Uluslararası Gemi Tedarikçileri Birliği (ISSA), 2017 yılının ilk yönetim kurulu toplantısını İstanbul’da yaptı. ISSA Yönetim Kurulu Üyesi Yorgo Saris evsahipliğinde düzenlenen toplantıda 2017 yılının değerlendirilmesi, birlik üyelerinin sorunları, önümüzdeki yılların planlanması, yeni yıllık ürün kataloğu çalışması ve bu yıl kasım ayında Yunanistan’da düzenlenecek olan 62. Uluslararası Gemi Tedarikçileri Konvansiyonu hazırlıkları ele alındı.
Gemi Tedarikçileri Birliği (TURSSA) Yönetim Kurulu Başkanı olan Yorgo Saris, uzun yıllardır üyesi olduğu ISSA Yönetim Kurulu’nda 2017 yılı başından itibaren Saymanlık görevini de üstlendi. Toplantı sonrasında sorularımızı yanıtlayan Yorgo Saris “ISSA’nın 52 farklı ülkede 2000’e yakın üyesi bulunuyor. 10 kişilik yönetim kurulunda Türkiye olarak yer almamız önemli” diyerek sözlerine başladı.
“Yılda iki kez yapılan ISSA Yönetim Kurulu Toplantılarında gündem oldukça yoğun geçiyor. Bu yıl kasım ayında Atina’da yapılacak Uluslarası Konferans ve Fuar öncesindeki son yönetim kurulu toplantımız. Her yıl düzenlediğimiz Konvansiyon’da farklı ülkelerden üyelerle tanışıp iş yapma olanakları doğuyor. ISSA dünya denizciliğindeki tüm kurumlarla irtibat halinde olduğu için üyelerini koruma adına önemli görevler üstleniyor. Ayrıca üyelerine mesleğin korunması ve gelişmesi açısından gerekli tüm desteği veriyor. 62 yıldır devam eden bu kuruma biz TURSSA olarak 2003 yılında üye olduk. Bizim 34 üyemiz de böylece bu birliğin üyesi oldu. Bu birliğe üye olmak müşterilerimize karşı bir güvenilirlik sağlıyor. Üye olmak için belirli denizcilik kuruluşlarından referans alıp, belirli kalite kontrollerden geçtikten sonra üye olunmaktadır. Dolayısıyla bir gemi sahibi veya gemi işletmecisi bir kumanyacıyla dünyanın herhangi bir limanında iş yapmak istediği zaman, yayınlamış olduğumuz senelik kataloğa göre iş yapmayı tercih ediyor. Anlaşmazlık durumunda da üyelerimize gerekli hukuki desteği sağlamaya çalışıyoruz.
Bu işi layıkiyla yapan, etik kurallara dikkat eden, doğru yapan firmalar her zaman için birliğe üye olarak alınabilir. Firmaları birliğe üye olmaları konusunda teşvik ediyoruz ve yeni üye kazanmak istiyoruz.”
“Sektörün büyüklüğü
400 milyon dolara ulaştı”
Türkiye’deki gemi tedarik sektörünü değerlendiren Yorgo Saris, “Kumanyacılık Türkiye’de son yıllarda çok hareketli ve gelişen bir meslek kolu oldu. Artan rekabet mesleğin önemli bir aşamaya gelmesini sağladı. 3 tarafı denizlerle çevrili bir ülke olduğuna göre yaklaşık 100 bin gemiye yakın iş potansiyelimiz var. Sektör, tüm bu dünya krizine rağmen ayakta duruyor ve ilerliyor.”
