Türkiye’de gemi inşa sektörü ve gelecek planlamaları

MDN İstanbul

Gemi inşa projelerinde iş teslim süresi ve kalitesiyle özellikle Kuzey Avrupa ülkeleri tarafından tercih nedeni olan Türk tersaneleri, bu alanda başarı serisine bir yenisini daha ekledi. Yakıt kullanımını ortadan kaldırmak veya minimum seviyeye indirmek adına, birçok armatör yeni inşalarda, hibrit veya akülü gemi siparişleri veriyor. Türkiye ise bu projeler için tercih edilen ülkelerin başında geliyor. Peki, Türkiye gemi inşa sanayindeki know-how’ını ne derece kullanabiliyor? Mali imkânlar gelişim için ne derece yeterli? Küresel ölçekte değişen ihtiyaçlar doğrultusunda Ar-Ge çalışmalarına ne derece önem veriliyor?

Dünyanın ilk Bateri Hibrit DP2 Rüzgâr Türbini Destek Gemisi teslim edilecek
Cemre Tersanesi Ticaret Müdürü Sinan Kavala, 2015 yılından beri rüzgâr türbini destek gemisi yapmaya başladıklarını ve bu alanda önemli projelerde yer aldıklarını söyledi. Fransız Louis Dreyfus Armeteurs firmasına teslim edecekleri NB57 projesine ilişkin bilgi veren Kavala, “Önümüzdeki ay NB57 projemizi teslim edeceğiz. Teknisyenlerin rüzgar türbinine kesintisiz erişimini sağlayabilmek adına özel olarak geliştirilen hareket sönümlendiricili iskele sistemi gibi özel çözümleri bünyesinde barındırıyor. Ayrıca bu gemi, dünyanın ilk bateri hibrit DC elektrik sistemine sahip DP-2 konfigürasyonu ile açık deniz rüzgâr türbinlerine destek gemisi olacak,” şeklinde konuştu.
Cemre Tersanesi’nde devam eden yeni inşa projelerine ilişkin konuşan Kavala, “Şu anda tersanemizde 19 yeni inşa projemiz var. Bunların 10 tanesi kabuk, 9 tanesi de anahtar teslim projeler” dedi. Norveç’te faaliyet gösteren Havyard Group AS firmasına yarı donatımlı gemiler teslim ettiklerini kaydeden Kavala, “Bu firmaya, bugüne kadar 45 tane kabuk projesi teslim ettik. Hali hazırda 10 kabuk gemi inşası da devam etmekte Aynı müşteri ile birçok farklı tipte proje için bu kadar uzun süredir çalışabilmenin güzel iletişim ve kaliteli işlerin göstergesi olduğuna inanıyorum. ” dedi.
Öte yandan yolcu gemisi projelerinde etkin bir pazar olduğuna dikkat çeken Kavala, “İleriye baktığımız zaman yolcu gemilerine artan bir talep olduğunu görüyoruz. Türkiye olarak bu alanda başarılı olduğumuzu düşünüyorum, iyi örnekler vermeye başladık. Yan sanayinin gelişmesiyle bu pazarda çok daha güçlü olacağımıza inanıyorum,” bilgisini verdi.

2008 krizi, firmaları yeni
pazarlara yönlendirdi

Tanker inşasında Türkiye’nin 2004-2008 dönemlerini ‘altın yıllar’ olarak nitelendiren Kavala, “2008 krizinin yaşanması ve daha sonra sektörde kuralların değişmeye başlaması, bizi farklı pazar arayışlarına yönlendirdi. Özellikle Kuzey Avrupa bölgesinden önemli işler almaya başladık. Dolayısıyla bazı tersaneler onların standartları ve onların beklentilerine göre yeni inşalar yapmaya başladı. Bu süreci Türk tersaneleri için yeni bir çağ olarak kabul edebiliriz. Bu durum bizim, beklentilerin fazla olduğu bir pazarda üretim yapmamıza neden olurken, yeni inşalarda kalitenin de aynı oranda artmasını sağladı,” dedi. Yeni projelerde inşanın yanı sıra, teknik çözümlerde de etkili olduklarını kaydeden Kavala, “Bugün Cemre olarak yeni inşa projelerinde sadece uygulayan, inşa eden taraf değiliz; projenin nasıl daha çevre dostu ve efektif olacağı konularında da çözümler sunuyoruz,” diye konuştu.

Türk mühendisler yeni
inşalarda daha etkin olacak

İlerleyen dönemlerde Türk gemi inşalarının mühendislik ve tasarım çalışmalarında yerli mühendislerin daha aktif bir şekilde yer alacağını anlatan Kavala, “Mühendislik ve yan sanayi çalışmalarının önemli bir kısmını burada yaparsak, Türk gemi inşa sektörü olarak pazardaki payımızı hızla geliştiririz. Cemre Tersanesi olarak müşterinin ihtiyaçlarını karşılayacak çözüm ve öneriler sunuyor, projelerin gelişiminde etkin rol oynuyoruz,” dedi. Tasarım ve dizayn çalışmalarında daha etkin olabilmek adına, Su Dizayn’ın kurulduğunu belirten Kavala, “Su Dizayn’da faaliyet gösteren arkadaşlarımız yurtdışındaki farklı projelerde de rol almaya çalışıyor. Su Dizayn tasarım ve Ar-Ge merkezi olarak birçok çalışma yürütüyor” değerlendirmesinde bulundu.

Teminat mektupları
konusunda olumlu bir hava var

Yabancı bankalara gönderilen teminat mektuplarının kabul edilmemesi konusu ile ilgili açıklamalarda bulunan Kavala, “Teminat mektupları konusunda ilgili kurumların attığı adımlar neticesinde, altı ay öncesine göre çok olumlu bir hava var. Umarım bu sorun en kısa zamanda çözülmüş olur” bilgisini verdi. Öte yandan yan sanayi alanındaki çalışmaların önem arz ettiğini belirten Kavala, “Geminin yaklaşık yüzde 80’lik kısmı ekipman, bunun büyük bir bölümü dışarıdan alınıyor. Ekipmanları yerli tedarikçilerden alabilmek adına oldukça büyük gayret sarf ediyoruz. Müşterilerimizi ve dizaynırları yerli ürünler ile tanıştırıyor ve gemilerde bu ürünleri kullanmaya teşvik ediyoruz,” dedi.

Üretimlerde
sertifikalandırma önemli

Yan sanayi alanında birçok kalemin Türkiye’de üretilebileceğine değinen Kavala, “Projelerde tedarik firmaları size bir ‘maker list’ ile geliyor. Şartnamelerinde hangi ürünün nereden alınması gerektiğini belirtiyorlar. Ancak siz, karşı tarafa yerli ürünlerin eşdeğer kalitede olduğunu sunabiliyorsanız, yerli ürünleri de kabul ettirebilirsiniz,” dedi. Sertifikalandırma konusunun yan sanayide önemli olduğunun da altını çizen Kavala, “Bir ürün ne kadar iyi olursa olsun, gerekli sertifikalara sahip değilse, o ürünü gemide kullanamazsınız. O yüzden üretim kadar ürünlerin sertifikalandırılması da oldukça önem arz ediyor,” bilgisini verdi.

Bunu Paylaşın