Ne olacak bu doların seyri?

MDN İstanbul

Döviz kurunda son dönemlerde yaşanan hareketlilik herkesin malumu. Bu nedenle de bankacısından borsacısına, patronundan çalışanına, beyaz yakalısından mavi yakalısına kuşkusuz herkesin aklında başlıktaki bu soru var

Kısa vadede yaşanan iki yönlü sert dalgalanmalardan dolayı kurun yönünü kestirmek biraz zor. Çünkü ilgili ya da ilgisiz, beklenen ya da beklenmeyen birçok olay ya da haber kısa vadede finansal piyasalarda etkili olup tahmin edilmesi güç hareketlere neden olabiliyor. Bu da kısa vadede tahmin yapmayı neredeyse falcılık ile eşdeğer hale getiriyor. Ancak orta ve uzun vadeli perspektiften bakmak isteyenler için başlıktaki sorunun yanıtını vermek mümkün.

Ekim ayında kurun hızla artmasının sonucu olarak Merkez Bankası, mart ayından bu yana aralıksız sürdürdüğü faiz indirimlerine ara verdi. Zaten tüm ekonomik ve siyasal gelişmelere rağmen faiz indirimlerini sürdürseydi, kurun seyri kim bilir nice olurdu? Merkez’in hamlesi doların giderek artmakta olan tansiyonunu da bir nebze düşürdü. Dolar kuru 3.1130’a kadar yükselmişken karar sonrası 3.0495’e kadar inmişti. Ancak ardından 3.07-3.09 arasına yerleşti. Deyim yerindeyse kısa vadeli olarak veya şimdilik durumu kurtardık. Ancak takvim ilerledikçe kısa vadeli bu yatışma yerini yeniden tansiyon yükselmesine bırakabilir. Çünkü Merkez Bankası faiz kararıyla tansiyon yüksekliğinin sadece bir nedenini ortadan kaldırdı. Diğer nedenler ise ortada duruyor.

Kurda siyasi faktörler öne çıkıyor

Kurun artışında sadece ekonomik değil siyasi riskler ve jeopolitik veya dış politika riskleri de önemli rol oynuyor. Bu nedenler ortadan kalkmadan kurda gerçek anlamda bir gevşeme beklemek de imkansız görünüyor.

Ekonomistler, önümüzdeki dönemde başkanlık sistemi için Anayasa değişikliğine gidilecek olması, bu değişiklik için referandumun gündeme gelecek olması, genel seçimlerin öne çekileceği söylentileri gibi siyasi süreçlerin kurda her dönem tansiyonunun yüksek seyredeceği anlamına geldiğini vurguluyor. Uzmanlar, bunun yanı sıra Suriye ve Irak’taki savaşa ve sınırların yeniden çizilmesi sürecine iyice dahil olunmasının da tansiyonu artırıcı diğer unsurlar olarak öne çıktığını belirtiyor.

Bütün bunların yanı sıra Türkiye’nin yatırım yapılabilir kredi notunun bir ayağının gitmesi ve ocakta da Fitch’in not indirme riskinin masada olması dış finansmana bağımlı bir ekonomi olan Türkiye ve para birimi için bir başka olumsuz unsur gündemde duruyor. Öte yandan ABD’de başkanlık seçimleri ve ardından FED’in nasıl bir politika değişikliğine gideceğine yönelik belirsizlikler ve 2017 yılında Brexit’in etkilerinin daha da şekillenecek olması küresel riskleri sürekli gündemde tutuyor. Bütün bu risklerin en azından önemli bir bölümü masadan kalkmadan doların tansiyonunu düşmesi neredeyse imkansız gibi. Bu gerekçelerle Orta Vadeli Planda 2017 kur beklentisi 3.18 TL’ye çekilirken, yabancı bankalardan da 3.30-3.40 TL’lik kur beklentisi raporlar gelmeye devam ediyor.

Bunu Paylaşın