İnce: Büyük bayrak bir güvence unsurudur

MDN İstanbul

Bedri İnce
Bedri İnce
Türk Armatörler Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bedri İnce, armatörlerin bayrak tercihinde dikkat ettiği faktörleri değerlendirirken; finansal açıdan devlet desteğinin, Türk bayrağını tercih etmedeki en önemli unsurlardan biri olduğunu vurguladıYıllardır Türk bayrağını gemilerinde dalgalandırmak, Türk armatörü için her zaman milli bir heyecan yaratmış ve bir armatörün gemisinin Türk bayraklı olması o armatör için camiada bir gurur vesilesi olmuştur, olmaya devam etmektedir. Bu manevi duygularımızın beslenmesi ise bizler için ayrı bir isteklendirme kaynağıdır.

Ancak, son yüzyıl içinde Sanayi Devrimi ile önce üretimin artması, sonra sermayenin üretim için ülkesi dışında yeni pazarlar yaratmasıyla küreselleşmenin ortaya çıkması, daha sonra bu pazarlara hızlı erişimde ortaya çıkan ihtiyaçları teknolojiyi geliştirerek karşılama isteği dünya ticaretini de çok farklı noktalara getirmeye başlamıştır. Artık teknoloji öyle bir noktaya gelmiştir ki, ticaretteki rekabetin ana unsuru olmuş ve birçok geleneksel uygulamayı yıkmaya başlamıştır. Yani teknoloji ile ticaret çok daha kolay hale gelmiş ve süratle de yapısını değiştirmeye devam etmektedir. Bu nedenle de nerede ulusal düzenlemeleri teknoloji ile kolaylaştırılmış ülke var ise, ticaretin ana merkezi o ülkeler olmaya başlamış, sermaye o ülkelerde kendine yer aramaya başlamıştır. Bu kaçınılmaz hale gelmiştir. Böylece gemiler de bayraklarını o ülke bayraklarına geçirmeye başlamış, son 20-30 yılda bu hızlanma en üst noktalara kadar varmıştır.

Teknolojiden öte diğer bir konu da biraz önce bahsettiğimiz gibi ulusal düzenlemelerdir. Armatörlerin bayrak tercihindeki en önemli unsurlardan ilki ulusal mevzuat düzenlemeleridir. Bu düzenlemelerin kolaylaştırılması demek, bir kuralsızlaştırma demek değildir. Bu mevzuat, uygulamalarının nasıl yapıldığıyla ilgilidir. Büyük devletlerde bürokrasinin vüsatı ne kadar fazlaysa, uygulama karmaşıklığı bir o kadar artmakta, karar süreçleri yavaşlamakta, düzenlemeler katı hale gelerek çok gereksiz ve anlamsız uygulama bütünüyle ortaya çıkmakta ve bir de bu uygulamaları gerçekleştirenler doğal olarak kendilerine bir koruma kalkanı yaratıklarında deniz taşımacılığı içinden çıkılmaz hale gelmektedir.

Yine uluslararası deniz taşımacılığında, ülke bayrağımızın prestijinin korunması konusunda alınmış olan tedbirler çerçevesindeki uygulamalar da son zamanlarda armatörleri zorlamaktadır. Bu da genel anlamda ilave ön sörveyler yapılmasından ve bunların sıklığından kaynaklanmaktadır. Bayrak prestijinin korunması hepimiz için önemli olmakla birlikte, bu zorlayıcı tedbirlerden ziyade daha köklü ve pratik çözümlerle bu sonuca ulaşmaya gayret etmemiz gerektiğini düşünmekteyiz.
Bugün dünya genelinde filosunu yabancı bayrakta bulundurma oranlarına baktığımızda sırasıyla BAE, Kanada, ABD, Almanya ve Tayvan filolarının yüzde 90-95’i yabancı bayrakta bulunmaktadır. Türkiye ise bu sıralamada 30 ülke içinde 14’üncü sıradadır. Tabii her ülkenin filosunun yabancı bayrakta bulunmasının farklı sebepleri olabilmektedir.

