Rolls-Royce’tan yeni nesil MTU hibrit tahrik sistemleri

MDN İstanbul

As of 2020, Rolls-Royce will launch a range of completely integrated MTU hybrid ship propulsion systems on the market. The propulsion systems will also be made available for yachts, work boats, ferries and patrol boats in a power range extending from around 1,000 kilowatts to 4,000 kilowatts per power train. Ab dem Jahr 2020 bringt Rolls-Royce verschiedene komplett integrierte MTU-Hybrid-Schiffsantriebe auf den Markt. Die Antriebssysteme werden unter anderem für Yachten, Arbeitsschiffe, Fähren und Patrouillenboote in einem Leistungsbereich von ungefähr 1.000 Kilowatt bis 4.000 Kilowatt pro Antriebsstrang angeboten.

Rolls-Royce, tamamen entegre edilmiş yeni nesil MTU hibrit gemi tahrik sistemlerini 2020 yılından itibaren piyasaya süreceğini açıkladı. Aktarma organı başına 1,000 kilowatt’tan 4,000 kilowatt’a kadarlık güç aralığında çeşitlilik gösterecek olan bu tahrik sistemleri aynı zamanda yatlar, tekneler, feribotlar ve karakol botlarında da kullanılabilecek. Rolls-Royce, 2000 Serisi motorlarıyla bütünleşik yeni MTU hibrit sistemini, 2019 yılı içerisinde bir yatta test etmeyi planlıyor.Sistemler, bireysel müşteri taleplerini karşılayacak olan güç seçenekleriyle birlikte sunulacak. 2020 yılı itibarıyla, MTU 2000 Serisi motorlarıyla bütünleşik, güç aktarma organı başına her biri 150 kilowatt elektrik üreten bir veya iki elektrik motoruna sahip sistemler piyasaya sürülecek ve bunlar, güç aktarma organı başına ortalama 1,000 ile 2,200 kilowatt güç çıkışı sağlayacak. 2021 itibarıylaysa MTU portföyünü; MTU 4000 Serisi motorlarını temel alarak üretilecek hibrit sistemlerden ve her biri 150 kilowatt elektrik üretecek dört adede kadar elektrik motoruyla desteklenerek aktarım organı başına yaklaşık 1,000 ile 4,000 kilowatt güç elde edilecek tahrik sistemlerinin eklenmesiyle geliştirecek.

Hibrit tahrik sistemi, römorkörler için elektrik motorunu kullanarak kusursuz bir manevra kabiliyeti sağlamasının yanı sıra; dizel ve elektrik motorlarının güçlerini birleştirerek, üstün bir çekiş özelliği göstermelerini mümkün kılıyor. Ancak yatlarda ve yolcu gemilerinde yüksek güç performansının yanı sıra daha sessiz, titreşimsiz ve emisyonsuz seyahat etme seçenekleri ve olanakları da hem müşterilerin hem de üreticilerin ilgisini çeken unsurlar. Karakol botları ve çok yüksek performans ile hız gerektiren benzeri diğer uygulamalar içinse, hibrit tahrik sistemleri geniş bir aralıktaki yüksek güç üretiminin yanında ekonomik birçok fayda sağlayabiliyor. Buna ek olarak, hibrit tahrik sistemlerinin düşük işletim maliyetlerinden yararlanmaları, gemi operatörleri açısından büyük bir avantaj.

MTU’nun, “müşteriye özel’’ hibrit tahrik sistemleri birçok gemide kullanılmaya başlandı. Örneğin, 2017 yılında denize indirilen ‘Sailing Yacht A’ adlı, dünyanın en büyük yelkenlisinde MTU’nun yedi değişik tahrik modu sunan bir dizel-elektrik karma hibrit tahrik sistemi bulunuyor. Yelkenlinin ihtiyaç duyulduğunda yaklaşık 16,000 kilowatt’a yakın birleşik güç çıkışı sunarak 21 knot’luk azami hıza ulaşılmasını sağlayan dizel ve elektrik motorları, yavaş seyirlerde düşük vibrasyon seviyeleri ve yakıt tasarrufu elde edilmesine de olanak veriyor. Hollandalı üretici Heesen Yachts da ‘Nova Hybrid’ adını verdiği projesiyle müşterilerine 1,200 kilowatt dizel gücüyle (2 x MTU 12V 2000 M61) 2 x 110 kilowatt elektrik gücü takviyeli 50 metrelik bir hızlı deplasman yatına sahip olma olanağı sunuyor. Tümüyle alüminyumdan üretilen yat, sadece elektrik gücüyle çalışırken, 9 knot azami hıza ulaşabiliyor ve tamamıyla sessiz bir yolculuk keyfine ev sahipliği yapabiliyor.
MTU’nun yeni hibrit tahrik sistemleri, Rolls-Royce Power Systems’ın 2015 yılında ortaya koyduğu ‘Yeşil ve Yüksek Teknoloji Girişimi’nin (the Green and High-Tech initiative) bir parçası. Şirket, bu programının kapsamında, havayı kirleten emisyonları ve hem enerji hem de ham madde tüketimini azaltacak şekilde tasarlanan, geleceğin çevre dostu çözümlerine yatırım yapmayı sürdürüyor.

MTU Denizcilik ve Kamu İşleri Başkanı Knut Müller, “Dizel motorlarla elektrikli motorların kombinasyonları, bunların yanında bataryalarla birlikte, birçok denizcilik aplikasyonu seçeneğinin arasında seçim yapacak olan müşterilerimize; en önemlisi verimlilik olmak üzere, çevresel uyumluluk ve tahrik sisteminin esnekliği gibi kayda değer faydalar sağlayacak. Modüler bir sistemin de yardımıyla, entegre hibrit tahrik sistemlerini müşterilerimizin spesifik ihtiyaçlarına özel olacak şekilde tedarik edeceğiz” dedi.

Rolls-Royce, gemiler için MTU’dan tamamen hibritle çalışan tahrik sistemleri de tedarik edecek ve bunlar MTU’nun içten yanmalı motorlarının, elektrikle çalışan modüllerinin, şanzıman sistemlerinin, bataryalarının, izleme ve kontrol sistemlerinin yanı sıra diğer elektronik parçalarından oluşacak. Knut Müller yaptığı açıklamada, “Müşterilerimize entegre sistemlerle birlikte, kullanması çok kolay tahrik modlarından oluşan uygun seçenekler sunacağız. Rolls-Royce olarak bunu, sistem entegrasyonu konusundaki uzun yıllara dayanan deneyimimizle ve Yeni Nesil Blue Vision Hibrit otomasyon sistemimizin (Blue Vision New Generation Hybrid automation system) desteğiyle gerçekleştiriyoruz,” diye ekledi.

ETİKETLER: , ,
Bunu Paylaşın