ABD ve Yunanistan Dışişleri Bakanları 14 Eylül 2021 tarihinde ABD’nin Yunanistan’daki faaliyet alanını genişleten, taraflardan biri çekilmedikçe süresiz olarak yürürlükte kalacak1, güncel ABD-Yunanistan Karşılıklı Savunma İşbirliği Anlaşması’nı imzaladı
Anlaşma hitamında yapılan açıklamalarda;
• ABD Dışişleri Bakanı Anlaşma’nın süresiz olarak yürürlükte kalacağına vurgu yaparken, ABD’ye Yunanistan’daki mevcut üslerin dışında, ek olarak başka üslerde de eğitim ve faaliyet imkânı tanıyacağını,
• Yunanistan Dışişleri Bakanı ise ABD’nin Dedeağaç’ı ve Suda Üssü’nü kullanmakla Türkiye’nin itirazlarını/tepkisini dikkate almadığını2,
• Yunanistan’ın, açıkça Türkiye’den bahsetmeden, Doğu Akdeniz’de egemen haklarını kullanması durumunda savaş tehdidi ile karşı karşıya olduğunu belirtti.
Yunanistan Dışişleri Bakanı açıklamaları ile Anlaşmanın temel hedeflerinden birinin Türkiye olduğunu açıklamış oldu.3
Fransa-Yunanistan Savunma Anlaşması
Yunanistan Parlamentosu, Fransa ile 28 Eylül 2021 tarihinde imzalanan Savunma ve Güvenlik Alanlarında İşbirliğine Yönelik Stratejik Ortaklık Anlaşması’nı ise 8 Ekim 2021 tarihinde onayladı.
Anlaşmanın, taraflardan birinin, egemenlik alanında silahlı saldırıya uğraması hâlinde, diğer tarafın yardım etmesini de öngördüğü haberleri açık kaynaklarda yer aldı.
Anlaşmanın onaylanmasının ardından yaptığı açıklamada Yunanistan Başbakanı Miçotakis Anlaşma ile ilgili olarak üç temel noktaya vurgu yaptı.
• Bunların ilki; Anlaşma ile Avrupa’nın stratejik özerkliğine yönelik bir adım atıldığına,
• İkincisi; Anlaşmanın temel hedefinin Türkiye olduğuna,4
• Üçüncüsü; Anlaşma kapsamında Yunanistan’a destek sağlayacak Fransa’nın Avrupa’nın tek nükleer gücü ve BM Güvenlik Konseyi’nin Avrupa Birliği mensubu, tek daimi üyesi olduğuna ilişkindi.
Bu açıklamaları ile Miçotakis AB’nin iki başat aktöründen biri durumundaki Fransa’ya AB’nin stratejik özerkliği konusundaki görüşleri kapsamında destek verirken Türkiye’ye, Fransa üzerinden mesaj vermeye çalışmış oldu.
Anlaşmanın onay sürecinde olumsuz oy kullanan eski Başbakan Çipras ise Yunanistan’a getireceği ekonomik yük ve askeri risklerden bahsederek Anlaşmanın Türkiye ile deniz yetki alanlarında yaşanabilecek bir gerginlik sırasında Fransa’ya, Yunanistan’a yardım yükümlülüğü getirmediğini savundu. SYRIZA’nın iktidara gelmesi hâlinde Anlaşmanın ilgili hükümlerini değiştireceklerini belirtti.
Ana muhalefet lideri Çipras bu açıklaması ile esasen Anlaşmanın koşullarından memnuniyet duymadığını ancak ana fikirde Yunan Hükûmeti ile mutabık olduğunu ifade etmiş oldu.
Değerlendirme
ABD ve Fransa ile imzaladığı bu anlaşmalar, Türkiye ile arasındaki konulara başta AB ve ABD
gibi üçüncü tarafları ortak etmek isteyen Yunanistan için önemli diplomasi hamleleri oldu.
Her iki Anlaşma da;
• Doğu Akdeniz’de zaten varlık gösteren ABD ve Fransa’yı artık Ege’de de kalıcı duruma getirirken, her iki ülkenin bölgeye yerleşme çabalarını perçinledi.
• ABD ve Fransa’nın, Doğu Akdeniz’den sonra Ege’de de Yunanistan’ın yanında yer alacağını gösterirken Ege ve Doğu Akdeniz’de gerginlik ve çatışma riskini artıran bir faktör olarak öne çıktı.
