Türkiye’nin sivil denizcilik tarihine özel bir yolculuk

MDN İstanbul

Denizcilik Bankası T.A.O’nun unutulmaz Genel Müdürü Celâlettin Erol’un oğlu Reşit Mehmet Erol, Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılı içinde başlayıp Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve gelişme dönemine ait sivil denizcilik tarihini kapsayan arşivini, Rahmi M. Koç Müzesi’ne bağışladı. Hem Reşit Mehmet Erol’a ait hem de Rahmi M. Koç Müzesi’ne ait parçaların bir araya getirilmesi ile oluşturulan ‘Seyr-i Sefain İdaresi’nden Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne isimli sergi, meraklıları için 29 Eylül tarihine kadar ziyarete açık olacak.
Sergi, Türk sivil denizcilik tarihinin ağırlıklı olarak Osmanlı İmparatorluğu’nun son yüzyılı içinde başlayıp Cumhuriyet’in kuruluş ve gelişme zamanlarını kapsayan dönemine ışık tutuyor. Bu tarih, Rahmi M. Koç Müzesi’nin koleksiyonunda önemli yer tutan denizcilik tarihine ait parçalar, Denizcilik Bankası T.A.O’nun Genel Müdürü Celâlettin Erol’un oğlu Reşit Mehmet Erol tarafından bağışlandı. Koleksiyon ve Erol Ailesi arşivinden belgeler, objeler, fotoğraflar ve efemeralar ile bu zengin tarih gözler önüne seriliyor.
Rahmi M. Koç Müzesi’ne, müze envanterlerinde bu değerli koleksiyonu korumaya aldıkları, daha da zenginleştirerek gelecek nesillere aktaracakları ve gösterdikleri yakın ilgi için teşekkür eden serginin küratörü Reşit Mehmet Erol, “Denizciliğe olan ilgim çocukluk yıllarımda başladı. Gemi inşaatı yüksek mühendisi olan babamın görevli olarak bulunduğu Japonya’da Türkiye için inşa edilen gemilerin yapıldığı tersaneye bazen beni de götürmesi, hayranlıkla izlediğim denize indirme törenleri ve Yokohama Limanı’na hemen her hafta sonu gemileri seyretmem için gitmemiz ile başlayan bu ilgim, daha sonrasında bir tutkuya dönüşmeye başladı. Aileme ait arşivi incelemeye ve araştırmalar yapmaya başladım, özellikle Denizcilik Bankası T.A.O. dönemi ile ilgili objeleri, belgeleri derlemeye, toplamaya çalıştım. Türk sivil denizciliğinin önemli bir dönemini kapsayan bir koleksiyonu yıllar içinde bir araya getirebildim. Bu koleksiyonu geniş kitlelerle paylaşmak istedim,” dedi.“Ülkemizin ‘Türk Deniz Yolları’nın da var olması lazım”
Deniz kültürümüzün çok uzun zaman öncesine dayandığını ve özellikle Devlet Denizyolları ile hem yurtiçine hem de yurtdışına gerçekleştirilen seyahatlere son derece önem verildiğini belirten Erol, ‘’İçimizde birikim ve yeterince tecrübemiz var, eski günlere dönebiliriz. Şu anda İstanbul’un birçok semtinde iskeleler kapalı durumda, iskeleler hizmete açılırsa dolup taşacağına şüphem yok. Denizlerin hiçbir masrafı yok ve İstanbul’un denizinin kullanılması ülkemiz açısından büyük önem arz ediyor. Mesela Türkiye’de Türk Hava Yolları var, ‘Türk Deniz Yolları’nın da var olması lazım. Bir gemi nereye giderse gitsin o gemi ait olduğu ülkenin toprağıdır. Denize gerekli önemi vermemiz ve onu yeniden bir kültür haline getirmemiz gerekiyor. Umarım, bu sergi insanları yüreklendirir ve yeniden eski günlere döneriz’’ dedi.
Devlet Denizyolları’nın Türkiye çıkışlı New York, Kuzey Afrika, Barselona, İtalya, Fransa, Mısır, Lübnan, İsrail, Yunanistan, Kuzey Kıbrıs, Romanya limanlarına uğrayarak gerçekleştirdiği seferlere dair broşürlerin, bu gemilerin balo ve yemek salonları için titizlikle üretilmiş gümüş tabak ve çatal-kaşık takımlarının, kristal bardak ve kadehlerin, hediyelik eşyaların, Türk tersanelerinde neredeyse tamamı yerli malzemelerle inşa edilmiş gemilerin törenlerine ilişkin davetiye ve fotoğrafların, maketlerin ve bunun gibi denizcilik tarihimize ve kültürümüze ışık tutan birçok parçanın sergilendiği ‘Seyr-i Sefain İdaresi’nden Türkiye Denizcilik İşletmeleri’ne sergisi; aslında tüm dünyanın gıpta ile baktığı bir kültürün yok olup gidişine şahitlik ediyor.

Bunu Paylaşın