BüLENT ŞAFAK

MDN İstanbul

Son dönemde deniz yolu taşımacılığına yaptığı önemli yatırımlarla adından söz ettiren İstanbullines Genel Müdürü Bülent Şafak, şirketin gelecekle ilgili planlarını ve projelerini MarineDeal News okurlarıyla paylaştı

1) İstanbullines şirketinin faaliyet gösterdiği alanlardaki genel performasını beklentilerinizi ne ölçüde karşıladı?
İSTANBULLİNES markasıyla 2006 yılından itibaren kombine taşımacılık modeliyle Marmara Denizi’nde Ambarlı-Bandırma hattı ile Ro-Ro taşımacılığı yapan firmamız 2013’den itibaren de İzmit Körfezi’nde Eskihisar Tavşanlı hattındaki hızlı feribotlarla binek araç ve yolcu taşımacılığı yapmaktadır.
Ülkemizin en önemli sanayi, ticaret ve turizm bölgesi olan Marmara Denizi çevresindeki Ambarlı Bandırma hattında yılda 64.000 Tır/Kamyon ve İzmit Körfezi’nde Eskihisar Tavşanlı hattında da yılda 1 milyon otomobil kategorisinde araç ve 4 milyona yakın yolcu taşıyarak İstanbul ve Kocaeli gibi metropollerdeki şehir merkezi ve transit trafik yükünü hafifletiyoruz.
2013 yılında Eskihisar Tavşanlı hattının açılması ile büyük bir başarıya imza attık. Bu önemli adım şirketimizin cirosunu 2013 yılında 9 milyon dolardan 17 milyon dolara yükseltti. 2014 yılında ise hedefimiz her iki hattımızda toplam 1,5 milyona yakın otomobil eşleniği araç ve 4 milyonun üzerinde yolcu taşımak. Bu hedefler bizi yaklaşık toplamda 25 milyon dolar ciroya taşıyacak.

2) İstanbullines’ın yeni proje, hedef, yatırım ve hizmetleri hakkında neler söyleyebilirsiniz?
İstanbullines halen Marmara Denizi’nde iki hatta taşımacılık hizmeti veriyor ve filosu toplam 5 gemiden oluşuyor. Bunlar, İzmit Körfezi’ndeki Eskihisar Tavşanlı hattımızda çalışan Selimiye, Bahariye ve Muradiye isimli 3 adet hızlı feribotumuz ve Marmara Denizi’ndeki Ambarlı Bandırma hattında çalışan İstanbul N ve Bostan N isimli 2 adet Ro-Ro gemimizdir.
Öncelikli hedefimiz açıldığımız günden beri sürekli yükselen bir müşteri talebiyle karşı karşıya olduğumuz İzmit Körfezi’ndeki yeni hattımızda yani Eskihisar Tavşanlı’da  2 hızlı feribot daha alarak oradaki feribot sayımızı 5’e çıkarmaktır. Bu feribotların yeni ve modern gemiler olması için çalışıyoruz. Marmara Bölgesi’nde Kuzey Güney aksında taşınan mal ve hizmetlerin, zamanlama ve varış noktası açısından değerlendirildiğinde yapılmakta olan 3. Köprünün denizyolu taşımacılığına etkisinin sınırlı kalacağını düşünüyoruz.
Marmara Denizi’nde şu an Ro-Ro anlamında en önemli hedefimiz Mudanya – Ambarlı ve Mudanya Marmara Ereğlisi hatlarını açmak. Özellikle Bursa-İstanbul deniz bağlantısının daha iyi olması için Bursa Büyükşehir Belediyesiyle de ortak projeler üzerinde çalışıyoruz.
İstanbullines olarak yatırım yaptığımız tüm hatlarda öncelikle ve özellikle müşteri değil misafir kavramı ile hizmet vermeyi ve sürdürülebilir misafir memnuniyetine ulaşmayı temel hedef olarak koyuyoruz bu olmazsa olmazımız. Gemilerimizle seyahat eden her birey bizim için aynı derecede kıymetli ve önemli. Biz misafirperverlik ve konuk ağırlama kültürü kadim bir geleneğe dayalı bir milletiz. İşte bu değerleri referans alan İstanbullines markasını pazarda tüm misafirlerini iyi ağırlayan ve seyahatleri sonunda mutlu olarak uğurlayan bir şirket olarak konumlamaya çalışıyoruz. Biz her iki hattımızda da açıldığından beri artan misafir ve araç sayımızı “müşteri ihtiyaç ve beklentileri” odaklı çalışmanın meyvesi olarak görüyoruz. Eskihisar hattına başladıktan sonra misafirlerin seyahat konforu, seyahat hızı ve güvenliği adına bu hatta ilk defa olmak üzere çok önemli adımlar atıldı.
Biz Eskihisar hattını açtığımızda tüketicinin uzun seyahat süreleri ve tekelci fiyatlarla muhatap olduğu bir pazarı kısa sürede rekabetçi bir iklime çevirdik. Öncelikle bu hatta çok genç 3 gemi ile sefere başladık. Gemiler Yunanistan yapımı ve özellikle yolcu yaşam mahalleri yat konforu görünümü ile misafirlerimizden büyük beğeni topladı. Bu konfor, güvenlik, hız ve temizlik gibi temel kriterleri sağladığınızda zaten misafirlerin ilgisi de bunu takip ediyor. Ardından fiyatlarla ilgili bir düzenleme yaparak rekabeti doğrudan halkımızın kesesine yansıttık. Şubat ayında ilk defa tüm araç sınıfları için geçerli olan bir gidiş-dönüş kampanyası başlattık. Bu kampanya ile otomobil tek yön bedeli 60TLX2= 120 TL iken, gidiş dönüş’te bunu 100 TL’ye çektik. Bu gidiş dönüş uygulamasını farklı indirim oranları ile tüm araç sınıfları için uyguladık ve bu tüm misafirlerimizden yoğun bir taleple karşılık bulduk.
Bir önemli adımı da ödeme tiplerinde attık. Bu hatta gişelerde kredi kartı ile tahsilatı biz başlattık ve halen sadece İstanbullines’ta var bu uygulama. Kurumsal müşteriler için farklı ön ödemeli veya kredili sistemleri başlatan yine İstanbullines oldu. Son olarak HGS geçiş sistemini yine ilk uygulayan biz olduk. Bizim halen her iki tarafta birer gişemizden HGS’li araçlar geçiş yapabiliyor. İlave olarak tüm gemilerimizde ücretsiz wifi internet bağlantısı hizmeti ise uzun süredir aktif halde.

