Yüce Yöney – Toplumsal evrimin karanlık dönemi

MDN İstanbul

Küresel çapta silah satışları son beş yılda yüzde 8,4 arttı. Sağımız solumuz ya savaş ya kriz. Eski savaşlardan kalma mayınlar bile hâlâ başa bela… Kim söylemişti, “Büyük güce sahip egemen devletler olduğu sürece savaş kaçınılmazdır” diye?
Ruhumuzun karardığı şu günlerde, tıptaki yeni gelişmelerle birçok hastalığa karşı yürütülen savaşta elde edilen başarılardan ya da alternatif enerji kaynaklarının nimetleri gibi geleceğe dair umut veren konulardan bahsetmeyi kim istemez… Ama ne yapalım, yaşadığımız dönemin gerçekliği başka ve öylesine ağır basıyor ki bazı gerçeklerle yüzleşmek gerekiyor. Toplumsal varoluşumuzda evrimin karanlık bir devrindeyiz diyelim, uzun bir süredir insanlığın varoluşu yokedişten geçiyor çünkü.
Kötümser bir bakışın hezeyanlarından söz etmiyoruz ne yazık ki; eldeki veriler tam da bunu gösteriyor. Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) son hazırladığı rapor mesela… Rapora göre, 2012 – 2016 yılları arasında silah ticaretinin hacmi bir önceki beş yıllık döneme kıyasla yüzde 8,4 oranında arttı. En çok silah stoklayanların başında da Asya ve Ortadoğu ülkeleri geliyor.
Şaşırdık mı? Hayır. Dünyanın her tarafı kaynarken böyle bir gelişmeyi beklemeyen yoktur herhalde. Heidelberg Uluslararası Çatışma Araştırmaları Enstitüsü’nün dünya genelindeki savaş ve krizleri ortaya koyduğu araştırmasının sonuçlarını hatırlayalım. Anahatlarıyla söylersek, dünya genelinde 400’ün üzerinde kriz durumundan ve bunların 226’sında şiddet kullanıldığından söz ediyordu araştırma.
Mevcut durumda üst seviyedeki çatışmaların çoğu Afrika’da Sahra’nın güneyindeki bölgelerde görülüyor. Araştırma bu bölgelerdeki 48 devletten sekizinde çok sayıda insanın yaşamına mal olan ya da onları göçe zorlayan krizlerin olduğunu belirliyor. Nijerya’nın sınırlarını aşan radikal dinci Boko Haram örgütüyle mücadele, El Kaide’nin Kuzeybatı Afrika’daki ve Mali, Nijer, Burkina Faso’daki faaliyetleri, Somali ve Sudan’a bağlı Darfur’da 10 yıl önce başlayan içsavaşlar da enstitünün dikkat çektiği çatışmaların yoğun olduğu yerler arasında. Ayrıca araştırmada Ortadoğu bölgelerinde yeni savaşların çıktığına da yer veriliyor. Suriye’de Esad yönetimine karşı savaşanlar, Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı verilen ortak savaş, muhalif silahlı gruplar ile cihatçı gruplar arasındaki çatışmalara da dikkat çekiliyor. Keza çok sayıda insanın hayatını kaybetmesine neden olan Yemen’deki çatışmalar da yer alıyor. Ve maalesef Türkiye de anlaşmazlıkların tırmandığı ülkeler arasında gösteriliyor. Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesinde devam eden savaş durumu ise Avrupa’da şiddet içeren en büyük anlaşmazlık olarak vurgulanıyor.
Dünyanın diğer tarafında; Meksika, Brezilya, El Salvador ve Kolombiya’da uyuşturucu savaşları devam ediyor. Kolombiya’da FARC gerillaları ile hükümet arasındaki anlaşmaya rağmen, ikinci büyük gerilla örgütü olan ELN ile çatışmalar sürüyor… Araştırma bunlarla sınırlı değil tabii. Ancak bu savaş ve çatışmalar bile dünya ölçeğinde silah ticaretinin artmasında yeterince etkili.