“Son yıllarda meslektaşlarımız çok mutsuz değil. Tabii, her işte olduğu gibi kârlılık düşmüş durumda. Türkiye’de 300-400 milyon dolarlık bir iş potansiyeli olduğunu tahmin ediyorum. Türkiye’ye gelen gemilerin yalnızca yüzde 50’ye yakını tedarik hizmeti alıyor. Diğer yüzde 50’nin de hizmet alması için devletin prosedürleri kolaylaştırması faydalı olacaktır. Özellikle gümrük konusunda sağlanacak esneklikler iş potansiyelini artırabilir. Dünyada rekabetin oldukça yüksek olduğu bu sektörde rekabetçiliğimizi artırmak için devletimizle birlikte birtakım adımlar atmak istiyoruz. Gemi ikmal sürelerinin uzatılması çok faydalı oldu, devletin de hassasiyetlerini göz önünde bulundurarak gümrük konusunda bazı kolaylıkların sağlanabileceğine inanıyorum.
Son yıllarda yapılan yeni limanlar sektöre büyük güç kattı. Çünkü ülkeye gelen gemi sayısı artıkça bizim iş potansiyelimiz artıyor. Gelen gemilerin ihtiyaçlarını karşılamakta bizim işimiz. . Dolayısıyla ne kadar fazla uğrak limanımız olursa, biz de hizmetimizi yapmak için elimizden gelen gayreti şirket, dernek ve ülke olarak göstermek zorundayız. İstatistiklere baktığımızda son birkaç yılda gelen gemi sayısı düşüyor ancak tonajlar atıyor. Bu da bizim işimizde pek bir farklılık yaratmıyor. Denizcilikte yaşanan durgunluk ve navlunların düşüklüğü gemilere harcanan bütçeyi düşürüyor.”
“Dünyada trend
şirket birleşmeleri”
Gemi tedariğinde dünyadaki gelişmelere dikkat çeken Yorgo Saris, “Dünyada trend firmaların bir şemsiye altında birleşmesi. Bir firmaya gidildiği zaman 10 limanda hizmet verebiliyor olmak önemli bir avantaj” dedi.
“Tabii ki bunun artıları ve eksileri var, çünkü bir firmanın her limanda aynı kalitede aynı fiyatta ürün ve hizmet vermesi kolay değil. Büyük firmalar belirli ülkelerde, çok yoğun gemi hareketi olan ülkelerde tesislerini kuruyorlar veya firmalar satın alıyorlar.
Bunun dışında, gemi sahipleri ve işletmeciler bugün her bir kumanyacı ile her bir limanda en azından kumanya (gıda) ihtiyaçlarını ayrı ayrı talep etmek yerine bu işi catering firmalarına devrediyor. Bu eskiden bu yana olan bir hadise fakat son zamanlarda daha da gelişti. Örneğin, catering firması gün başı bir ücretle gemi personelinin kumanya ihtiyacını karşılama konusunda anlaşma yapıyor. Adam başı belli bir ücretle armatörle anlaşma yapan catering firmaları bizimle irtibata geçip gerekli ihtiyaçlarını bildiriyor. Bu gelişmenin de olumlu ve olumsuz yanları bulunuyor. Bu durum bizi daha çok rekabete itiyor ancak 100 gemisi olan bir armatöre de 5-6 firmayla ayrı ayrı muhattap olmak yerine tek bir firmayla görüşme imkanı sağlıyor.
Bugünkü koşullarda; kaliteli hizmet veren, işini iyi bilen, fiyatları uygun olan, yüksek kalite standardına sahip firmalar ayakta durabiliyor ama bunun dışında kalan firmalar kâr marjları da oldukça düştüğünden gelecekte zorlanacaklar. Türk ikmal firmaları doğru hesap yapmazlarsa bu gelişmelerden etkilenebilirler. İstihdam kapasitesi yüksek olan tedarik sektöründe maliyetleri iyi hesap etmek şart.
Bu gelişmeler, dünyada şirketleri birleşmeye doğru itiyor ancak Türkiye’de şirket birleşmeleri kolay değil. Çünkü bu her şeyden önce bu bir kültür meselesi. Biz de rekabet yüksek, şirket birleşmelerinin oranı ise çok düşük. Biz TURSSA olarak üyelerimizi koruma amaçlı birtakım önlemler almaya çalışıyoruz.”
