Delta Marine, tasarımla başladığı süreci Ür-Ge ile sonlandırıyor

MDN İstanbul

Ticari ve askeri gemiler başta olmak üzere, yatlar ve açık deniz yapılarının inşası gibi birçok projede mühendislik ve tasarım hizmetleri veren Delta Marine, know-how konusunda sektöre önemli katkılarda bulunuyor. Delta Marine Yönetim Kurulu Başkanı H. Bülent Şener, “Geçmişten günümüze kadar binlerce kişi bizim şirketimizden eğitim alarak çıkmış. Bu, şirketimiz ve sektörümüz için önemli bir rakam,” şeklinde konuştu. Firma olarak, insana ve Ar-Ge yatırımlarına önem verdiklerinin altını çizen Şener, “Günümüzde Ar-Ge’ye yatırım yapmadığınız takdirde dünya çapında rekabetçi ürün veya hizmet sunmanız çok zor. Ar-Ge alanında yapılan çalışmalarda ticarileşme ve üretilebilirlik ön planda olmalı. Ayrıca, yaptığınız Ar-Ge çalışmalarını, nihai tüketiciden gelen taleplerle destekleyerek sürekli geliştirmelisiniz. Sonuçta Ar-Ge, devam eden bir süreç olan Ür-Ge’ye yönelmeli ve tasarımla başlayan süreç sonuç odaklı olmalı,” şeklinde konuştu.

‘‘Daha üstün hizmet, daha
uygun fiyata sunuluyor’’

Yurtdışından mühendislik ve tasarım hizmetleri almayı planlayan bir armatöre veya tersaneye, aynı kalitede hizmeti çok daha uygun maliyetle sağladıklarını kaydeden Şener, “Türkiye’nin önde gelen bir tersanesi, gemilerde titreşim, gelişmiş mühendislik analizleri konusunda hizmetlerini yabancı bir firmadan alıyordu. Daha sonra bu hizmeti Türk firmalarının da gayet başarılı bir şekilde sağlayabileceğine inandığı için bu hizmeti bizden kendisi talep etti. Armatörün talebi üzerine dışarıdan alınan mühendislik hizmeti üzerine çalışmaya başladık. Danimarkalı firmanın yetkilileri bile geliştirdiğimiz hizmeti takdirle karşıladılar. Yerli imkânlarla, üstelik daha uygun bir fiyata, önceden dışarıdan alınan bu hizmeti sunmayı başardık. Türk mühendisleri gayet yetkin ve iyi bir donanıma sahipler. Önemli olan bilgiyi geliştirmek ve bilgiyi dönüştürmektir,” dedi.

‘‘Savunma sanayinde
sonuç odaklı projeler ön
plana çıkıyor’’

Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli tasarım ve mühendislik projelerinde yer aldıklarını anımsatan Şener, ‘‘Deniz Kuvvetlerimiz için 8 adet inşa edilen Eğitim Botu projesi ile başlayan süreç MİLGEM korvetlerinin detay mühendislik projeleri ile sürmüştür. Daha sonra Pakistan Deniz Kuvvetleri için PNFT tasarım ve detay mühendislik projeleri, Suudi Arabistan ve USA için yapılan askeri gemileri havuzlayacak özel amaçlı yüzer havuzların tasarım ve detay mühendislik projeleri ile devam etmiştir. Halen TCG Anadolu’nun tasarım projesinde yer almaktayız. Projenin ana tasarımı İspanyol firmaya ait ama detay mühendislik projelerinin bir kısmını biz gerçekleştiriyoruz. Şu anda uluslararası arenada prestijli birçok projenin tasarım ve mühendislik hizmetlerinde yer almak adına çalışmalarımız devam ediyor,” dedi.
Sivil alanda yapılan projelerle savunma alanındaki projeleri değerlendiren Şener, “Yatlarda veya özel amaçlı projelerde beğeniler tartışılabiliyor. Konunuz savunma sanayi ürünleri olunca, beğenilerden çok işlevsellik ve sonuç odaklı projeler ön plana çıkıyor. Örneğin geminin; tahrip gücü, ürünün denizde kalabilme süresi, geminin ömrü ve maliyetler gibi kalemler önem arz ediyor. Savunma sanayi için tasarımını gerçekleştirdiğimiz gemilerdeyse her şey milimetrik olarak hesaplanırken, işlevselliğini en üst düzeyde tutmanız gerekiyor,’’ dedi.
Diğer taraftan günümüzde siber güvenlik konusunun büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Şener, savunma alanında; tasarım, yazılım, simülasyon ve mühendislik hizmetlerinde yerlileşmenin yaygınlaştırılması gerektiğini vurguladı.

‘‘Üniversite ve liseler
endüstriye entegre olmalı’’

Üretim süreçlerinde insan faktörünün önemine değinen ve eğitim ile uygulamanın eş zamanlı yapılması gerektiğine dikkat çeken Şener, “Dünya’daki örneklere baktığımız zaman eğitimin üretim odaklı olduğunu ve üretimle bütünleşmiş olarak verildiğini görüyoruz. Bu eğitim sistemi ile branşlaşmanın ve bunun sonuçlarının çok iyi olduğu görülüyor. Biz bunun bir örneğini yaşadık. Haliç’te lise eğitimi gören öğrenciler, öğrendiklerini Haliç Tersanesi’nde uygulama imkânına sahiplerdi. Artık yeni yetişen neslin bu imkânlardan yararlanamadıklarına şahit oluyoruz. Çünkü önceden eğitim ve üretim iç içeydi. Önemli olan eğitim ve eğitimin insana indirgenmiş olmasıdır,” diye konuştu. Üniversitelerin de endüstri ile entegre çalışması gerektiğinin altını çizen Şener, bu alanda yapılan çalışmaların artırılması gerektiğine dikkat çekerek, ‘‘Sonuç olarak, üretim-satış sürecinde ‘Teknoloji, Altyapı, Nitelikli Eleman’ problemlerinin çözülebilir olması gerekmekte. Ülkemiz koşullarında en önemli sorunsa her sektörde olduğu gibi finansman teminidir,’’ dedi.

Bunu Paylaşın