SIPRI’nin raporunda dünyanın en büyük silah ihracatçıları sırasıyla ABD, Rusya, Çin, Fransa ve Almanya olarak belirleniyor. Bu beş ülkenin dünya silah satışındaki yeri yüzde 74 düzeyinde. ABD’nin tek başına küresel silah ticaretindeki payı yüzde 33’ü buluyor. Bu ülkenin silah satışları 2012 – 2016 yılları arasında bir önceki beş yıllık döneme göre yüzde 21 oranında artmış halde. ABD dünyanın en az 100 ülkesine Amerikan yapımı silah satıyor. Ürettiği silahların yaklaşık yarısı da Ortadoğu ülkelerine satılıyor. Zaten tüm dünyada en fazla silah satın alan ülkelerin ilk sıralarında tahmin edileceği gibi Asya ve Ortadoğu ülkeleri geliyor.
Rusya’nın silah satış pastasındaki payı ise yaklaşık yüzde 23. Çin’in dünya piyasasındaki yüzde 6,3’lük payı var ki bu da onu en fazla silah satan üçüncü ülke durumuna getiriyor. Çin için ciddi bir artış anlamına geliyor bu. Rapora göre, Çin son beş yılda silah satışlarını yüzde 74 oranında arttırdı. Silah ihracatına sırayla devam edince Fransa’nın payının yüzde 6, Almanya’nın payının ise yüzde 5,6 olduğu gözüküyor. Son dönem Türkiye’ye yaptığı silah satışı tartışılan Almanya’nın silah ihracatı, 2016’da rekor düzeye çıkmasına rağmen son beş yılda yüzde 36 oranında gerilemiş.
Silah ithalatında ise başı, silah alımlarını son beş yılda yüzde 43 oranında arttıran Hindistan çekiyor. Asya ve Okyanusya ülkelerinin silah alımları yüzde 7,7 oranında arttı ve böylece silah ithalatındaki payı da yüzde 43’e çıktı. Ortadoğu ülkelerinin toplam silah ticaretindeki payları yüzde 29 olsa da beş yıl içinde silah alımlarının yüzde 86 arttığı görülüyor. Dünyanın en fazla silah ithal eden ikinci ülkesi bu bölgeden zaten: Suudi Arabistan silah alımlarını yüzde 212 oranında arttırdı. Artış oranında bakarsak daha yükseği de var. Katar’ın silah ithalatı beş yıllık dönemde yüzde 245 oranında arttı. Bu ülkeler gibi Birleşik Arap Emirlikleri, Çin ve Cezayir de en fazla silah satın alan ülkeler arasında yer alıyor. Afrika kıtasında en fazla silah ithal eden ülkeler ise Nijerya, Sudan ve Etiyopya.
Bir de mayın belası var tabii ki. Her ne kadar mayınların kullanımı birçok ülkede yasaklandıysa da biliniyor ki dünyada temizlenmeyi bekleyen milyonlarca mayın bulunuyor. Bir yandan mayın temizleme faaliyetleri yürütülse de çok yetersiz durumda. Şöyle bir örnek verelim. Mozambik’te mayın temizleme çalışmaları 2015’e kadar sürdü, toplam 200 bin mayın temizlendi. Mayın temizleme çalışmalarının aldığı süre 22 yıldı.
Gerçi 1997’de bir anlaşma ile bu anlaşmaya taraf olan 162 ülkede mayınların üretimi ve kullanımı yasaklandı. Ancak ABD, Rusya, Çin gibi anlaşmayı imzalamayan büyük silah üreticisi ülkelerde hala ciddi mayın stokları olduğu biliniyor. Haziran 2014’te, Çin stoklarında 105 milyon, ABD de üç milyon mayın bulunduğunu açıklamıştı. Keza Hindistan, Myanmar, Pakistan ve Güney Kore’de de mayınlar yaygın bir şekilde üretiliyor. Ve unutmayalım, bu veriler stoklarla ilgili. Yani bir de gömülü olanlar var. Son durumda, dünyada 60 ülkede, bir kısmı İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma olan ve yerleri bilinmeyen toplam 110 milyon mayının toprağa gömülü olduğu tahmin ediliyor. En fazla mayın olan ülkenin Afganistan olduğu tespit edilmiş. Kamboçya, Laos, Bosna ve Angola’da da eskiden kalma sayısı tam olarak belirsiz mayın bulunuyor. Ayrıca Myanmar, Libya ve Suriye’de hala mayın kullanıldığı gerçeği de var. Mayın yüzünden ölen ve sakat kalan insanların sayısı 2015’te 6500’e ulaşmıştı. Bu insanların çoğunun sivil, üçte birinin de çocuk olduğunu da hatırlatalım. Ve ruhumuz karardıysa da enseyi karartmadan savaşa ve silahlanmaya hayır demeyi sürdürelim. 

Bunu Paylaşın