Akdeniz’de artan deniz sıcaklığı kasırgaya neden olabilir

MDN MEDIA

AA’nın Akdeniz ekosistemi hakkında hazırladığı 2 haberden oluşan dosya habere göre, Akdeniz’de rekor seviyelere ulaşan deniz suyu sıcaklığı nedeniyle, okyanuslardaki kasırgalara benzer şiddetli hava olayları görülebilir

AA muhabirine konuyla ilgili bilgi veren Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, Akdeniz’in iklim değişikliğinden en fazla etkilenen bölge olduğunu belirtirken, iklim değişikliğinin Akdeniz’in yüzey suyu sıcaklıklarındaki etkisinden bahsetti.

Ülkemiz denizlerinde ciddi bir sıcaklık artışı var

Salihoğlu, “Son 40 yılda Mersin Körfezi, İskenderun Körfezi gibi bölgelerde 2 derecenin üzerinde bir artış gözlemliyoruz. Bu, ülkemiz denizleri için ciddi bir sıcaklık artışı olarak öne çıkıyor. Akdeniz’deki sıcaklık artışı ortalama 1,5 dereceyi buluyor. Antalya Körfezi’nin açıklarında da benzer şekilde 1,5 derece sıcaklık artışları yaşanıyor” ifadelerini kullandı.

Aralık 2023 ortasında yapılan ölçümlerde deniz yüzey suyunun Mersin Körfezi’nde 22, İskenderun ve Antalya Körfezi’nde ise 21,5 derece olarak ölçüldüğünü söyleyen Salihoğlu, bu rakamların bu dönemde kaydedilen en yüksek değerler olduğunu ekledi. Ocak 2024’te de rekor rakamların kaydedildiğine değinen Salihoğlu, “Bu yıl ocak ayında İskenderun, Mersin ve Antalya körfezlerinde 19 derece olması gereken sıcaklık ortalaması 20 dereceye yükseldi. Bu rakamlar söz konusu körfezler için tüm zamanların en sıcak ocak ayı deniz yüzey suyu sıcaklıkları oldu. İskenderun ve Mersin Körfezi’nde kasım ayı ortalaması 23 dereceyken geçen yıl kasımda 25 dereceyi, ortalaması 22 derece olması gereken Antalya ise yine kasımda hiç görmediğimiz 24,5 dereceyi gördü” şeklinde konuştu.

‘Küçük değişimlerin büyük etkileri olabiliyor’

Salihoğlu, yüzeyde artan tuzlulukla yoğunlaşan suyun batarak derinlerde de etki oluşturduğunu ifade ederken, “Derin deniz genelde dengeli bir yapıya sahip, küçük sıcaklık değişimleri bile tüm yapıyı etkiliyor ve küçük değişimlerin büyük etkileri olabiliyor. Daha da korkutucusu, dünyadaki büyük akıntı sistemlerindeki genel döngüler gibi Akdeniz’de de döngüler var ve bu döngüler artan sıcaklıklarla giderek değişecek. O zaman durum ekosistem açısından daha da tehlikeli bir boyuta ulaşacak çünkü artan sıcaklıklar canlıların yaşam alanlarını değiştirmeleriyle sonuçlanabiliyor” sözlerini kullandı.

Denizler, iklim değişikliği nedeniyle asitleniyor

İklim değişikliği nedeniyle denizlerin asitlendiğini ve bunun balıkları etkilediğini söyleyen Salihoğlu, bünyesinde kalsiyum içeren türlerin ya yapılarının değiştiğine ya da öldüğüne değinirken, balıkların göç etme ve üreme alışkanlıklarının değişebildiğine dikkat çekti.

‘Sıcaklık artışlarını 1,5-2 derecede durdursak bile artış bir süre daha devam edecek’

İklim değişikliğinin denizler üzerindeki fiziksel etkisine bir çözümleri olmadığını dile getiren Salihoğlu, “İklim değişikliğinin denizler üzerindeki fiziksel etkisine bir çözümümüz yok, sıcaklıklar arttı, okyanus asitlendi. En iyi senaryoda, sıcaklık artışlarını 1,5-2 derecede durdursak bile artış bir süre daha devam edecek. Burada deniz ekosistemini güçlendirmemiz gerekiyor ve bunun tek yolu diğer baskıları azaltmak. Kirlilik, avcılık, yapılaşma gibi baskıları azaltmak, biyoçeşitliliği ve ekosistem direncini artırmak gerekiyor. Bunun yollarından biri de koruma alanlarını artırmak. Biz, ‘Mevcudu koruyalım’ değil, ‘Mevcudu daha sağlıklı hâle getirelim’ diyoruz, çünkü mevcut sağlıksız” dedi.

