Hazar Denizi Anlaşması kıyıdaş beş ülke tarafından imzalandı

MDN İstanbul

Hazar Bölgesi’nin kalkınmasını sağlayacak ekonomi, ulaştırma, güvenlik, çevre ve diğer önemli alanlardaki ortak çalışma konularının konuşulduğu, 5’inci Hazar Ülkeleri Devlet Başkanları Zirvesi, Kazakistan’ın Aktau şehrinde düzenlendi. Zirvede, üzerinde 22 yıl çalışılan ve Hazar Denizi’nin hukuki statüsünü düzenleyen Hazar Denizi Anlaşması, kıyıdaş 5 ülke tarafından imzalandı. Anlaşmaya Kazakistan, Azerbaycan, Rusya, İran ve Türkmenistan ülkelerinin liderleri imza attı.
1996 yılından bu yana üzerinde çalışılan anlaşmanın taslağı üzerinde, 4-5 Aralık 2017 tarihinde Moskova’da toplanan Hazar Ülkeleri Dışişleri Bakanları Zirvesi’nde mutabakat sağlanmıştı. İran, Rusya, Azerbaycan, Türkmenistan ve Kazakistan ülkelerinin tam bir enerji denizi olan Hazar’dan daha fazla pay alabilmek için bu tarihten günümüze sürdürdükleri müzakereler, Hazar’ın deniz mi yoksa bir göl mü olduğu noktasında tıkanıyordu. İmzalanan anlaşmayla birlikte bu tartışma da son bulmuş oldu.

Uzmanlarca ‘Hazar Denizi Anayasası’ olarak nitelendirilen belgenin imzalandığı toplantıda ayrıca, Hazar Denizi’ndeki olayların önlenmesi, organize suç ve terörizmle mücadele ile Hazar ülkeleri sınır güvenlik kurumlarının iş birliğini öngören protokollerin yanı sıra ülkeler arasında ulaştırma, ticari ve ekonomik iş birliği anlaşmaları yapıldı.
İmzalanan Hazar Denizi Anlaşması’na göre Hazar Denizi’nin dip ve toprak altı bölgeleri; deniz sahası, deniz hududu, balıkçılık alanları ve kaynakların kullanımı gibi esaslara göre ülkeler arasında paylaştırılacak. Hazar Denizi’ne özel bir statü verilecek ve Birleşmiş Milletler’in 1982’deki Deniz Hukuku Anlaşması burada uygulanamayacak. Suyun derinliğiyse göl prensibine dayanarak belirlenecek. Bu anlaşmayla birlikte Hazar Denizi’nde, kıyıdaş beş ülkeninkilerin haricinde yabancı askeri varlıkların bulunması da yasaklanıyor. Hazar Denizi’nin hava sahasının kullanımına ilişkin istişarelereyse devam edilecek.

Hazar Denizi’nde an itibarıyla 50 milyar varil petrol ve 9 trilyon metreküp doğalgaz rezervinin bulunduğu tahmin edilmekle birlikte; bu anlaşmayla Hazar Denizi’nin yüzeyi taraflarca ortak bir şekilde kullanılacak; dip kısmı ve maden rezervleriyse, denize komşu devletlerin arasında, uluslararası hukuk temelinde anlaşılarak paylaştırılacak. Denizcilik, balıkçılık, bilimsel araştırmalar ve ana boru hatlarının döşenmesi, tarafların üzerinde mutabakata varacağı kurallara göre gerçekleşecek. Kapsamlı deniz projelerinin hayata geçirilmesi durumunda, ekoloji faktörü mutlaka dikkate alınacak.
Anlaşma, Hazar’ı bir göl değil de deniz olarak kabul ettiği için, bu denizdeki en kısa kıyı şeridine sahip olan İran, anlaşmayı yorumlayan uzmanlarca potansiyel bir mağlup ülke olarak nitelendiriliyor. Bu bağlamda, İran’daki sosyal medya kullanıcıları da anlaşmanın imzalanmasının duyurulduğu gün, kendi hükümetlerini ‘Hazar Denizi’ni elden çıkarıp satmakla’ suçlayan paylaşımlarda bulundular.

Dünyanın en kaliteli ve pahalı havyarını üreten mersin balığının farklı birkaç türüne ev sahipliği yapan Hazar Denizi, dünya havyar rezervlerinin de yüzde 80-90’ının elde edildiği kaynak olarak ön plana çıkıyor. Ancak bölgedeki petrol ve doğal gaz üretiminin günbegün artmasıyla birlikte, bu oranın son birkaç yıldır düştüğü de bilhassa çevre konularıyla ilgilenen uzmanlarca belirtilen gerçekler arasında. Antlaşma ayrıca, 5 kıyıdaş ülke tarafından imzalanması ve yabancı askeri unsur barındırmaması maddeleri açısından, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 2000’li yılların başında Karadeniz için imzalanan BLACKSEAFOR  Antlaşması’na olan benzerliği ile de dikkat çekiyor.

Bunu Paylaşın