ABD’nin NATO’dan çekilme ihtimali, özellikle Donald Trump’ın yeniden başkanlık yarışında olmasıyla birlikte tekrar gündeme geldi. Trump, daha önce de NATO’yu gereksiz bir mali yük olarak görmüş ve Avrupalı müttefiklerin savunma harcamalarını artırmaları gerektiğini savunmuştu. Peki, bu söylemler gerçekten ABD’nin NATO’dan ayrılmasıyla sonuçlanabilir mi, yoksa bu yalnızca siyasi bir pazarlık unsuru mu?
ABD’nin NATO’daki rolü ve çekilme senaryoları
ABD, NATO’nun en büyük mali ve askeri destekçisi olarak, ittifakın lideri konumunda. Pentagon’un verilerine göre NATO bütçesinin yüzde 70’e yakınını ABD finanse ediyor. Bu da Washington yönetiminin ittifak içinde ağırlığını artırmasını sağlıyor. Ancak Trump ve destekçileri, NATO’nun artık ABD’ye sadece maliyet yükleyen bir yapı olduğunu öne sürüyor.
Elon Musk’ın sosyal medya paylaşımı, Trump’ın yeniden başkan olması halinde bu konunun ciddiyet kazanabileceğini gösteriyor. Ancak burada kritik bir nokta var: NATO’dan ayrılmak, basit bir karar değil. 4 Nisan 1949’da imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması’nın 13’üncü maddesi, bir üye ülkenin ittifaktan çekilmesi için en az bir yıl önceden resmi bildirimde bulunmasını şart koşuyor.
Trump ve NATO: Çıkış mı, pazarlık mı?
Trump’ın daha önce NATO’yu “modası geçmiş” olarak nitelemesi ve Avrupalı müttefikleri savunma harcamalarını artırmaya zorlaması, aslında bir pazarlık stratejisi olarak yorumlanabilir. Almanya, Fransa ve diğer NATO ülkeleri, Trump döneminde savunma harcamalarını artırmak zorunda kalmıştı.
Eğer Trump yeniden başkan olursa, NATO’dan ayrılma ihtimalini gündeme getirerek Avrupa ülkelerini daha fazla savunma harcaması yapmaya zorlayabilir. Bu, NATO’nun geleceğini ciddi şekilde sarsmasa da, ittifakın içindeki dinamikleri değiştirebilir.
ABD çekilirse NATO ne olur?
ABD’nin NATO’dan ayrılması durumunda, ittifakın en büyük askeri ve finansal destekçisini kaybetmesi büyük bir zayıflamaya yol açar. Avrupa ülkeleri, savunma harcamalarını artırmak zorunda kalırken, AB içinde “Avrupa Ordusu” fikri güçlenebilir. Ancak bu, kısa vadede uygulanması zor bir senaryo.
Ayrıca ABD’nin NATO’dan çekilmesi, Rusya ve Çin gibi rakip ülkelerin Avrupa üzerindeki etkisini artırabilir. Bu nedenle birçok uzman, Trump’ın söylemlerinin tamamen bir ayrılık planı değil, NATO’yu yeniden şekillendirme çabası olduğunu düşünüyor.
Çıkış gerçekçi mi?
ABD’nin NATO’dan çekilmesi, yalnızca Trump’ın bir kararına bağlı bir mesele değil. Kongre, Pentagon ve diğer devlet kurumları, böyle bir adımın doğuracağı güvenlik riskleri nedeniyle karşı çıkacaktır. Bu nedenle, Trump NATO’yu eleştirmeye devam etse de, tamamen ayrılma ihtimali düşük görünüyor. Ancak, Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığı azaltmak adına savunma politikalarında daha bağımsız adımlar atması gerekebilir.
Sonuç olarak, ABD’nin NATO’dan ayrılması ihtimali düşük olsa da, Trump’ın yeniden seçilmesi halinde NATO içinde ciddi tartışmalar ve dönüşümler yaşanabilir. Bu da Avrupa’nın güvenlik stratejisini yeniden gözden geçirmesine yol açabilir.