Konuyla ilgili bilgilerini AA muhabiriyle paylaşan, Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe ise sözlerine, denizler ve okyanusların yerküre iklim sisteminin çok önemli bir parçası olduğunu ifade ederek başlarken, iklim düzenleyici özellikleri olduğunu belirtti.

İnsan faaliyetleri nedeniyle üretilen ısının yaklaşık yüzde 90’ının denizler tarafından emildiğini ve akıntılarla dağıtıldığını anlatan Beşiktepe, ısının bir kısmının atmosfere geri salındığını, geri kalanının ise denizin derin katmanlarına doğru taşındığını belirtti. Bütün bu sürecin iklim sisteminin dengesini korunması için hayati öneme sahip olduğunu değerlendiren Beşiktepe, süreçte yaşanan bazı dengesizliklerin denizlere zarar verdiğine dikkat çekti.

Akdeniz’deki ısınmanın 2040 yılında 2,2 dereceye ulaşacağı öngörülüyor

Beşiktepe, “Sanayi öncesi döneme göre atmosfer sıcaklığı 1,1 derece daha fazlayken Akdeniz’de bu değer 1,5 derece. Bu eğilim devam ettiği sürece 2040 yılında 2,2 dereceye ulaşacağı öngörülüyor. Akdeniz’in batısı son 10 yılda 0,35 derece, Doğu Akdeniz ise 0,5 derece ısındı, Atlantik Okyanusu’nda ise 0,25 derece bir ısınma var. Küresel ısınmayla birlikte denizdeki buharlaşma artıyor, bu da buluttaki su miktarını ve yağışları artırıyor. Ancak Akdeniz bu genel durum içerisinde bir istisna teşkil ediyor ve Akdeniz’in genelinde özellikle kış yağışlarında azalma olacağı tahmin ediliyor” sözlerini kullandı.

‘Akdeniz’de daha önce gözlenmeyen kasırgaları gözlemlemeye başladık’

Akdeniz’in, aşırı hava ve deniz olaylarının daha fazla olduğu batı ve daha çok ısınan doğu şeklinde ikiye ayrıldığında değinen Beşiktepe, “Batı Akdeniz’de Afrika’dan gelen sıcak ve kuzeyden gelen soğuk hava kütlesi etkileşim hâlinde olduğu için aşırı hava olayları görülüyor ve bunun denize etkisi çok şiddetli oluyor. Bu nedenle Akdeniz’de daha önce gözlenmeyen kasırgaları gözlemlemeye başladık, okyanustakine benzer şekilde oluyorlar. Bunlar zaman içerisinde bize daha güçlü hâle gelecek çünkü deniz suyu sıcaklığı arttıkça siklon şeklinde olan kasırganın şiddeti de artıyor. Akdeniz’de 150-160 kilometre hızında kasırgalar sürpriz olmayacak, Batı Akdeniz’de görmeye başladık, yakında bizim kapımızı çalacak. Şu anda bizde görülmemesinin sebebi kıyıdaki dağların dağılımıyla alakalı” ifadelerini kullandı.

Denizdeki aşırı ısınma nedeniyle balıkların yumurtalama mevsimlerinin ve stoklarının etkileneceğine, mercan kayalıklarının ve deniz çayırlarının bozulmasıyla da kıyılarda su kalitelerinin bozulacağına dair uyarılarda bulunan Beşiktepe, şunları söyledi:

‘Akdeniz’e özgü mercan kayalıklarının 15-20 yıl içerisinde yok olacağı tahmin ediliyor’

Doğu Akdeniz, batıya göre daha fazla ısındığı için bir tropikleşme süreci yaşıyor. Burada yaşayan mercan kayalıkları ‘soğuk su mercan kayalıkları’ diye adlandırılıyor ve deniz suyu 26-27 derecenin üzerinde çıktığı zaman uyum sağlayamayarak ölmeye başlıyorlar. Akdeniz’e özgü mercan kayalıklarının önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde yok olacağı tahmin ediliyor. Bu da bütün ekosistemi tümüyle mahvedecek.

‘Doğayla baş etmemiz mümkün değil, ancak ona uygun yaşarsak hayatta kalacağız’

Fırtınalar ve denizdeki taşkınlara karşı kıyılardaki yapıların ve altyapıların elden geçirilmesi gerektiğinin altını çizen Beşiktepe, “Küresel ısınmayı durduramadığımız sürece çok ciddi dönemler yaşayacağız, buna karşı bireysel ya da ülke olarak önlem almamız çok zor. Tek yapabileceğimiz hava olaylarına karşı tahmin mekanizmasını geliştirmek. Bunlarla yaşamayı öğrenmeliyiz, yaşam şartlarımızı düzenlememiz lâzım. Doğayla baş etmemiz mümkün değil, ancak ona uygun yaşarsak hayatta kalacağız” şeklinde konuştu.

AA

Bunu Paylaşın