“104 Amiral” davasında savunmalar 25 Nisan’da bitecek

MDN İstanbul

Geçtiğimiz yıl Nisan ayında Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili açıklamaları üzerine emekli 104 Amiral ve 1 General tarafından yayımlanan kamuoyu duyurusuna ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma sonucu hazırlanan iddianameye ilişkin davanın savunmaları 3 Şubat’ta başladı.

Kamuoyu duyurusu başlangıçta 104 emekli Amiral ve 1 emekli General tarafından imzalanmıştı ancak 2 Amiral bu süreçte vefat etti ve Işık Biren’in de halihazırda sağlık sorunları bulunuyor. 102 emekli Amiral ve TESUD Başkanı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan ile ilgili iddianame Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 23 Aralık 2021 tarihinde kabûl edilerek dava açılmıştı. Pandemi şartları gerekçesiyle kamuoyu duyurusuna katılım beyanında bulunan emekli askerler savunmalarını ikamet ettikleri il/ilçelerin görevli Ağır Ceza Mahkemelerinde 3 Şubat’tan itibaren (Ankara’ya iletilmek üzere) talimat ile savunmalarını vermeye başladı. Ankara’da ikamet eden Amiraller ve 1 General 21 Mart Pazartesi günü Sıhhiye’de bulunan 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlayacak duruşmalarda savunmalarını yapacak.

Ankara dışındaki illerde ikame eden amirallerin savunmalarını yapacakları duruşmalar ise 25 Nisan’da tamamlanacak.

Zaman zaman mesleki deneyimleriyle okuyucularımızı bilgilendirmek amacıyla makale ve görüşlerini yayımladığımız;

  • Boğaz ve Garnizon Komutanı olarak emekliye ayrılan Tuğamiral Alaettin Sevim 7 Mart 2022 Saat 10.45’te Çağlayan İstanbul Adliyesi 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde,
Tuğamiral (E) Alaettin Sevim
İlginizi çekebilir:

Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim: Yunanistan’a karşı çıkmazsak kendi kıyısına mahkûm bir ülke oluruz

İlginizi çekebilir: 

Piri Reis Üniversitesi Öğretim Üyesi Emekli Tuğamiral Alaettin Sevim: Denizaltı dünyasında yeni bir silahlanma yarışı

  • Sahil Güvenlik Komutanı olarak emekliye ayrılan Tuğamiral Bülent Olcay, 7 Mart 2022 saat 10.50’de Çağlayan İstanbul Adliyesi 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde,
Tuğamiral (E) Bülent Olcay 
  • Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanı ve Deniz Harp Akademisi Komutanı olarak emekliye ayrılan Tuğamiral Nadir Hakan Eraydın, 7 Mart 2022 saat 11.40 Çağlayan İstanbul Adliyesi 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde,
Tuğamiral (E) Nadir Hakan Eraydın
İlginizi çekebilir: 
 ‘Liyâkatsizliğin bize de fayda sunacağı günü mü bekliyoruz!’
  • Güney Deniz Saha Komutanı olarak emekliye ayrılan Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, 21 Mart 2022 Saat 10.00’da Sıhhiye, Ankara Adliyesi’nde,
Koramiral (E) Abdullah Can Erenoğlu
İlginizi çekebilir: 
  MEDUSA 10 Tatbikatı
İlginizi çekebilir:

‘MİLDEN Projesi’nin azami gizlilik içerisinde yürütülmesi elzemdir’

  • İstanbul Tersanesi Komutanı olarak emekliye ayrılan Tuğamiral Prof. Dr. Nurhan Kâhyaoğlu, 28 Mart’ta saat 10.15’te Çağlayan İstanbul Adliyesi 27’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde savunmalarını verecekler.
Tuğamiral (E) Prof. Dr. Nurhan Kâhyaoğlu
İlginizi çekebilir:
 Bütüncül Denizcileşme Modeli*
İlginizi çekebilir: 

Preveze Deniz Zaferi, Deniz Kuvvetleri Günü ve ”Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri !..”

İlginizi çekebilir:
 Prof. Dr. Nurhan Kâhyaoğlu: Viya böyle…

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından yürütülen soruşturma hakkında iddianame hazırlanarak, Ankara 20’nci Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmiş; kamuoyu duyurusunu imzalayan Amirallerin ve generalin, “Devletin Güvenliğine veya Anayasal Düzene Karşı Suç İşlemek için Anlaşma” suçlamasıyla Türk Ceza Kanunu’nun 316’ncı Maddesi kapsamında 3 ila 12 yıl arasında cezalandırılmaları talep edilmişti.

