Petrol ve dolar kıskacı

MDN İstanbul

Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 17 Nisan Salı günü açıkladığı erken seçim kararı ile hem siyasi hem ekonomik anlamda önemli bir dönemece girdi. 24 Haziran’da yapılacak erken seçimin önemi ülkenin yönetim yapısının seçimle değişecek olmasından kaynaklanıyor

İşin siyasi tarafını ‘uzmanlarına’ bırakıp, ekonomik tarafından bakacak olursak, normal zamanına bir buçuk yıl varken seçimleri iki ay sonraya çekmek, bir buçuk yıla yayılan belirsizlik dönemini çok kısalttığı için açıklama ile birlikte piyasalarda bir rahatlamaya da neden oldu. Karar açıklanmadan 4,10 TL seviyelerinde olan dolar, 1-2 saat içinde 4,02 TL’lere kadar indi. Peki, bu rahatlama kalıcı mı? Sonrasındaki hareketlenmeye bakıldığında rahatlamanın geçici olma olasılığının çok yüksek olduğu görülüyor. Çünkü birkaç gün içinde kur 4,05 TL seviyelerine yerleşti. Her ne kadar ana akım medya, kurdaki düşüşü erken seçime bağlasa da ekonomistler, daha çok Merkez Bankası’nın 25 Nisan’da yapacağı toplantıda faiz artırımına gideceği beklentisi nedeniyle kurda gevşeme olduğunun altını çizdiler. Dergimiz baskıya bu tarih öncesinde verildiği için Merkez Bankası’nın faiz kararını henüz bilmiyoruz, ancak beklentiler 0,50 ve 0,75 puan faiz artırımı yönündeydi. Bu beklentiler ışığında şayet Merkez Bankası faiz artırmaz ve beklentiyi iyi yönetemez ise kurda tekrar bir yükseliş görmek mümkün. Öte yandan piyasalardaki pozitif havaya karşın ekonominin reel tarafında aynı coşkunun olmadığı artık herkesin malumu. Başta konut olmak üzere birçok sektör eski günlerini adeta mumla arıyor. Bunun yanı sıra bırakın 4 TL’yi 3,70 TL dolar kurunun bile Türkiye ekonomisi için zorlayıcı olduğunu unutmamak gerekiyor. Keza reel sektör şirketlerinin 200 milyar doları aşan döviz borcu ‘Demoklesin Kılıcı’ gibi ekonominin üzerinde sallanıyor. Keza, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in, küresel anlamda ekonomilerin kötüye gideceğini vurgulayan, “Yaklaşan fırtına öncesi evin çatısını onarın. Dövizle borçlanmayın” uyarısı da aslında almak isteyenler için önemli bir ipucu.

Yılbaşından bu yana yüzde 10,7 arttı

Hal böyleyken, zaten bir türlü düşürülemeyen enflasyon ve artan cari açık gibi iki önemli yapısal sorun ile uğraşırken, son dönemde petrol fiyatlarında yaşanan artış da deyim yerindeyse işin cabası oldu. 20 Nisan itibarıyla 74 doları aştı. Bu da yılbaşından bu yana yüzde 10.7 gibi çok önemli bir orana denk geliyor.

Petroldeki bu artış bir yandan cari açık faturasını kabartmaya devam ederken, bir yandan da enflasyon üzerinde önemli bir baskı unsuru olacak gibi görünüyor. Yani bir ekonomi yönetimi, uzun süredir yüksek döviz kuru ile boğuşması yetmezmiş gibi, bir yandan da yükselen petrol fiyatlarını bertaraf etmek zorunda kalacak gibi duruyor. Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, OPEC’i (Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü) petrol fiyatlarının yükselmesine yardımcı olan üretim kısıntıları nedeniyle eleştirdi ve bu durumun kabul edilmeyeceğini söyledi. Trump’ın bu söylemi o gün itibarıyla petroldeki artışı frenledi. Ancak tek başına yetecek mi hep birlikte izleyeceğiz. OPEC Genel Sekreteri Muhammed Barkindo ise Trump’ın petrol fiyatları nedeniyle örgütü eleştiren mesajının ardından, OPEC üyesi olan ve olmayan ihracatçıların aralarındaki anlaşmayla petrol sektörünün kısa sürede uğrayacağı bir çöküntüyü önlediklerini söyledi. Barkindo’nun “Anlaşma üreticiler, tüketiciler ve küresel ekonominin yararına olmak üzere, sürdürülebilir bir temelde istikrarı tesis etmek için uygulanmaktadır.” sözleri ise yakın zamanda, petrol fiyatlarında mevcut seviyelerin çok fazla altında fiyatların görülmeyeceği anlamını taşıyor.

Bunu Paylaşın