3. Deniz yoluyla araç ve yolcu taşımacılığında Temmuz ayında getirilen P&I sigorta zorunluluğu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Öncelikle belirtmek isterim ki; zorunlu hale gelmeden önce de şirketimizin tüm gemileri P&I güvencesi altındaydı.  19 Temmuz’da zorunlu hale gelen, kabotaj hattında seyahat eden yolcuların güvence altına alınması konusunda sektörün / Armatörlerin ihtiyacı olan çok faydalı ve işlevsel bir sigorta olarak gün yüzüne çıktı. Biliyorsunuz P&I deniz yolu ile taşınmakta olan yolcuların gemi kazası neticesinde ölmesi, yaralanması, eşyalarının hasara uğraması ve özellikle çevre kirliliği gibi durumlarda armatörü ve 3. şahısları korur. Özellikle deniz kirliliği cezası ve kirlilikle ilgili önleme, temizlik, mal, mülk hasarı, ekonomik kayıplar ve bozulan çevrenin restorasyonu, sigortalı geminin çekilmesi esnasında 3. şahıslara verilecek hasarlar gibi konularda armatörü korur. Daha önce sadece ticari maksatlı çalışan 300 gt üzeri Türk bayraklı tüm gemiler ile bayrağına bakılmaksızın Türk liman/tesislerine uğrayan gemiler için geçerli olan bir sigorta uygulamasıydı 19 Temmuz’dan sonra kabotaj hattında zorunlu hale gelmesiyle sektörde çalışan herkesi koruyan bir sistem oldu. Bizim halen filomuzdaki Bostan N, İstanbul N, Muradiye, Selimiye ve Bahariye gemilerinin P&I sigortası TURK P&I üzerinden yapılmış durumdadır.

