Henüz Mars’ta yaşayıp yaşayamayacağımızı bilmiyoruz. Dolayısı ile gidecek başka bir yerimiz var mı, onu da bilmiyoruz. Ünlü fizikçi Stephen Hawking haklı çıkarsa, dünyada geçireceğimiz son yüzyılın içerisindeyiz. İnsanoğlu için ne acı son!
Bu kötü son senaryosunda başrol oyuncularından biri olan küresel ısınma, yaşanan iklim değişikliklerinin ve gıda ve bitki çeşitliliğindeki azalmanın ana nedenlerinden. Buna ek olarak su kaynakları da etkilenmekte. Küresel ısınmanın etkileri bu örneklerle sınırlı mı? Tabii ki değil. Daha onlarca çevresel etki sıralayabiliriz. Dolayısı ile küresel ısınmayı azaltmayı ya da durdurmayı planlayan her adım çok kıymetli.
Son dönemde bu çabalardan biri de sülfür, azot oksit ve karbondioksit salınımlarının azaltılması amacıyla uygulamaya geçirilmesi planlanan yakıt kısıtlamalarına ilişkin regülasyonlar ve ilan edilen ECA (Emission Control Area) bölgeleri. İşte denizciliğimizin ve armatörlerimizin gelecek planlamasında rol oynayacak kısım da burası.
Armatörler için, terazinin bir kefesinde regülasyonlar, diğer kefesinde ise her ticari kuruluşun ana amacı olan kâr maksimizasyonu bulunmakta. Dolayısı ile kısa ve uzun vadeli planlar armatörler için iki seçenek gibi gözükmekte. Eldeki dizel tahrikli gemilerin satılarak yeni LNG yakıt kullanan gemilerin inşa ettirilmesi ya da satın alınması uzun vadeli bir model olarak öne çıkmakta. Bu noktada yatırım ve geri dönüşünün çok net olarak planlanması gerekmekte.
Bunun yanı sıra bir diğer seçenek, makinelerde yapılan tadilat ile LNG kullanımının da sisteme eklenmesi ile “Dual Fuel” yakıt sistemine geçilmesi. Fakat bu birçok teknik zorluğu da beraberinde getiren bir seçenek. En basitinden, tank imalatı ve montajı teknik bilgi ve tecrübe gerektiren bir süreç. Diğer taraftan, tank imalatı da bu yönelimde yeni bir pazar imkanı sağlayabilir. Nihayetinde, her iki model de, şartları itibariyle firmaya göre değişiklik gösterebilir. Dolayısı ile doğru seçenek firmaların karar modellerine bağlıdır.
Tersaneler açısından bakarsak, LNG’nin kendine has teknik öncelikler getireceği de aşikar. Bu anlamda gemi dizayn ve yük sistemleri de yeni bir bakış açısı ile değerlendirilecektir. Makineler için bu teknik birikimi elde eden tersaneler de bir adım önde olacaklardır. Tersan ve Sanmar tersaneleri inşa ettikleri deniz araçları ile bu alanda öncü durumdalar. Bu da Türk gemi inşa sanayi için gurur verici.
Ancak LNG tahrikli makine üretiminde yerli bir marka mevcut değil. Son dönemde kurulması planlanan makine fabrikasının planlamasında bu gelişmelerin göz önüne alınması, ticari olarak gelecekte fayda sağlayabilir.
Yeşil gemiler, yeni tip tahrik sistemleri, yeni teknolojiler, yeni dizaynlar, yeni yakıtlar… IMO denizcilik dünyasında uyguladığı yaptırımlar ile yeni bir tren kaldırıyor. Tren istasyonda görünüyor. Mesele bu trene kimlerin bineceği, kimlerin yaya kalacağı…
Bu yönelimi deniz dünyamıza gösterebilmek maksadıyla çok kıymetli isimlerin katılımı ile bir dosya hazırladık. Dosyamızı okurken hayaller kurup, temiz bir gelecek inşa etmenizi dileriz.