Yunanistan ve ABD arasındaki Anlaşma; ABD’nin yeni Soğuk Savaş Dönemi’nde Rusya’yı çevrelemek için oluşturmaya çalıştığı kuşağı, batıya ve güneye kaydırarak Türkiye’yi de çevrelenen kuşağın içine aldığını ve Türkiye’ye artık bir dost/müttefik olarak bakmadığını teyit eden bir gelişme oldu.
ABD’nin Yunanistan ile imzaladığı bu anlaşma öncesinde de;
• Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Ege’de Yunanistan ve GKRY yanlısı bir tutum izlediği,
• Yunanistan ve GKRY’ye askeri ve diplomatik destek sağladığı,
• Girit’ten Dedeağaç’a kadar Yunanistan’da konuşlandığı,
• Libya’da, Irak ve Suriye’de Türkiye’nin çıkarları hilafına bir tutumu benimsediği,
• Suriye’de terör örgütüne doğrudan destek sağladığı,
• Suriye’nin kuzeyinde, nihai hedefi Akdeniz’e çıkışı olan bir Kürt devleti kurmak üzere özerk yönetim oluşturma çalışmalarına devam ettiği,
• Karadeniz’de ABD/NATO varlığını artırarak tırmanmaya yol açan bir politika izleme gayretinde olduğu,
• Kafkasya coğrafyasına ve Orta Asya’nın derinliklerine nüfuz etmeye çalıştığı,
• ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtı kararlar aldığı,
• Türkiye’ye yaptırım uyguladığı zaten biliniyordu.
Aslında, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta Yunanistan ve GKRY’ye müzahir tutumu, Libya ve Suriye’deki tavrı, Ermenistan’a sağladığı destek, Türkiye’ye yönelik yaptırım çağrıları ve sert açıklamaları Fransa’nın çıkarlarının da Türkiye ile örtüşmediğini açık şekilde gösteriyordu.
Dolayısıyla arz edilen gelişmelerin tamamen Yunanistan tarafından planlandığını söylemek çok doğru bir değerlendirme gibi görünmüyor.
Öncekine nazaran daha farklı bir evreye giren Türkiye-AB ve Türkiye-ABD ilişkilerinde Türkiye’yi kendi menfaatleri çerçevesinde yeniden konumlandıran AB ve ABD’nin oluşan durumu hazırlayan asıl aktörler olduğunu ifade etmek gerekiyor.
AB içinde Fransa, Avusturya, Lüksemburg, Yunanistan gibi ülkeler ile GKRY’nin Türkiye’yi tehdit olarak gördüğü, Almanya’nın daha dengeleyici bir tutum izlediği, ancak Almanya’nın bu tutumunda değişiklik olabileceği biliniyor.
Sonuç olarak;
• Yunanistan’ın yaratılan bu durumdan istifade etmek isteyeceğini,
• Bu amaçla Türkiye’nin, Yunanistan’ın ve dolayısıyla AB’nin egemen ve egemenlik haklarını tehdit ettiği mesajını vermek üzere faaliyetlerini artıracağını,
• Başta Doğu Akdeniz, Ege ve Balkanlar olmak üzere her alanda Türkiye’yi yalnızlaştırmaya yönelik politik uygulamalarına hız vereceğini söylemek güç değil.
Nitekim 19 Ekim 2021 tarihinde GKRY-Yunanistan ve Mısır arasında yapılan toplantının ardından yayımlanan bildiride Türkiye’nin bölgede “uluslararası hukuka uymayan provokatif eylemlerde bulunduğu”nun iddia edilmesi ve buna son verilmesinin istenmesi de bu durumu teyit ediyor.
Mevcut durum Yunanistan’ın önümüzdeki dönemde;
• GKRY ile birlikte Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon faaliyetlerini ve buna yönelik işbirliği gayretlerini artırabileceğini,
• Faaliyetlerini Türk Deniz Yetki Alanları (KKTC dâhil) ile çakışan bölgelerde icra ederek gerginliği tırmandırmak isteyebileceğini,
• Böylelikle üçüncü tarafların bölgede askeri varlık göstermelerine gayret edebileceğini,
• Ege’de, ABD ve Fransız unsurlarını da dâhil ederek gayri askeri statüdeki adalar ile anlaşmalarla Yunanistan’a devredilmemiş ada, adacık ve kayalıklara yönelik faaliyetler gerçekleştirmeye çalışabileceğini,
• Ege’de karasularının 6 deniz milinin ötesine genişletilmesi konusunu da daha sık gündeme taşıyabileceğini gösteriyor.
Bu gelişmelere hazır olunması gerekiyor.
1https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-58921152
2https://www.cumhuriyet.com.tr/dunya/yunanistan-disisleri-bakani-nikos-dendiastan-tepki-cekecek-aciklama-1877578
Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.