Senin hepimizi tarumar edeceğin gelişinden belliydi. Sağı solu belli olmaz yeninin derler ya, doğruymuş: Sağı gösterip solu, solu gösterirken sağı vurdun… Günahı boynuna. Hava cıva sandık öyle değilmişssin, üstelik, çok da arsız bir şeymişsin. Bilindik değilsin, bu yüzünü tecrübe etmediydik. Evvel zaman içinden kokunu çekip alamadık, hileli oyunlarına yüz çevirdiydik de bitersin sandık. Yanıldık. Zamanla içimizden kırıldık. Okuyup anlamak yerine birbirimizin defterini dürmekle israf ettik geleceğimizi. Ne kadar aptalız: Bizi, biz diye bildiklerimizden vuracağını bilemedik. Abdal olamadık. Yazık, insana en çok koyan da bu işte! Topluca yanıldık ama yine topluca aydık! Geçmişten bu güne kadar türlü yüzlerinde gizli hainliği artık nerede görsek tanırız.
Sen, hepimizi sıraya dizdin, elekten tek tek geçirdin… Eksiksiz! Zihnisinir yaptın mı, yaptın. Bam telimize yaraya tuz basar gibi bastın. Dengemizi sarstın mı, sarstın. Hepimizin sabrını sınadın mı hem de dibine kadar… Gücünü gördük, ne isen anladık, giderayak vurdukça vurdun eyvallah ama gelecek, sana bedelini ağır ödetecek… Çünkü o senden daha güzel, umut ile geliyor ne varsa daha iyisini sunacak! İşte sen hain, hıncını bu kadar ortalık yerlere dökmeden düşünecektin. Artık yemez köylü! Palavralarına karnımız tok çünkü vaden doldu, her başlangıcın bir sonu olduğu gibi İzmir Marşı ile uğurlanmana saatler kaldı! Evet sana söylüyorum 2016, “De hadi bi’ git, git de, bir derin nefes alalım!” Bunu dedirtiyorsun işte: Ey kara 2016, gidişin olsun daha da dönüşün olmasın!
Bunca acıdan çıkartılacak daha büyük dersler var elbet! İşte o zoraki tecrübe ettirdiğin türlü cambazlıklarını çalışsak yapamayacağımız bir miras olarak bıraktın! Şerden yine hayır doğdu! Nesilden nesile taşıyacağımız, yaşayarak yazılan bu vasiyetimizi, akıl ve bilinçle okuyacak her evladımız! Ve bu cihana ezelden haram olan kardeş kavgası sayende asla ve kat’a düşmeyecek! Ey kötü, senin de kaderin bu biliyorsun: Geri dönememek! Yaşandın ve bittin artık! Senin cemalindeki yüzsüzlüğü, karanlığı gördük, artık nerede doğarsan orada kendiliğinden biteceksin. Aydınlık yıllar için yaşanman gerekiyordu ve yaşandın.
“Beterin beteri var!” der Atalarımız, haklılar da. Uyandık, daha kötüsü ne olabilir ki diye sormayacağım ve diyeceğim ki; benim hepimiz için güzel umutlarım var!
Evrenin kendi içindeki adaletine inanmak ve de 100 yıllık geçmişini iyi bellemek ve asla unutmamak! Doğrudan, iyiden ayrılmadan yek vücut olmak, güzel ahlaklı insana sahip olmanın yollarını araştırıp inşa etmek mümkün. Ey kötü, iki elim yakanda bunu iyi bilesin… İyi olmak, güzeli istemek zor değil, sen de bir denesene…
Ben hepimizin yerine istiyorum. Yeni yılın, başta tüm dualarımdaki kahramanım Vatanıma, tüm Milletime, doğacak insanıma tüm cüretiyle yürekten mutluluk getirmesini hepimiz için diliyorum. Anadolu sevgi aşılamada o kadar cömert ki, yeter ki sarılalım o sıcacık yüreğine.
Yüreği iyi, ruh ve beden sağlığı yerinde insanlarımız yeşersin bu topraklarımızda. Elimizi attığımız her işin üstesinden gelebilelim. Herkes eline, beline, diline hakim, verdiği söze sadık olsun. Yaratıcı olsun, girişimci olsun, azimli olsun, çalışkan olsun. Kötü, sistemde kendiliğinden elensin. Bırakın düzeni bozacak cesareti, niyeti dahi olamasın! Ben, sen, o değil, biz olunabilsin. İzzetli öğretmenler, vicdanlı doktorlar, adil hakimler, akıllı mühendisler, neşeli bilim insanları, zevkli mimarlar, rengârenk ressamlar, cıvıl cıvıl müzisyenler, kaptanlar, dalgıçlar, pilotlar, araştırmacı ahlaklı gazeteciler, yazarlar, çizerler, oyuncular, şarkıcılar, vatana pervane yiğit askerler, çevik polisler… Vatana divane yurttaşlar. Sebeb-i varlığımız, sevmek sanatı ile çoğalttığımız çocuklar… Yürekleri özgürlük ateşi ile yanan akıllı gençler… Bu topraklarda o kadar çokuz ki, içimiz rahat!
Alacak yolumuz uzun. Bayrağımız daima göğe yükselecek, tek tek alacağız bizden çalınan zamanları, andımız belli, kimsenin şüphesi olmasın.