Kamuoyu duyurusunda; son yıllarda FETÖ tarafından çok sayıda bilinçli saldırıya maruz kalan ve oldukça değerli kadrolarını hain kumpaslara kurban veren Türk Silahlı Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın Anayasa’nın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez değerlerine bağlılığını titizlikle sürdürmesi gerektiği, Türkiye’nin hak ve menfaatlerinin korunması ve mevcut uygulamaların tartışmalı hâle gelmemesi için Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğini tescil eden en önemli uluslararası sözleşmelerden biri olan ve Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir hukuki araç olmanın ötesinde Karadeniz’in ve tüm Akdeniz Bölgesi’nin güvenlik rejimini oluşturan Montrö’nün amirallerin mesleki deneyimlerinden edinilen tecrübeler gereğince her platformda korunması gerektiği ile Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi gerektiği vurgulanmıştı.

Ayrıca Montrö tartışmaları, İstanbul Kanalı ve resmî üniformasıyla ve resmî aracıyla bir tarikat merkezinde görüntülenen o dönem Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı ile ilgili açıklamalar yer alan duyuruda, Montrö Sözleşmesi’nin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği de ifade edilmiş ve Dumlupınar şehitleri anılmıştı.

Tüm bunlar yaşanırken kamuoyu duyurusunda vurgulanan Karadeniz’in güvenliğine ilişkin gelişmeler de yaşandı. Türkiye’nin kuzeyinde yer alan ve Türkiye’ye kıyıdaş olan Rusya-Ukrayna gerilimi bağlamında Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından kısa süre önce NATO’da ve Münih Güvenlik Konferansı’nda, “Montrö’nün sağladığı statünün bütün taraflar için yararlı olduğu, günümüz koşullarında bundan vazgeçilmesinin söz konusu olmadığı, Karadeniz’e kıyısı olan ülkelerin orada rahat, güven ve refah içinde yaşamasının Türkiye’nin en samimi dileği olduğu ve bu mânâda da Montrö Sözleşmesi’nin önemli olduğu, buna gerekli desteğin sağlanması gerektiği, Montrö Sözleşmesi’nin sağladığı düzenin bütün taraflar için yararlı olduğunun hep gündeme getirildiği” dile getirildi.

4 Nisan TCG Dumlupınar denizaltısının kahraman şehitlerini anma gününde Deniz Kuvvetleri’nden emekli 104 Amiralin ortak imzasıyla yayımlanan açıklama şöyleydi:

“Yüce Türk Milletine,

Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

Türk Boğazları, dünyanın en önemli suyollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşme değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve Boğazlardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir. Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşında tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur. TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda; çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nin, anayasanın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk’ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir.

Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir. Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.

04 Nisan 2021

Deniz Şehitlerimizi anarak saygıyla duyururuz.

Nasıl başlamıştı?
Meclis Başkanı Mustafa Şentop, Habertürk TV’de Muharrem Sarıkaya’nın programında Montrö Sözleşmesi hakkında konuşmuştu. Programda Şentop, uluslararası sözleşmeleri Cumhurbaşkanı’nın feshetme yetkisinin uzun yıllardır var olduğunu ifade ederken Ciner Medya Grubu Ankara Temsilcisi Muharrem Sarıkaya,“Bir gün bir Cumhurbaşkanı gelip ‘Ben Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nden çekildim’ veya ‘BM İnsan Hakları Sözleşmesi’ni feshettim’ derse, teknik olarak yapabilir mi? Ya da ‘Montrö’yü tanımıyorum, feshettim’ derse…” sorusunu sormuştu.

Şentop da bu soruya, “Teknik olarak yapabilir. Mümkündür ama muhtemel değildir. Mümkün başka, muhtemel başka. Marmara Denizi’nden ayran yapabilmek mümkün müdür? Mümkündür. Yeterli miktar yoğurt bulursanız mümkün olabilir. Ama böyle bir şey muhtemel değildir,” diyerek yanıt vermişti.

Bu yanıt üzerine yayımlanan kamuoyu duyurusu nedeniyle de kamuoyu duyurunda imzası bulunan 10 Amiral gözaltına alınmış, 4 Amirale de 3 gün içinde emniyete müracaat etmeleri için tebligat yapılmıştı.

Amirallerin gözaltına alınmasına halk özellikle sosyal medyada amiralleronurumuzdur hashtag (heştek-#)’i ile tepki göstermişti.

Bu haberin/makalenin tamamı ya da bir kısmı kaynak gösterilmeden yayımlanamaz. Kaynak gösterilse dahi aktif link verilerek kullanılabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayımlayanlar hakkında yasal işlem başlatılır.

Bunu Paylaşın