4) Geçtiğimiz dönemde İDO ile çeşitli tartışmalar yaşandı, birtakım mahkeme süreçleri oldu. Bu süreçte neler yaşandığını ve sonuçlarını anlatabilir misiniz?
İstanbullines Tavşanlı Limanı’nın da bulunduğu Eskihisar hattını da Temmuz 2013’te açtı. Eskihisar Tavşanlı hattı daha önce İDO’nun tekel olduğu ve rekabetin olmadığı bir alandı. Bizim bu hatta  alternatif servis olarak girişimizle birlikte rekabet güçlendi ve tekel durumu fiilen ortadan kalktı. Bunun sonucu olarak pazardaki dengeler bu hattı kullanan araç sahiplerinin ve yolcuların lehine değişti. Fakat diğer taraftan tekelleşmenin ortadan kalkması IDO’yu ve onun eko sisteminde olan bir takım çevreleri rahatsız etmeye başladı ve eski düzene dönülmesi için hukuki girişimlerle bizi yıpratmak ve yıldırmak istediler.  Biz de bu girişimlere karşı hukuki açıdan haklılığımızı her platformda ifade ettik.  Çünkü her şeyden önce rekabeti güçlendirerek pazara hareket katmak ve halkımıza ulaşılabilir fiyatlarla, kaliteli, konforlu ve güvenli bir yolculuk sunmak için oradayız. Bu nedenle de haklılığımıza olan inancımız tam. Zaten bugün itibari ile Eskihisar-Tavşanlı hattında sefer yapmamızı engelleyen kesinleşmiş bir yargı kararı bulunmamaktadır.

5. Sektörün gelişmesi ve deniz yoluyla araç ve yolcu taşımacılığının artırılması için neler yapılmalıdır?
Ülkemizin 2023 hedefleri olan 500 milyar dolar ihracat hedefiyle orantılı olarak ithalat da düşünüldüğünde; deniz taşımacılığı anlamında bu büyük ticaret hacminin oluşturduğu mal ve hizmetlerin yüzde 40 oranında Marmara Bölgesi’nden taşınacağını öngörmekteyiz. Bu hedeflere ulaşmak demek kaba bir hesapla deniz taşımacılığının da ona paralel olarak yaklaşık 3 kat büyümesi demektir. Bunun sektöre yatırım açısından önemli bir motivasyon sağlayacağını düşünüyoruz.
Bununla birlikte sektörün önünün açılabilmesi için yapılabilecekler ve yatırımcı beklentisi açısından iki konu öne çıkmaktadır. Birincisi Marmara Denizi’ndeki RoRo terminali olan liman sayısının artırılması ve bu terminallere sahip limanlarla anlaşmalarının uzun süreler için yapılabilmesi, ikincisi ise kabotaj hatlarına KDV muafiyeti getirilmesidir. Liman anlaşmalarının uzun dönemli yapılamaması özellikle yeni hatlar ve yeni gemiler konusunda yatırım yapabilmenin önündeki en önemli engeldir. KDV muafiyetinin ise deyim yerindeyse sektörde patlama etkisi yapacağına inanıyoruz. Bunun en iyi örneği uçak taşımalarıdır. Uçak taşımalarında yapılan KDV muafiyetinden sonra fiyatlar ucuzlamış ve taşınan yük miktarı çok ciddi miktarda artmıştır.
Ülkemizin en önemli sanayi, ticaret ve turizm bölgesi olan Marmara Denizi’nde yapılan deniz taşımacılığı büyüklüğü gerçek potansiyeliyle karşılaştırıldığında buzdağının görünen kısmı gibi kalacaktır. Aslında ciddi fırsatlar barındırmaktadır. İstanbul ve Kocaeli gibi iki büyük metropolün Marmara Denizi verimli kullanılmadığı için ciddi trafik ve çevre sorunları ile çok büyük miktarda ekonomik kayıplar yaşamaktadır. Bu konuda yeni yatırımları motive edici adımlarla mesela daha önce bahsettiğim RoRo terminal ve anlaşmalarıyla ve KDV konusundaki muafiyet adımlarının atılması gerçek potansiyelin çok hızlı bir şekilde açığa çıkmasını sağlayacağına inanıyoruz. İstanbullines olarak yakın gelecekte Marmara Denizi’nde ve yurtdışı hatlarda özellikle Akdeniz ve Karadeniz de yatırımlar yapmak için yeni fırsatları gözlüyoruz.

Bunu Paylaşın