmiyet kararı verilmemiş emekli amiraller hakkında, orduevlerine giriş yasağı, havaalanları VIP salonlarına giriş yasağı, kamuda ve yüksek öğretim kurumlarında çalışanların işlerine son verme ve hatta eşlerine ait yeşil pasaportlara el konulması gibi hukuksuz işlemleri yapmakta bir sakınca görmemişlerdir. Tüm bu süreç boyunca haksız ve hukuksuz şekilde gözaltına alınan, itham edilen, müvekkilim için, dava sonlandığında lekelenmeme hakkının ihlali, ayrıca haksız ve gereksiz yere 8 gün tutuklu kalması nedenleriyle tazminat talebinde bulunma ve asılsız bir konuda suç duyurusunda bulunarak kamu kaynaklarının israfına neden olanlar hakkında suç duyurusu yapma hakkımızı saklı tutuyoruz” ifadelerini kullandı.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın