ABD’nin Avrupa’ya ihraç ettiği kaya gazı Doğu Akdeniz’de dengeleri değiştirebilir mi?

MDN İstanbul

Hakan Mehmet Köktürk
ABD tarafından Avrupa’ya ihraç edilen kaya gazı Avrupa’da değer görecek mi? East-Med projesi ile taşınan gaz Avrupa piyasası ile mücadele edebilecek mi? Dz. Kur. Kd. Alb. (E) Hakan Mehmet Köktürk, bu ayki yazısında Doğu Akdeniz’deki gaz rekabetinin sonuçlarını değerlendirdi
Dünyanın gündeminde olan en önemli konulardan birisi enerjidir. Enerji insanlar için vazgeçilmez, hayati bir unsurdur.
Enerji çeşitleri bakımından özellikle rüzgar ve güneş gibi yenile­nebilir kaynaklara yönelik yatırımlar artmaktadır. Artan bu yatırımlara rağmen küresel enerji talebinin büyük bir kısmı halen fosil yakıtlar tarafından karşılanmaktadır. Ancak fosil kaynakların gide­rek azalması neticesinde ülkeler farklı enerji kaynaklarına yönelme eğilimine girmişlerdir.
Geleneksel fosil yakıtlardan petrol ve doğalgaza alternatif olarak son dönemde gündeme gelen geleneksel olmayan yöntemler ile üretilen kaya gazı ve petrolü enerji piyasalarına girmiştir. Dünyada 60-80 yıl olarak hesaplanan doğalgaz rezervlerinin ömrü, kaya gazı sayesinde 100 yıldan daha uzun süreye yükselmiştir. Kaya gazının enerji piyasalarında değişim sağlayacak bir potansiyele sahip olduğu görülmektedir. Kaya petrolünde ise kaya gazındaki kadar piyasalara etki edecek gelişme meydana gelmemiştir.
İlk kaya gazı kuyusu, 1981’de ABD’nin Texas eyaletinde açılmıştır. ABD’de kaya gazı üretimi 1995’den itibaren yatay sondaj ve hidrolik çatlatma yöntemiyle önemli miktarda artmıştır. ABD 2009’da dünyanın en büyük doğalgaz üreticisi haline gelmiş, 2017’den itibaren Avrupa ve Asya pazarlarına doğalgaz ihraç etmeye başlamıştır.
Ülkemizde de Trakya ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaklaşık on beş yıllık ihtiyacımızı karşılayacak kaya gazı rezervinin olduğu hesaplanmaktadır. Türkiye’nin ilk kaya gazı kuyuları Diyarbakır’ın Silvan ilçesine bağlı iki köyde açılmıştır.
ABD’de yoğun olarak üretimine başlanan kaya gazı üretiminin depremleri tetikleme, sera gazı emisyonunu artırma ve kuyuya basılan su nedeniyle yeraltı su kaynaklarını kirletme riski gibi çevresel sorunlara yol açtığı bilinmektedir. Çin, Rusya ve Avusturalya gibi ülkeler de önemli kaya gazı rezervlerine sahiptir. Ancak yüksek ve pahalı teknoloji gerektirmesi ve çevresel faktörler sebebiyle bu ülkeler ABD ve Kanada gibi yüksek üretime geçememişlerdir. Bazı Avrupa ülkeleri ise kaya gazı üretimini çevresel tahribata neden olması sebebiyle yasaklamıştır.
ABD’nin kaya gazı üretiminde sağladığı artış ile doğalgaz fiyatında gelecekte büyük bir artış olmayacağı ve mevcut düşük fiyat düzeyinin korunacağı beklentisi mevcuttur. 2005’de 15,7 dolar olan doğalgaz fiyatı Kasım 2019 itibarı ile 2,5 dolara düşmüştür.
Konunun Doğu Akdeniz’e olabilecek etkileri değerlendirildiğinde ise; Yunanistan, İsrail, İtalya ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında Doğu Akdeniz’deki doğalgazın denizaltı boru hattı/hatlarıyla Avrupa’ya taşınması maksadıyla East-Med boru hattı projesi imzalanmıştır. East-Med boru hattı maliyetinin altı milyar euro olması beklenmektedir.
Boru hattı kullanılmadığı durumda ise çıkarılacak doğalgazın sıvılaştırılmış olarak gemilerle pazarlanması söz konusudur. Ancak Doğu Akdeniz’de doğalgaz üretimine geçen ülkeler arasında sadece Mısır’ın iki adet sıvılaştırma tesisi mevcut olup, İsrail ve GKRY’nin bulduğu doğalgaz miktarı ile sıvılaştırma tesisi kurması rasyonel gözükmemektedir. East-Med gaz sahalarının geliştirme, üretim ve taşıma maliyetlerinin karşılanması için öncelikli olarak taşıma maliyetinin düşük olması veya yakın coğrafyadaki pazarlarda tüketilmesi gerekmektedir.
Yüksek teknoloji ile uygun fiyata üretilen ABD gazı ile East-Med boru hattından taşınacak İsrail ve GKRY doğalgazlarının Avrupa piyasalarında mücadele etmesi mümkün görülmemektedir. Doğu Akdeniz ülkeleri için maliyet açısından en uygun çözüm kendi iç tüketiminde kullanmadıkları gazın Türkiye üzerinden bir boru hattı ile Avrupa’ya ulaştırılmasıdır. Böyle bir boru hattının maliyetinin iki milyar euro olması beklenmektedir.
Enerji çeşitliliği açısından alternatif olarak düşünülebilecek kaya gazı üretiminin çevreye verebileceği zararlar göz önüne alındığında, ülkemiz için uygun olanın şimdilik rezerv ölçümlerine devam edilmesi ve çıkarılması yönündeki teknik çalışmaların takip edilmesi olduğu değerlendirilmektedir.
Eğer Doğu Akdeniz ülkeleri çıkardıkları doğalgazın Avrupa pazarında yer bulmasını istiyorlarsa, ülkemiz üzerinden Avrupa’ya gaz taşıyan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı’na (TANAP) entegre bir boru hattı en makul çözüm olarak görülmektedir. Bölgede doğalgaz çıkarmak isteyen büyük petrol şirketleri de çok geç olmadan ülkemizin yer aldığı projeleri desteklemeli ve katılım sağlamalıdır.
Bunu Paylaşın