İstanbul’un en batısında yer alan West İstanbul Marina, şehirdeki 6 marinadan biri durumunda. Halihazırda 380 yata ev sahipliği yapan marinanın Müdürü Fuat Çimen, Türk Bayrağı düzenlemesinin ardından marinalardaki yat sayısının düştüğünü, bunun tekrar artırılabilmesi için, ikinci el yat ithalatına izin verilmesi ve Türk Bayrağı’na geçiş süresinin uzatılmasının marinalar için faydalı olabileceğini belirtti
İstanbul, Türkiye’de en fazla yat bağlama noktasının olduğu şehir olarak dikkatleri üzerine çekiyor. Halihazırda 6 bin adet yat bağlama kapasitesine sahip olan şehirde 4 bin adet yat sınıfında tekne bulunuyor. Şehir, 2025 yılına kadar hayata geçirilecek projelerle birlikte 10 bin bağlama sayısına ulaşacak. Burada önemli bir arz fazlası var. Yapılan düzenlemeyle birlikte yabancı yatçıların ve charter firmalarının Türkiye’den çekilmesinin ardından bu arz fazlasının kapatmanın tek yolunun, iç piyasadaki potansiyeli hareketlendirerek tekne alımlarını artırmak olduğuna vurgu yapan West İstanbul Marina Müdürü Fuat Çimen, “İç piyasayı hareketlendirmenin tek bir çözümü var. İkinci el tekne ithalatını serbest bırakırsak bu alanda yaşanması muhtemel sıkıntıyı giderebiliriz. Şu anda Türk Bayrağı Kanunu 27 Ocak 2017’ye kadar geçerli. Bu Kanunu’nun süresini uzatıp bir vergi düzenlemesi ile tekne alımlarını artırabiliriz. Ancak burada da bazı sınırlamalar koyalım. Ülkeye genç tekne girmesi için bu alımlara 10 yaş sınırı ve belirli bir seviyede vergi koyalım. Bu şekilde yaparak Türk bayraklı tekne sayısını artırabiliriz” dedi. “Türkiye’nin yabancı ülkelerle olan ilişkilerinin düzelmesinin, ülkeden ayrılan teknelerin hızlı şekilde geri dönmesini sağlamayacak” diyen Çimen, “Charter tekneleri gittikleri limanlarda 3 yıllık anlaşmalar yapıyorlar. Bu nedenle de Türkiye’nin diğer ülkelerle ilişkileri düzelse bile, bu tekneler en iyi ihtimalle 5 yıl içinde dönecekler. Yani kısa vadede bu yatçıları beklemek pek mantıklı bir tercih değil” ifadelerini kullandı.Türkiye’de 12–15 metre arasında ciddi bir potansiyelin olduğuna vurgu yapan Çimen, bu kesimin sıfır tekne almayı fiyatın yüksek gelmesinden kaynaklı olarak tercih etmediğini, bu nedenle ikinci el tekne alımına daha sıcak yaklaşabileceklerini söyledi. “Türkiye’nin yat üretiminde bant üreticisi olabilecek türde firmaları yok. Mega yat üretimi konusunda Türkiye’de önemli firmalar var. Ancak orta sınıfta böyle bir üretici olmadığı için, ikinci el ithalatının etkileyebileceği bir kesim söz konusu değil. Yani devletin burada koruma altına alabileceği bir kesim yok” diye konuşan Çimen, “Türkiye’de küçük sınıftaki üreticilerin yat bakım ve onarım konusunda ciddi bir bilgi birikimi var. Üretim noktasında bir çalışmaya girmek yerine bu alanlara yönelik gelişme göstermek daha mantıklı bir seçim olacaktır” dedi.Marinalar olumsuz etkilenebilir
Yat sayısının artırılamaması Türkiye’de marinaların ciddi sıkıntıya girmesine neden olabilir. Halihazırdaki yapının bile firmaların birbirleri ile rekabete girmesine neden olduğunu ifade eden Çimen, “Bu rekabet marinaların daha fazla yat çekebilmek adına fiyatları aşağıya çekmesine neden olabilir. Böyle olması beni fazlasıyla üzer. Çünkü benim derdim biriyle rekabet etmek değil, mevcudu elimde tutmak” diye konuştu. West İstanbul Marina, 600 tekne bağlama kapasitesine sahip marinada, halihazırda 380 civarında tekneye hizmet veriyor. Doluluk oranının mevcut şartlara bakıldığında memnun edici olduğunu dile getiren Çimen, “Biz teknik ağırlıklı bir marina olma yolunda ilerliyoruz. Mega yat bakım ve onarım hizmeti sunuyoruz. Özellikle Rusya pazarına yönelik ciddi çalışmalarımız var. 25 metre üzerindeki yatların bakım ve onarımlarını yapabiliyoruz. Çünkü buna uygun bir çekek sahamız var. Diğer marinaların böyle bir şansı yok” dedi.
Marinaların Arap ülkeleri ile değil daha çok Rusya ve Avrupa ülkeleriyle yoğun şekilde çalıştığını dile getiren Çimen, “Bizim için önemli olan Rusya ve Avrupa. Çünkü bu ülkeler yatçılık ile yoğun şekilde ilgileniyor. Bu yüzden de Avrupa ülkeleri ve Rusya ile ilişkilerimizin iyi olması, biz marinaları da olumlu şekilde etkiler” diye konuştu.
