Türkiye Liman İşletmecileri Derneği (TÜRKLİM)’nin 22’nci Olağan Genel Kurul Toplantısı, İMEAK Deniz Ticaret Odası’nın merkez binasında gerçekleştirildi. Genel Kurul’da TÜRKLİM Yönetim Kurulu’nun, 31.12.2018 ‘de yürürlüğe giren Kılavuzluk Kaptanlık ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği’ne karşı İdare’ye dava açma yetkisi, oy çokluğu ile kabul edildi. Kılavuzluk ve Römorkör Hizmetleri Yönetmeliği’nin sektör temsilcilerinin görüşü alınmadan çıkarıldığını belirten TÜRKLİM Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Hakan Genç, “Bu yönetmelikle ilgili limanlar olarak problemimiz, dış ticaretteki ağırlığımızın dikkate alınmadan, limanların yapmış olduğu bu hizmeti artık yapamayacakları bir ortamın oluşturulmuş olmasıdır,” dedi. Limanların önemli bir yatırım hacmine sahip olduğunu, kendi üyelerinin liman alanındaki yatırımlarının 10 milyar doları geçtiğini ifade eden Genç, “Kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri gemiye limana yanaşması için veriliyor. Liman yatırımları büyük ölçekli yatırımlardır, kılavuzluk ve römorkörcülük hizmetleri bu yatırımların bir parçasıdır,” dedi.
En optimum çözüme ulaşmak için çalışıyoruz
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Kılavuz Kaptanlık ve Römorkörcülük konusunda en son yönetmeliğin 2004’te çıkarıldığına ve 2006’da iptal edildiğine işaret ederek, “Bu konu, 13 yıldır yönetmeliksiz devam eden bir konudur. Bu kadar sene üzerine İdare bir inisiyatif aldı ve bir yönetmelik yayımladı. İdarenin aldığı bu inisiyatifi küçük görmemek lazım. Şu anda bizim yapmamız gereken, bunun üzerinden sektör temsilcileriyle beraber ‘En optimuma nasıl bir formülle ulaşılabilir?’ sorusuna cevap bulmak olmalı. Çünkü herkesin yüzde 100 kabul edeceği bir çözüm olmuyor. Bu yönetmelik üzerinde ‘ne kadar yapabiliriz, ne yapabiliriz, nasıl başarabiliriz’ bunun üzerine çalışıyoruz. Çok kısıtlı, bir zaman içerisinde bunu yapmamız lazım, konuşma ve istişare yoluyla en optimum çözümü bulmaya çalışacağız. Bulabilecek miyiz? Ben İdare’nin bu inisiyatifi almasıyla bir kapı açtığını düşünenlerdenim. İdare bence bu kapıyı açtı ve şu anda top bizde. Biz, bunun uygun olmayan taraflarını kendileriyle paylaşacağız. Paylaşmamız gerekiyor, çözüm üretebilirsek amacımıza ulaşmış oluruz,” değerlendirmesinde bulundu.
İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Kılavuz Kaptanlık ve Römorkörcülük konusunda en son yönetmeliğin 2004’te çıkarıldığına ve 2006’da iptal edildiğine işaret ederek, “Bu konu, 13 yıldır yönetmeliksiz devam eden bir konudur. Bu kadar sene üzerine İdare bir inisiyatif aldı ve bir yönetmelik yayımladı. İdarenin aldığı bu inisiyatifi küçük görmemek lazım. Şu anda bizim yapmamız gereken, bunun üzerinden sektör temsilcileriyle beraber ‘En optimuma nasıl bir formülle ulaşılabilir?’ sorusuna cevap bulmak olmalı. Çünkü herkesin yüzde 100 kabul edeceği bir çözüm olmuyor. Bu yönetmelik üzerinde ‘ne kadar yapabiliriz, ne yapabiliriz, nasıl başarabiliriz’ bunun üzerine çalışıyoruz. Çok kısıtlı, bir zaman içerisinde bunu yapmamız lazım, konuşma ve istişare yoluyla en optimum çözümü bulmaya çalışacağız. Bulabilecek miyiz? Ben İdare’nin bu inisiyatifi almasıyla bir kapı açtığını düşünenlerdenim. İdare bence bu kapıyı açtı ve şu anda top bizde. Biz, bunun uygun olmayan taraflarını kendileriyle paylaşacağız. Paylaşmamız gerekiyor, çözüm üretebilirsek amacımıza ulaşmış oluruz,” değerlendirmesinde bulundu.
