Akdeniz bizim için çok önemlidir!

MDN İstanbul

Dz. Kurmay Albay (E) Serter Tuçaltan
Dz. Kurmay Albay (E) M. Serter Tuçaltan, MarineDeal News Kasım 2018 tarihli makalesinde Doğu Akdeniz’de yaşanan enerji tabanlı çok boyutlu mücadeleye ilişkin, tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğine dikkat çekerek şunları kaleme almıştı:

“Gelişmeler Doğu Akdeniz’de ilave adımların atılmasını da gerekli kılmıştır.
Bu adımlar şu şekilde özetlenebilir:
Öncelikle Türkiye’nin MEB sınırlarının belirlenmesine yönelik teknik çalışmalar tamamlanmalı, KKTC ile bir MEB sınırlandırma anlaşması imzalanmalı ve MEB, GKRY örneğinde olduğu gibi bu anlaşmaya istinaden ilan edilmelidir.
Eş zamanlı olarak Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yalnızlaştırılmasına yönelik stratejinin akamete uğratılması maksadıyla Türkiye ve KKTC’nin deniz yetki alanlarında enerji kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi konularında denge unsuru olabilecek ciddi ortaklıklar tesis edilmeli, dış politika uygulamaları aleyhimize sınırlandırma anlaşmalarının imzalanmasını önleyebilecek şekilde gözden geçirilmelidir. Bu aşamada Libya, Mısır ve Suriye’ye özel önem atfedilmelidir.

Bölgedeki doğal gaz rezervlerinin aynı zamanda anlaşmazlıkların çözümü için bir fırsat olduğu ve doğal gazın Avrupa pazarına nakli için en ekonomik rotanın Türkiye üzerinden geçtiği sıklıkla telaffuz edilmektedir. KKTC’nin tanınması, Doğu Akdeniz’de ilan edilecek MEB sınırlarımızın desteklenmesi, KKTC halkının Kıbrıs Adası güneyinden çıkarılacak doğalgaz üzerindeki haklarının teslim edilmesi Doğu Akdeniz’den çıkarılacak doğal gazın Avrupa pazarına Türkiye üzerinden nakli konusunda adım atılması için gerekli asgari koşullar olarak görülmelidir.

GKRY-Yunanistan’ın tezleri üzerinde menfi tesir yaratabilecek Kaş açıklarındaki egemenlikleri tartışmalı Fener Adası ve Karaada’nın hukuki statüleri gündeme taşınmalıdır.
Unutulmamalıdır, Türk askeri olmadan varılacak bir çözüm, Kıbrıs’ın tamamıyla kaybedilmesi anlamına gelir.
Kıbrıs’ta en iyi ve akılcı çözüm mevcut durumun idamesi olduğundan, bu durumu idame edecek bir strateji çerçevesinde hareket edilmelidir. İki toplumlu, iki devletli bir yapıda, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü olmadan, Ada’daki Türk askeri varlığının sürdürülmesine imkân sağlamadan varılacak bir çözümün Kıbrıs’ın tamamıyla kaybedilmesi anlamına geleceği unutulmamalıdır. Muhtemel bir müzakere sürecinde ise sorunların ayrıştırılmasına müsaade edilmemeli, masada üçüncü taraflara yer verilmemelidir.

Sonuç olarak; Doğu Akdeniz’de bugün yaşanan enerji tabanlı çok boyutlu mücadelenin; Irak ve Suriye’nin kuzeyinde Akdeniz irtibatlı bir Kürt devletinin kurulmak istenmesi, RF’nin bölgede etkin hale gelmesi, ABD’nin gerek RF‘nin etkinliğini azaltmak gerekse İran’a yönelik politikaları çerçevesinde attığı ve atacağı adımlar, bölgenin Çin’in “Tek Kuşak Tek Yol” projesi kapsamında oynayacağı rol gibi gerekçelerle gittikçe şiddetleneceği ve daha da karışık hale geleceği açıktır.Bu bakımdan Türkiye’ye zemin kazandırabilecek tedbirlerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Çünkü; Atatürk tarafından daha 1938 yılında işaret edildiği üzere “ikmal yolları” ve “Kıbrıs” yani; Akdeniz bizim için çok önemlidir!”

İlgili yazının tamamına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

Akdeniz bizim için çok önemlidir!

Bunu Paylaşın