Wärtsilä, Oshima ve DNV GL, IMO 2030 hedefleriyle uyumlu ‘Bulk Carrier’ tasarladı

MDN İstanbul

Teknoloji grubu Wärtsilä Corporation, Japon gemi inşacı Oshima Shipbuilding ve DNV GL, ortaklaşa yürüttükleri bir endüstriyel gelişim projesinin ilk sonuçlarını Temmuz başında kamuoyuyla paylaştı.

Ortaklar, Norveç’te düzenlenen Nor-Shipping denizcilik fuarında gerçek gemilerden gelen veri temelinde işletme profillerine göre optimize edilmiş ve yakında yürürlüğe girecek emisyon yönetmeliğinin şartlarını yerine getirebilen yeni nesil 62,000 dwt’lik bir Ultramax Bulk Carrier tasarımını tanıttı. Tasarım, geleneksel ticari yük gemilerinin emisyon düzeylerinin Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) hedeflerine uygun olarak büyük oranda azaltılabileceğini ortaya koyuyor.

Projenin temel hedefleri hem denizde hem limanda karbon emisyonunun düşürülmesi; IMO’nun 2030 hedefi karbondioksit (Co2) emisyonlarının yüzde 40 oranında azaltılması ve bekleme zamanlarında ise sıfır emisyon düzeyine erişilmesinin sağlanmasıydı. Projenin bir başka hedefi ise armatörler için yatırım getirisini en üst düzeye çıkaran yeni bir standart oluşturmak. Bir diğer amaç ise sera gazı emisyonu azaltımının halihazırda var olan teknolojiyle gerçekleşmesiydi.

Yeni tasarım hakkında bilgi veren Wärtsilä Ticari ve Gaz Tankerleri Direktörü Stein Thorsager, “Akıllı denizcilik girişimimiz, farklı paydaşlar arasında işbirliğine vurgu yapıyor ve bu tür işbirliğinin ne kadar da etkili olabileceğini ortaya koyuyor. Tasarım gerçekte denizde olan Ultramax gemilerinden alınan profil verileri üzerinden yapıldı ve güç üretimini sağlayan bir şaft jeneratör ve hatve kontrollü pervaneye (CPP) bağlı LNG-yakıtlı Wartsila 31DF çift-yakıt motoru içeriyor. Elde edilen sonuç hem verimlilik hem sürdürülebilirlik anlamında şu an var olan tüm sistemlerden çok daha üstün performans gösterdi” dedi.

DNV GL Satış Pazarlama Müdürü Trond Hodne, “Denizcilik sektörünün IMO’nun ortaya koymuş olduğu iddialı sera gazı azaltma hedeflerine ulaşmak için daha ileri gemi tasarımları üretiminde bir araya gelmesi lazım. Bizim yapmış olduğumuz tasarım benzer gemilerin oluşturduğu Enerji Verimliliği Tasarım Endeksini (EEDI) yarı yarıya azalıyor ve düşük emisyonlu yük gemileri için yeni bir standart yaratıyor” dedi.

Oshima Shipbuilding Grup Başkanı Eiichi Hiraga ise, “Wärtsilä ve DNV GL ile olan ortaklığımız sayesinde daha yüksek verim ve daha iyi çevresel performans hayata geçirildi. Oshima, optimize edilmiş tahrik gücü, enerji tasarrufu ve solar paneller içeren bu tür yenilikçi bir tasarımı kendi başına çıkaramazdı. Bu haliyle bulk carrier sahibi armatörlerin hem mevzuata uymayı başarıp hem de işletme maliyetlerini düşürebileceği sağlam bir çözüm ortaya koyuyor” dedi.

Ortaya konulan tahrik çözümü, EEDI endeksinde benzer tür ve büyüklükteki gemilere göre yüzde 50 azalma sağlıyor. EEDI ton-mil (yük taşıma kapasitesi) başına salınan Co2 miktarını gösteriyor.

Yeni tasarımın getirdiği diğer faydalar arasında liman beklemelerinde solar paneller aracılığıyla tümüyle çevreye uyumlu çalışma yeteneği, işletim profillerine göre boyutlandırılmış LNG tankı kurulumu, optimize edilmiş gövde şekli ve ekstra tahrik için yelken takılabilmesi de var. Yelken sistemi Oshima Shipbuilding ve Mitsui O.S.K Lines tarafından geliştiriliyor.

Bunu Paylaşın