Sonbaharla birlikte piyasalarda geleneksel sonbahar sancısı yaşanırken, bu yıl özellikle ABD’nin kendine has gündemi Kasım ayını daha özel kılıyor
ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırımlarının hızlanması ve bilanço daraltılmasının doları değerlendirmesi söz konusu. Yine son dönemde küresel piyasaları sürükleyen ve Türkiye piyasasını da çevreleyen ABD vergi indirim paketinde önemli bir kavşak aşıldı. Önümüzdeki 10 yıllık dönemde bütçe açığını 1,5 trilyon dolar daha büyüten 2018 bütçesi, ABD Senatosu’nda iki oy farkla kabul edildi. Böylece Başkan Donald Trump’ın ABD vergi yasalarını revize etmesinin önünde en önemli engel aşıldı.
Bu gelişmeler de tüm dünyada “daha değerli doların” da yolunu açtı. Zaten bu gelişmelerin ardından da ABD Doları endeksi 94 seviyesine yaklaşarak ekim sonu itibarıyla son üç haftanın en yüksek düzeyine ulaştı.
Dolardaki tansiyon artışında asıl önemli nokta ise FED’in yeni başkanı için “şahin” duruşuyla bilinen John Taylor’ın isminin bir adım öne çıkması oldu.
Senatörler arasında mini bir anket yaptıran Başkan Trump’ın bu yönde bir sonuç aldığının basına sızdırılması, mali piyasalarda hemen yansıma buldu. Amerikan 10 yıllık tahvil faizi bu haber ile 2,42’ye yükselerek son altı ayın zirvesini yaptı. Dolar küresel bazda değerlenirken, gelişmekte olan ülke paralarında da önemli düşüşler gözlendi.
Kasım ayı başında Çin’i de kapsayan bir program ile Asya gezisine çıkacak olan Trump’ın bu seyahat öncesinde FED’in yeni başkanını açıklaması bekleniyor. Taylor ve Powell’ın favori olduğu bu süreçte mevcut başkan Yellen ise sürpriz niteliğine sahip. Yeni başkanın 2018 yılı Şubat ayından itibaren göreve başlayacağını not düşmekte yarar var.
Dolarda ibre yukarı yönlü
Peki küresel dünyada yaşanan bu gelişmeler Türkiye’yi nasıl etkiliyor? Türk Lirası dolardaki bu güçlenmeden en fazla olumsuz etkilenen para birimlerinin başında geliyor. Öyle ki, TL 1-25 Ekim tarihleri arasında 20 kuruş, bir başka ifade ile yüzde 5,3 değer kaybetti. Aynı dönemde Euro/TL ise yüzde 4,5 değer kaybederken, sepet bazında TL, 4,07 ile tarihinin en yüksek düzeyine ulaştı. İçeride piyasaları kırılganlaştıran ise iki önemli haber vardı. BDDK ve SPK tarafından bizzat yalanlanmış olmasına rağmen Türk bankalarına yönelik ceza haberi yatırımcı psikolojisini olumsuz etkiledi.
Yine Adalet Bakanlığı tarafından net bir şekilde yalanlanmış olmasına karşın bir heyete ABD tarafından vize verilmediğine ilişkin bir haber TL’de satışları hızlandırdı. Buna bir de ABD ile yükselen siyasi tansiyonu da eklemekte fayda var.
Bu gelişmeler, Hazine’nin düzenlediği tahvil ihraçlarında da kendini gösterdi. Hazinenin ekim ayındaki ihalelerine yatırımcılardan yeterli ilgi gelmezken, tahvil faizleri ikincil piyasada sert bir yükseliş sergiledi. 10 yıllık tahvilin bileşik faizi yüzde 11,6’lar ile son beş yılın zirvesini yaparken, gösterge tahvilin bileşik faizi ise yüzde 12,5 ile 2009’dan bu yana en yüksek seviyesini gördü.
İşte bütün bu gelişmeler, zaten Noel tatili öncesi olduğu için geleneksel olarak piyasalarda satışın fazla olduğu kasım ayında sancının daha da derinleşeceğini gösteriyor. Bankacılar, önümüzdeki dönemde kurlarda ana trendin yukarı yönlü olduğunu belirtiyor.