Limanlara istisna getirilmesi için Kambiyo Genel Müdürü ile görüştük
Limancılık sektörü olarak 20 bin kişiye istihdam sağladıklarını da kaydeden Genç, “240 milyar dolarlık dış ticaret bizim limanlarımızdan geçiyor. Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’ın çıkarılmasının arkasından iki tebliğ geldi. Borçlar Kanunu’nda açık tarifi de bulunmasına rağmen bu karar çok geniş yorumlanarak liman ücretlerine de dayandı. ‘Limanlar ücretlerini dövize endeksli olarak kesemeyecekler’ dediler ve bunun bir takım istisnalarını söylediler. Bu bir takım istisnalar, bir takım haksız rekabetler yarattı. İtiraz edilince, bir tebliğ daha geldi ama o tebliğ bazı şeyleri çözerken diğerlerini çözümsüz bıraktı. Burada da bir bilinmezlik durumu var, biz de bu durumu Kambiyo Genel Müdürü’ne kendilerine yapmış olduğumuz ziyarette dile getirdik. O düzenleme içerisinde, hava meydanları istisna kapsamı dışında tutuldu. 391 milyar dolarlık dış ticaretin değer olarak yüzde 13’ü hava meydanlarından yapılmış, yüzde 62’si ise deniz limanlarından yapılmış. Bir düzenleme yapılıyor ve yüzde 13’e istisna getiriliyor oysaki bu istisnanın önce deniz limanlarına tanınması gerekir. Bir yük taşınıyor; yükün değeri 20 bin dolar, navlun 2 bin dolar, liman ücreti ise 200 dolar. Yük, emtia, navlun dövizle ödenirken, sorun gele gele 200 dolarlık liman ücretine geldi,” dedi.
Limancılık sektörü olarak 20 bin kişiye istihdam sağladıklarını da kaydeden Genç, “240 milyar dolarlık dış ticaret bizim limanlarımızdan geçiyor. Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar’ın çıkarılmasının arkasından iki tebliğ geldi. Borçlar Kanunu’nda açık tarifi de bulunmasına rağmen bu karar çok geniş yorumlanarak liman ücretlerine de dayandı. ‘Limanlar ücretlerini dövize endeksli olarak kesemeyecekler’ dediler ve bunun bir takım istisnalarını söylediler. Bu bir takım istisnalar, bir takım haksız rekabetler yarattı. İtiraz edilince, bir tebliğ daha geldi ama o tebliğ bazı şeyleri çözerken diğerlerini çözümsüz bıraktı. Burada da bir bilinmezlik durumu var, biz de bu durumu Kambiyo Genel Müdürü’ne kendilerine yapmış olduğumuz ziyarette dile getirdik. O düzenleme içerisinde, hava meydanları istisna kapsamı dışında tutuldu. 391 milyar dolarlık dış ticaretin değer olarak yüzde 13’ü hava meydanlarından yapılmış, yüzde 62’si ise deniz limanlarından yapılmış. Bir düzenleme yapılıyor ve yüzde 13’e istisna getiriliyor oysaki bu istisnanın önce deniz limanlarına tanınması gerekir. Bir yük taşınıyor; yükün değeri 20 bin dolar, navlun 2 bin dolar, liman ücreti ise 200 dolar. Yük, emtia, navlun dövizle ödenirken, sorun gele gele 200 dolarlık liman ücretine geldi,” dedi.
