Ege Denizi’nde bu yaz sıcak mı olacak?

MDN İstanbul

Hakan Mehmet Köktürk
Dz. Kur. Kd. Alb. (E) Hakan Mehmet Köktürk: Yunanistan’ın Adriyatik Denizi’nde karasularını 6 milin üzerine çıkarması, Türkiye’nin Ege Denizi’nde güvensiz bir ortama mahkum edilme çabalarının bir parçası mı?

Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Aleksis Çipras, iki günlük çalışma ziyareti kapsamında 5-6 Şubat 2019 tarihlerinde ülkemizde bulunmuştur. Yapılan görüşmelerde iki ülke arasındaki iş birliğinin geliştirilmesi için atılabilecek adımların ele alındığı, ikili ilişkilerin tüm boyutlarıyla gözden geçirildiği, ikili ilişkilerin yanı sıra bölgesel ve uluslararası gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğu öğrenilmiştir.
Ziyaret sonrası yapılan basın toplantısında pek çok konu hakkında olumlu mesajlar verilirken, “Ege Denizi’nde gerginliğin azaltılması” konusu da gündeme gelmiştir. Güven artırıcı önlemler, istikşafi ve üst düzey görüşmeler gibi diyalog kanalları açık tutulmaya devam edilerek hem iyi ilişkilerin geliştirilmesi hem de sorunların çözümüne yönelik adımların atılması yönünde her iki ülkenin de istekli olduğu izlenimi verilmiştir.
Ülkemiz ile Yunanistan arasında bu olumlu gelişmeler yaşanırken, Yunanistan’da gelecekte ülkemizi etkiyebilecek yeni gelişmeler meydana gelmiştir.
Yunanistan’ın en büyük özel haber kanalı olan Sky TV internet sitesine Şubat 2019 başında açıklama yapan Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi ve Stratejik Düşünce Kuruluşu Müdürü Profesör Doktor Konstantin Fiili tarafından “Hükümetin Adriyatik Denizi’nde karasularını 6 milin üzerine çıkartmak için birkaç hafta içinde harekete geçeceği, bununla birlikte Türkiye’nin tepkisini çekmemek için Ege Denizi’nde herhangi bir eyleme girişmeyeceği” ifade edilmiştir.
İnternet sitesinin yorumunda ise özellikle muhalefet partilerinin sadece Adriyatik Denizi’nde karasularının 6 milin üzerine çıkartılmasının “Türklerin Ege Denizi’nin özel koşulları olduğu tezine hizmet edeceği için itiraz ettiği” ifadelerine yer verilmiştir.
Ayrıca Yunanistan Dışişleri Bakan Yardımcısı Yorgos Katrongulos Şubat 2019’da radyoya verdiği röportajda “Karasularının Adriyatik Denizi’nde genişletilmesinin alınmış bir karar olduğunu ve yaza kadar uygulanacağını,” belirtmiştir.
Türkiye’nin en baştan beridir ileri sürdüğü Ege Denizi’nin yarı kapalı bir deniz ve kendine has özel şartlara sahip olduğudur. Ege Denizi’nin özel şartlara sahip olduğu sadece Türkiye’nin görüşü olmayıp 23 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması ile 10 Şubat 1947 tarihli Paris İtalya Barış Antlaşması’nda Doğu Ege Adaları’nın üzerindeki hakimiyet hakları düzenlenirken de gözönüne alınmıştır.
Doğu Ege Adaları, Ege Denizi’nde karasuları genişliği üç milken bile üzerindeki egemenlik hakları sınırlandırılarak silahsızlandırılmış statüde Yunanistan’a verilmiştir. Bu sınırlandırmanın nedeni ise Türkiye’nin güvenliğidir.
Eğer 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne dayanarak Yunanistan karasularını Ege Denizi’nde 6 milin üzerine çıkarırsa, İstanbul gibi önemli bir limanımızın bulunduğu Marmara, Karadeniz ve Ege limanlarından dünya denizlerine Yunan egemenliğinin hakim olduğu denizlerden ulaşabileceğiz. Ege Denizi kaynaklarını kullanamayacak, balıkçılığı bile çok kısıtlı alanda yapmak zorunda kalacağız. Ülkemizin güvenliğini korumak için Ege Denizi’nde askeri tatbikat bile yapamaz duruma geleceğiz. Bu şartlarda kendimizi güvende hissedebileceğimizi kim düşünülebilir?
Dünya barışını ve güvenliğini korumak için kurulan uluslararası bir örgüt olan Birleşmiş Milletler’in 1982 Deniz Hukuku Sözleşmesi’ndeki mutlak olmayan karasuları genişliğinin kullanılarak Türkiye’nin güvensiz bir ortama itilmesi ne kadar doğrudur?
1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi devletlerin karasularını en çok genişletebileceği mesafe olup, Ege Denizi gibi yarı kapalı denizlerde uygulanamaz. Türkiye Yunanistan’ın Ege Denizi’nde hakkaniyete uygun olmayan bir şekilde karasularını 6 milin üzerine çıkartması durumunda uğrayacağı büyük mağduriyet nedeniyle 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’ne taraf bile olmamıştır.
Yunanistan’ın yaza kadar Adriyatik Denizi’nde karasularını 6 milin üzerinde genişletecek olması önemli bir gelişme olup, Ege Denizi’ne olabilecek yansımalarına karşı tedbirli olmamız gerekecektir. Güvensiz bir ortama ülkemizin mahkum edilmesinin kabul edilemez olduğunu, bunu bize yaşatmak isteyen herkes açıkça bilmelidir. Her zaman dilediğimiz gibi Ege Denizi çatışmaların yaşandığı yer değil, barış gölü olmalıdır.

Bunu Paylaşın