RAM Track (Radar Aided Manual Track)

Sinan Topuz

sinantopuz@marinedealnews.com
Sinan Topuz

Gemilerin karanlık savaş harekât merkezlerinde geçen sayısız saatler istemeden de olsa hayatımıza etki ediyor. Radar bilgisi olmaksızın, eldeki son bilgiye dayanılarak hedef koordinatlarının tahmini olarak ilerletilmesi olan RAM Track modern teknoloji ile tarih oldu gibi gözüküyor. Tarih oldu gibi gözüküyor çünkü taktik saha o denli hızlı ve akan bilgi o denli otomatik akıyor ki RAM Track’a ihtiyaç kalmadı. Artık senelerimi geçirdiğim soluklaştırılmış ışıklı harekât merkezlerindeki RAM Track kavramı benim için uzak. RAM Track’ın benim gibilerle aynı havayı soluyanlar için manası farklı. RAM Track benim için dayanaksız, bilgiye dayanmayan bilgi gibi ortaya konan yorumların adı oldu.

Zaman zaman sosyal medya araçlarından, Linkedin’den deniz harbi ve iş yaşamı ile ilgili paylaşımlarda bulunurum. Değer verdiğim insanların paylaşımlarını ve onlara yapılan yorumları da takip etmeye çalışırım. Bazen haberin altına öyle yorumlar bilgiymişçesine yapılır ki cevap verip vermemek arasında gidip gelirim. Bu yorumlar arasında insanı sandalyesinden düşürüp neler kaçırmışım dedirtenler de olur. Yorumunu, bilgi gibi yazan kişi RAM Track atmıştır bana göre.

Televizyonlara çıkıp adının altında “Stratejist” yazanlar için de benzer düşüncelere sahibim. Hani stratejinin sonuç, yöntemler ve kaynaklar formülündeki kaynaklardan habersiz olanların stratejiden bahsetmesini de RAM Track atmak olarak görürüm.

Birkaç küçük bilgi kırıntısı üzerinden saatlerce konuşanlar yüksek sesle, “sıkı durun atıyorum” demiyor ama söylenmeyen o kelimeler beynimizde ulaşması gereken yere ulaşıyor. Tabii burada kastım bilerek yalan söyleyenler değil. Onlar ayrı bir durum ve konu etmeye dahi değmezler. RAM Track ile bilgi arasındaki farkı ayırt edebildiğimiz sürece sorun yok.

Neyse konumuz bu değil.

1987 senesinde muhriplerde ilk görev aldığımda bir hedef ile ilgili işlem yapmak için hedefin haritaya işaretlenen son mevkii (koordinatı) 10 dakikaya kadar eski ise taze bilgi gözü ile bakardık. İşaretlenen mevkiden zaman ve temasın ilerleyebileceği hatlar işaretlenerek geçen zamana göre temasın bulunabileceği saha hesaplanırdı. Zaman gecikmesi arttıkça sahanın boyutları büyür sonunda o hedef haritadan düşülürdü. O zamanlar, kendi geminizden başka bir platformdan hedef bilgisi alınarak rapor etme işi tamamen sesle veya link 14 denilen telekse benzeyen bir sistem ile yapılırdı. Müthiş zorlu, zamana karşı yarışılan bir faaliyetti. Kendi radarımızda görmeden, üçüncül raporlara dayanarak attığımız (şüphesiz sanal olarak) mermilerin çoğunun tatbikat sonu analizlerinde hedefini bulmadığını görürdük. Bir silahın atılma süreci operatörden operatöre, kulaktan kulağa oyunu gibiydi.

Teğmen rütbesindeyken bir temasa ilişkin bilgilerin 10 dakika gecikme ile başka bir gemi tarafından rapor edilerek haritaya işlenmiş olması ile mutlu olan bendeniz, komodorluk görevimde 2 dakikalık gecikmeye homurdanıyordum. Çünkü modern komuta kontrol ve link sistemleri ile artık saniyelik gecikmelerle hedefe ait bilgileri operatörlerin ekranlarında sergileyebiliyor, hedef için silah seçiminin saniyeler içinde yapılması ile ufuk ötesine angajman sağlanabiliyordu.

