Arzın merkezine seyahat

Levent Akson

leventakson@marinedealnews.com

Tek Kanat’ın hamileliği hafta sonu ritüellerini bozmuş ve futbol maçlarına Tek Kanat’sız gitmeye başlamışlardı. Doktor kısa sürede ciddi bir fanatiğe dönüşmüş, boynunda atkı, sırtında forma ile her iç saha maçlarında statta, deplasman maçlarında ise televizyon başında Junior’un yanında yer alıyor ve atılan gollerde yaşanan heyecanlar hariç Junior’un elini hiç bırakmıyordu. Gol olunca da önce havalara fırlayıp daha sonra birbirine sıkıca sarılan bir çift olmuşlardı. Babasının ve Junior’un aynı takımı tutması Doktor’a içsel bir rahatlık sağlıyordu.

Junior’un sık sık, kötü giden ve bir türlü düzelmek bilmeyen market’ten yüzü düşüyor (bu deyimi Doktor bulmuştu) arada bir dalıp gidiyor ve bu durum Doktor’u fazlası ile üzüyor ancak elinden bir şey gelmiyordu.

Fana farklı mıydı? Hayır. Baba olmak duygusu ilk defa Fana’nın omuzlarına sorumluluk yüklemiş, aklı bir karış yukarda genç baba adayının yerini, Junior’dan farksız bir kişilik almıştı.

Yine bir akşam yemeği sonrası çaylar içilmek üzere salona geçilmiş, müstakbel baba ve koca adayı arasında kuru yük marketinde yaşanan kriz üzerine derin bir sohbet başlamıştı.

Kızlar, genelde bu sohbetlere katılmamaya gayret ederler ancak kendilerini sıklıkla sohbetin ortasında bulurlardı. Yine böyle olmuş ve Doktor, kuru yük marketi üzerinde farklı görüşlerde olan gençlerin ortasında kalmıştı. Tartışılan konu arz ve talep idi. Fana, kötü giden marketin tüm sorumluluğunu talebe yüklerken Junior, tam tersini savunuyor ve arz fazlası olduğunu iddia ediyordu.

Öneri Doktor’dan geldi, özür dileyerek araya girdi ve “Gelin sizinle bir oyun oynayalım” diyerek söze devam etti.

– Önce Fana, gelecek birkaç sene içinde dökme kuru yük deniz yolu ile taşıma talep tetikleyicilerini, sonra da Junior, arzı etkileyen faktörleri bize anlatsın ve birlikte bir karara varalım, ne dersiniz?

Öneri kabul gördü ve Fana kendisine çevrilen kafalardan başlaması gerektiğini düşünerek derin bir nefes aldı, arkasına yaslandı ve konuşmaya başladı.

– Çin, çelik üretim büyümesini yavaşlatmayı planlıyor. Sebebi ise altyapı yatırımlarının azalması ve daha sıkı üretim normları.

Burada Junior söze girdi.

– Ama Çin, Brezilya’dan demir cevheri ithal etmeye devam edecek çünkü ucuz ve iyi kalitede demir cevheri ithal etmek için Vale’nin genişleme planına yatırım yapıyor. Çin’in demir cevheri stokları da azaldı ve yine Brezilya ve Avustralya’dan ithalatı arttı.

Fana devam etti.

– Çin ve Amerika’nın kömür talebi giderek düşüyor. Çin dikkatini, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve nükleer enerjiye kaydırıyor. Amerika, düşen doğal gaz fiyatları ve kendi topraklarında yeni bulduğu kaya gazı sebebiyle doğal gaz ile elektrik üretimini artırıyor. Rüzgâr, güneş ve biyoyakıttan üretilen enerjideki artışın da elektrik üretiminde, kömürün yerini alması bekleniyor. Yakın zamanda pek çok biyoyakıt tesisi ortaya çıktı.

Junior burada araya girdi.

– Hindistan’ın kömür ithalatının büyümeye devam etmesi bekleniyor, talepte dik bir artış var. Sebebi ise, Hint yerli kömürü iyi kalitede değil ve Hindistan’daki enerji santralleri düşük kalorili yerli kömürü tek başına kullanamıyor, yerli kömürü ancak daha yüksek kalorili kömürle karıştırarak kullanabiliyor. Bu sebeple Hindistan kömür ithalatında mutlaka bir artış olacak, elbette son 10 yıldaki gibi yüzde 25’lik fenomen bir artışın devam etmesi beklenmiyor, beklentiler daha mütevazı yüzde 7-8 büyüme civarında.

