Çanakkale Savaşları Enstitüsü, bir büyük zafere ışık tutuyor

MDN İstanbul

Çanakkale Boğazı’nda 3 Kasım 1914-18 Mart 1915 tarihleri arasında cereyan eden bir seri deniz savaşlarıyla ve Gelibolu yarımadasında 25 Nisan 1915-8/9 Ocak 1916 tarihleri arasında yapılan kara savaşları; Türk tarihinin en şerefli sayfalarını dolduran, Türk milletinin azim ve kararlılığıyla bir ülkeyi en zor durumda bile nasıl savunabildiğini gösteren birer zafer destanıdır. Çanakkale’nin deniz ve kara savaşları; Türk Ulusal tarihinin 1800’lü yıllarının çoğunluğunda görülen yenilgilerden sonra askeri ve siyasal varlığını bir kez daha kanıtladığı savaşlardır. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ve Türk askerinin tarihe geçen 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi’nin 103’üncü yıl dönümünde; Çanakkale Savaşları’nı dünyaya akademik bir dille tanıtmayı amaç edinmiş Çanakkale Savaşları Enstitüsü Mütevelli Heyeti Üyesi Levent Karataş ile, Enstitü’yü ve çalışmalarını konuştuk.
Çanakkale Savaşları Enstitüsü’nü; Türk Şehitlikleri İmar Vakfı, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve Çanakkale Tarihi Alan Başkanlığı ile birlikte kurduklarını belirten Karataş, ‘’Çanakkale Savaşları gibi tarihe kazınmış bir zaferin ülkesinde, ne yazık ki akademik araştırma yapmak isteyenlerin başvurabileceği bir merci eksikliğimiz vardı. Araştırma yapmak isteyenler Genel Kurmay Başkanlığı’nın arşivinden faydalanabiliyorlardı ancak buraya erişim herkes için kolay olmuyordu. Bölgede yaşan insanların atalarından kalan ya da etraflarında buldukları parçalarla oluşturdukları müzeler de var tabii ki ama buralarda da bilgi eksikliği mevcut. Savaşın diğer paydaşları Avustralya, İngiltere ve Fransa’da çok önce kurulan enstitüler mevcut ama Savaş’ın kazananı Türkiyede böyle bir enstitü yoktu. Türk Şehitlikleri İmar Vakfı olarak birçok şehitlik yaptık. Hatta Çanakkale’de bulunan abideyi bile bitirmek bize kısmet oldu. Bir gün yine bir şehitliğe giderken, ‘ülkemizin neden bir Çanakkale enstitüsü yok, el birliğiyle bunu hayata geçirebiliriz’ diye konuştuk ve enstitüyü kurmaya karar verdik. Vakıf, bu konuda hem bilgi birikimi hem de maddi anlamda gücümüzdü. Türk Şehitlikleri İmar Vakfı, 1926 yılında Atatürk ün emriyle kurulan bir vakıf olma özelliğine sahiptir. Bu da en önemli gücü, yani manevi gücü sağladı bize,’’ dedi.
Çanakkale Savaşları ile ilgili tüm dünyada konuşulan bilgi kirlilikleri olduğunu ve Enstitü olarak bunun önüne geçmeyi hedeflediklerini dile getiren Karataş, yanlış bilgilerin yerine doğru bilgileri koyabilecekleri, yazılı bir kaynağa ihtiyaç duyduklarını; bu nedenle de Enstitü olarak Anafarta Dergisi’ni çıkardıklarını belirtti. İlk sayısı 2018 yılında yayımlanan ve yılda 4 kez yayımlanacak olan dergi ile her kesimden insana doğru bilgiyi ulaştırmayı hedeflerini söyleyen Karataş, ‘’Doğru bilgiyi öncelikle çocuklara öğretmeyi amaçlıyoruz. Bu nedenle de 2019 bahar sayımızda çocuklar için ‘Anafarta Çocuk’ dergisini de çıkaracağız. Bunun yanı sıra Anafarta Dergisi’nde akademik araştırmalara yer vereceğiz. Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’ndeki değerli akademik kadro, bu konuda gerekli donanıma sahip kadroyu dergimize dahil ettiler. Bu kadro, akademik tarafımızın güçlülüğünü gösteriyor. Ancak dergide sadece akademik bilgilere yer vermeyeceğiz. Hedefimiz her kesimden insanı bilgilendirmek. Sonuçta herkes akademik bilgiye ihtiyaç duymuyor,’’ şeklinde konuştu.

Enstitü’nün ayaklarını yere
basması gerekiyor

Hem enstitü hem de Anafarta Dergisi’ni yaşatmak için maddi ve manevi desteğe ihtiyaç duyduklarını belirten Karataş; ‘’Enstitü’nün hedeflerini yerine getirebilmesi için ayaklarını yere basması gerekiyor. Bu nedenle de maddi kaynak bulmalıyız. Bu amaçla bir e-ticaret sitesi kurduk. Şu an için sadece bir kitap satışımız var ama zamanla ürün yelpazemizi genişleteceğiz. Bardak, sürahi, fincan, anatharlık gibi ürünleri de yakın zamanda satışa sunacağız. Buradaki amacımız Enstitü’ye maddi kaynak yaratmakla birlikte, Çanakkale Savaşları’nın hatırasına yakışacak kalitede ürünler sunabilmek. Türk tarihinde,Trablusgarp Cephesi ile ilgili bilgi çok azdır. Hem Trablusgarp, hem de Çanakkale’de düşmana göğüs germiş bir şehidimizin, Topçu Kıdemli Yüzbaşı Ali Haydar Bey’in torunları, dedelerinin hatıra defterini verdiler bize. Akademisyenler tarafından Türkçeleştiriliyor ve yakın zamanda kitap haline getireceğiz. Bu kitap için sponsor arayışımız var, sponsor desteğiyle kitabı hayata geçirebilirsek satışından elde ettiğimiz gelirle başka işlere girişebiliriz. Hem Enstitü hem de Anafarta Dergisi için halkımızdan destek beklemekteyiz. Ülke genelinde okullara gitmek, geziler düzenlemek, diğer ülkelerdeki enstitülerele etkileşim içinde olmak gibi hedeflerimiz var. Doğru bilgiyi aktarabilmek adına rehberlere eğitimler veriyoruz vermeye de devam etmek istiyoruz. Çanakkale Savaşları ile ilgili film-dizi yapmak isteyen yapımcılara en doğru bilgiyi sağlayabilecek durumdayız, bu nedenle bizimle iletişim kurarak hem gerekli bilgiye hem de en etkili arşive Enstitü’müz sayesinde ulaşabilirler,’’ dedi.

Bunu Paylaşın