Şimdi modern teknolojinin de desteği ile birleştirilmiş resmi taktik/harekât/stratejik resmi oluşturmak daha kolay gözüküyor. Bilgi fazlalığı nedeni ile tehdit değerlendirmesi insandan yapay zekaya kaymak zorunda kalacak gibi. Ama savaş sırasında bugünün kolaylıkları daha zor olacak. Clausewitz savaşta en basit şeylerin bile zorluk içerdiğini söylemişti. Adına da “friction” dedi. Rusya’nın Kırım işgali sırasında ve sonraki operasyonlarda Ukraynalı komutanlar kör olduklarını çünkü Elektronik Harp için hazır olmadıklarını söylediler. Eğitimlerini hep eksik yapmışlardı. Eksik bilgi ile operasyon yapabilme, eksik bilgi ile karar verebilme kültürüne sahip olmalıyız. RAM Track günleri bitmiş gibi gözükse de bilgi ve tecrübeye dayanarak RAM Track üretebilen kültürü devam ettirmek zorundayız.

Saatteki sürati 15 knot olan bir temastan bir koordinat aldıktan sonra, bir saat içinde bulunabileceği alanın büyüklüğü 3.14 x r2 formülü ile 706 milkarelik bir saha olur. Örneğin, Ege gibi küçük bir harekât sahasında bu oldukça büyük bir sahadır ve bilgi size taktik bir avantaj sağlamaz. Ama ikinci bilginizi bir saat sonra ilk koordinatın 15 mil uzağında alıyorsanız, bu bilgi artık manalıdır. Hedefin azami sürati ile bir yere intikal ettiğini değerlendirebilirsiniz. Ama tahmin; hedef, bölgede olanlar, taktik ve fiziki şartlar gibi onlarca faktör değerlendirilerek yapılabilir. Tahmin de bilgi gerektirir. Tahmine dayanırsa dayansın, tahmini bilgiye dayanarak yapabileceklerinizin sınırı nedir? Mesela böyle tahmini bir hedef mevkiîne milyonlarca dolar değerinde bir güdümlü mermi atabilir misiniz? Veya ülkeniz için hayati bir karar verebilir misiniz? Tahmine dayanarak verdiğimiz kararların bir sınırı var.  Eğitimler, tecrübeler karar verme hattının sınırlarını belirliyor. Sonunda belirsizlik içinde kararlara da ihtiyaç var. Tüm bilgiler akarken karar vermek kolay. Ama bizler komutanlarımızı kısıtlı bilgi ortamında karar alabilecek yani inisiyatif sahibi olarak yetiştirmek zorundayız.

RAM Track ölmedi, sadece ölmüş gözüküyor

Son günlerde aklıma takılan bir husus: ABD, İngiltere ve Fransa Suriye’ye çoğunluğu denizden 105 füze yolladı. ABD hepsi hedefini buldu dedi. Rusya bunlardan 75’ini vurduk dedi. ABD Suriye’nin 40 büyük füze ateşlediğini söyledi.

Sorun 1: Biri yalan söylüyor. Biz de bir yalancı ile ilişkideyiz.

Sorun 2: Füzeler vurmadıysa biz çok para ödeyerek vurmayan füze ailesinden satın alacağız. Füzelerin vurmamasına ilişkin mantıklı ve kabul edilebilir bir açıklama var mı? Örneğin sorun eğitim midir? Komuta kontrol sistemi eksikliği midir, vurma olasılığı düşük bir zarf dışından geçtiği için ateşlenmemişler midir? Füzelerin etkisizliğinden midir bilinmek zorundadır. Eh kimseden objektif bilgi alınamadığına göre kanımca İstihbarat Örgütümüz planlarına mutlaka almışlardır ama yine de söylemeliyim zira kısıtlı kaynaklarımızı aktaracağımız bu füzeler için saha araştırması mutlaka yapılmalıdır.

1 Sürtünme diyerek tercüme etmek istemiyorum. Savaşın getirdiği zorluklar diyerek belki Clausewitz’in kullanımına özel bir tercüme getirmek gerek.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
sinantopuz@marinedealnews.com