– Bu kadar mı? diye sordu Doktor.

– Evet, dedi Fana. Minor dökme yüklere girmek istemiyorum.

– Evet, dedi Doktor Junior’a dönerek, arz fazlasını nasıl açıklayacaksın?

Konuşmaya nefes almadan başladı Junior, belli ki Fana konuşurken kafasında senaryoyu hazırlamıştı.

– Dökme kuru yük filo gemi sayısının 2015 de yüzde 2’den az artması bekleniyor, daha sonra 2020 yılına kadar yüzde 3 artacak. Filo arz büyüme hızı bu yıl sert şekilde geçen yıla kıyasla azaldı çünkü çok fazla gemi hurdaya gönderildi ve bu yıl çok az yeni inşa var. Arz fazlası gemiler bu yıl da markette fazlaca var, filonun yüzde 30’u işsiz bekliyor. Arz fazlası gemilerin filodaki yüzdesi 2013’de yüzde 32 iken, 2020’de yüzde 24’e düşecek.

– Çok ciddi bir iddia, dedi Doktor. Yani 2020 yılında bile markette yüzde 24 arz fazlası gemi olacak!

– Evet, dedi Junior. Ekonomistlerin, dünya gayri safi büyümesine göre yaptıkları çalışmada elde edilen olgu bu!

– İlginç, diye cevapladı Fana. Yani diyorsun ki önümüzdeki beş yılın sonunda bile market filosundaki gemilerin yüzde 24’ü arz fazlası olarak kalacak.

– Evet, arz fazlasının dünya denizcileri için nasıl bir bela olduğunu anlatmaya çalışıyorum, müsaade ederseniz devam edeyim.

– Artan hurdalama aktivitesi kuru yük dökme marketine nefes aldırmaya devam edecek. Bu yıl hurdalamanın 30 milyon tona ulaşması bekleniyor, bu güne kadar 17 milyon ton gemi hurdaya gitti bile… En fazla hurdalama Capesize’da bekleniyor, ancak 2016 yılında armatörlerin kazançlardaki iyileşme beklentisi ile hurdalamanın azalacağını düşünüyorum.

– Teslim edilen gemilerin sayısında da azalma bekliyorum, sebebi ise yatırımcıların düşük kazançlı ve riskli markete girmekten kaçınması. Teslimlerin seneye yüzde 14, 2017’de ise yüzde 7 azalması bekleniyor. Çoğu yatırımcılar teslim tarihlerini 2015’ten, 2018 yılına kaydırmaya çalışıyor. Bir de siparişlerin tankere ya da konteyner gemilerine dönüştürülmeye çalışılması unutulmamalı.

Fana burada bir kahkaha patlattı,

– Desene tankercilerin ve konteynırcıların da sonu bizim gibi olacak? Gülüştüler.

– Şimdi burada şu soruyu sormanızı beklerdim, dedi Junior. Bu yıl yüksek tonajda hurdalama beklentisi ve teslimlerin azalması ile filonun yüzde 2’den daha düşük bir hız ile büyümesi diğer taraftan talebin yüzde 3 artması bekleniyorsa soruyorum: Eğer arz talepten daha yavaş ilerliyorsa, neden navlunlara yansımıyor?

Junior’dan bomba gibi bir soru gelmişti. Herkes birbirine baktı. Doktor bile böyle bir soru beklemiyordu, beklese bile cevabını pek de kolay bulamazdı.

Junior, gülümseyerek Fana’ya döndü,

– Hadi Fana, bunu sen cevapla?

Fana bilemiyorum anlamında omuz silkti. Doktor düşünüyordu ancak bu defa ters köşeye yatan kendi olmuştu.

Junior yine Fana’ya dönerek şu soruyu sordu:

– Armatörlerin, düşük markette kendilerini korumaya aldıkları kare asını hatırlıyor musun?

Nasıl hatırlamasın, geçen ay bu konuyu Doktor ile tartışmışlar ve Doktor, “The fifth element” ile Fana’yı fena çuvallatmıştı. Fana,

– Hatırlıyorum ancak ‘kare ası’ sorduğun soruya nasıl bağlayacaksın bilemiyorum, dedi.

– Bir ipucu vereyim, gemilerin süratlerinin düşürülmesi…

Doktor, bunu nasıl düşünemedim der gibi başını iki elinin arasına aldı.