Türk bayrağından yabancı bayrağa geçişin önemli etkenlerinden biri de gemi alımlarındaki kredi tedarikidir. Bilindiği üzere deniz taşımacılığı sermaye yoğun bir sektördür. Bu kapsamda da gemi alımlarında kullanılmakta olan kredilerin miktarı yüksektir. Eğer bu kredi yabancı bir ülke bankasından karşılanıyorsa ki Türk Deniz Taşımacılığı sektörünün büyük bir bölümü o şekilde yapmakta o banka doğal olarak kredinin geri ödemelerini kendi kuralları ile şekillendiriyor. Banka da özellikle ticaret hukuku anlamında uygulamaların daha kolay yapıldığı ve içsel hukuk anlamında kendini teminat altına alabileceğini düşündüğü ülkelerin bayraklarına geçilmesini talep ediyor. Bu durumda filomuz büyürken her ne kadar bayrağımız konusundaki manevi duygularımız güçlü de olsa bu zorunluluk bayrak değiştirmede büyük bir etken olarak ortaya çıkıyor. O nedenle devletimizin sektörümüzü finansman açısından önemli düzeyde desteklemesi gerekmektedir.

Kredide iş sadece bununla da kalmıyor. Yabancı banka diyor ki, kredi ödemelerin süresince navlunu önce benim bankama yatıracaksın, ardından dağıtımını yapacaksın. Bu durumda yatırımcının görüldüğü gibi çok fazla şansı kalmamaktadır.
Ülkemiz öyle bir coğrafya da bulunmakta ki, neredeyse her on yılda bir, bu kritik coğrafya bir ekonomik krizle yüz yüze kalmaktadır. Özellikle ekonomik krizlerde armatörlerimizin sermaye yapılarında yıpranmalar meydana gelmekte, gösterebilecekleri teminatlarda değer kayıpları oluşmakta, finansmana ulaşım konusunda büyük orandaki güçlüklerle karşılaşmaktadırlar.

Ama diğer taraftan baktığımızda da büyük bayrak bir güvence, bir güvenlik unsuru demektir. Bir gemide Türk bayrağının dalgalanması o geminin her şeyiyle kendini güvende hissetmesi demektir. Yani bayrağımız, gemilerimiz açısından deniz güvenliğinin esas ve ana teminatıdır.

Bir de bu konuya devletimiz açısından baktığımızda, “neden Türk bayrağı önemli’’ dediğimizde birkaç husus ön plana çıkmaktadır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi kriz ve harp zamanlarında ticaretin akamete uğramasının engellenmesidir. Bunun, gerçekten hayati önemi haizdir. Nasıl ki harp gemileri caydırıcı ve muharip bir unsursa, ticaret gemilerimiz de ülke ticaretimizin kesintisiz sürdürülmesini sağlayan stratejik ve yardımcı unsurlardır. O nedenle devletimiz için “Türk Bayraklı Gemiler’’ stratejik önemdedir. Tabii bunda sadece bayrak düşünülmemeli, içindeki personelinin Türk olması da dikkate alınmalıdır. Bu her iki konu çerçevesinde, Türk bayrağı sektörümüz için teşvik edilmelidir.

Deniz taşımacılığı çok kısa sürede ülkeye döviz getirebilen bir sektördür. Eğer dünya genelinde deniz ticaretinde yaklaşık 450-500 milyar Amerikan Doları bir getiri söz konusuysa ve biz bunun sadece ve sadece yaklaşık yüzde 2’sini mevcut kapasitemizle alabiliyorsak, neden daha fazla pay alıp bunu ülkemizin refahına sunmayalım ki?

Deniz taşımacılığının kendi ülke bayrağında olmasının sağladığı diğer bir yarar da yarattığı katma değer ile etki alanının çok geniş olmasıdır. Bu etki alanının deniz taşımacılığı hizmetleri olarak adlandırdığımız sektörleri yaratması, istihdamı artırması, vergi gelirlerine katkı sağlaması, kredilerin ülkemizden karşılanması durumunda gelirlerin ülkemizde kalması gibi burada sayamayacağımız yüzlerce alana, konuya etki göstermesidir.

Burada kısaca bahsettiğimiz konular hakkında, önümüzdeki aylarda çok geniş bir araştırma başlatma kararı almış bulunmaktayız. Bu araştırmanın sonucunda ortaya koyacağımız raporu tüm paydaşlarımızla paylaşarak Türk Armatörler Birliği olarak sektörümüze yön verme vazifemizi yerine getirmeye devam edeceğiz.

Bunu Paylaşın