Junior, kendinden emin bir şekilde sorusunun cevabını da kendi verdi,

– Şu anda dünya filosundaki gemiler, kaba bir hesapla hızlarını yüzde 10 artırsalar, bu artış arzda yüzde 10’luk bir yükselme demektir. Yani ortalama hız 11 milden 12 mile çıktığında kuru dökme yük filosuna 33 milyon dwt eklenmiş oluyor.

Fana hayretle birden,

– Vay bee uyuyan güzel, dedi.

– Hayır, dedi Junior. Uyuyan güzel değil, uyuyan tehlike dersek daha doğru olur.

Fana konuyu özümsemek için soruları sıraladı,

– Şimdi sen diyorsun ki, gemiler mevcut hızlarıyla seyir yapsa, hiç gemi siparişi verilmese, hurdalama her yıl 20 milyon ton olsa ve dünya dökme kuru yük talebi her yıl yüzde 3 büyüse, 5 yıl sonra bile arz fazlası olacak, öyle mi?

– Evet, dedi Junior.

– Bunun üzerine bir de gemi hızları her yıl bir mil artırılırsa, her yıl gemi arzı yeni inşalar olmasa bile 33 milyon ton artacak?

Junior, evet anlamında kafasını salladı.

– Yani 11 milden 15 mile çıkabilen bu gemiler 4 yıl süreyle markete 130 milyon ton ilave bir tonaj girdisi sağlayacaklar.

– Evet ama bu biraz göreceli olacak, dedi Junior. Yakıt fiyatlarına bağlı gemi hızlarını artırmak, yakıt fiyatlarını da önümüzdeki 5 sene için tahmin etmek oldukça güç.

Fana ayağa kalktı ve masanın etrafında ağır ağır dolanırken sesli düşünmeye başladı.

Junior’ a dönerek teyit istercesine söze devam etti.

– Berbat dökme kuru yük marketinin bir numaralı sorumlusu arzdır!

– Evet, dedi Junior.

– Arz bugün öyle bir boyutta ki, kendi iç dinamikleriyle talebin daima önünde olacaktır!

Evet anlamında kafasını salladı Junior.

– Bir de dış dinamikler var, yani yatırımcılar…

– Bravo, dedi Junior. Konuyu giderek kavramaya başladın.

– Elbette kavrayacağım, şimdi ben sana sorayım; arzın merkezinde ne var?

Junior gülümsedi, cevabı vermekte acele etmedi. Kızlara dönerek,

– Vahşi kapitalizm, bindiği dalı kesen yatırımcılar ve kara para aklayıcıları!

Fana arkadaşının yanına oturdu ve Junior’un doğru ve net yanıtı için elini sıktı.

Ertesi  gün  sevgilisini iş çıkışı bir buket çiçek ile karşıladı Junior.

O gün farklı bir gündü sevgililer için. Junior, anne ve babası ile tanıştıracaktı Doktor’u. İkisi de heyecanlarını gizleyemiyor, Doktor sürekli soruları ile Junior’un anne ve babasını tanımaya çalışıyordu .

Hava kararmak üzere iken evin kapısını çaldılar, evin bakıcısı kapıyı açtı, Doktor için bu ilk şok idi.

Salona geçtiler, Senior Bey ve Anne birlikte girdiler salona. Junior bir tuhaflık seziyordu anne ve babasının davranışlarında.

Hal ve hatır sormalardan sonra Senior Bey ayağa kalktı. Salonun bir köşesinde duran içki barına yöneldi ve Doktor’a dönerek,

– İçki alır mısın? diye sordu.

– Çok teşekkür ederim efendim. Alkol kullanmıyorum.

– Ben de kullanmıyorum ama içiyorum, diye cevapladı Senior Bey ve bunu söylerken de pis bir gülümseme vardı yüzünde ki Doktor’un gözünden kaçmamıştı.

Doktor şaşkın bir yüz ile Junior’a baktı keşke gelmeseydik der gibi.

Anne ise damdan düşer gibi “Beyaz, kuru bir kızmışsın” demez mi? Annesinin genelde beğenmediği kızlar için kullandığı  bir deyim idi “Kara kuru kız”.

Doktor, Anne’ye dönerek

– Merak etmeyin efendim, leğen kemiklerim ikiz çocukları taşıyacak kadar güçlüdür.

Artık cin şişeden çıkmıştı. Bundan sonra geçen süre gençler için bir kâbustan farksız olacaktı.

Dönüş yolunda arabaya bindiklerinde belli etmemeye çalıştığı gözyaşlarını içine akıtırken Junior’a dönerek,

– Bir daha bu eve gelmek istemiyorum, döküldü Doktor’un dudaklarından.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
leventakson@marinedealnews.com