“Gemi tutulmalarında Türk Loydu’nun hatası sıfır”

MDN İstanbul

Nisan 2015’te Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanlığına seçilen Cem Melikoğlu, geçen 18 aylık yönetim dönemi ve artan gemi tutulmalarıyla ilgili MarineDeal News gazetesine özel açıklamalarda bulundu

Geçtiğimiz mart ayında Türk Loydu Kuruluş Senedinde çok önemli değişikliklere imza atılarak yönetim kuruluna seçilme süresi ve şekli değiştirilmişti. Türk Loydu Yönetim Kurulu Başkanı Cem Melikoğlu yapılan değişikliklerin Türk Loydu’nun uluslararası standartlarda hizmet vermesinin önünü açarak Uluslararası Klas Kuruluşları Birliği (IACS) üyeliği konusunda önemli adımlar olduğunu ifade etti. Ancak değişikliklerin üzerinden 8 ay gibi bir süre geçmesine rağmen kuruluş senedinde yapılan değişiklikler 15 Temmuz sürecinin de etkisiyle mahkeme tarafından henüz onaylanmadığı için yürürlüğe giremedi.

“Seçim Nisan 2017’de”

Yapılan değişikliklerin Türk Loydu’nda yönetimde istikrarı sağlamak, kurumun bağımsız yapısını güçlendirmek, hizmet kalitesini artırmak ve IACS’a üye olup portföyünü genişletmek için üzerinde uzun yıllardır çalışılan kriterler olduğunu ifade eden Melikoğlu, mahkeme süreci bitmediği için değişiliklerin henüz yürürlüğe giremediğini vurguladı.

“Daha önce yönetim kurulu 2 yıllığına seçiliyordu ve bu süre, icraat yapmak için yetersizdi. Yapılan değişiklikler yürürlüğe girdiğinde yönetim bundan böyle 3 yıl süre ile görev yapacak ve bir kişi en fazla üst üste 3 kez seçilebilecek. Genel kurulda yapılan en önemli değişikliklerden biri de; yönetime seçilecek kişileri Türk Loydu’na üye olan kurumlar aday gösteriyordu, artık üye kurumların içinde şartları taşıyan her birey yönetime aday olabilecek. Başka bir deyişle kurumsal aday değil bireysel adaylık sistemini getirdik. Yapılan çok  önemli bir yenilik de Türk Loydu AŞ adıyla bir şirket kurulması oldu. Bu Türk Loydu Vakfının şirketi ancak Türk Loydu Vakfı yönetiminde yer alan kişiler bu şirket yönetiminde yer alamıyor. Şirket, kurulduktan sonra da Türk Loydu Vakfı İktisadi İşletmesinin bu güne kadar yaptığı temel işleri üstlenecek.

Kurumumuzda istikrarın sağlanarak uzun süredir üzerinde çalışılan IACS üyeliğinin gerçekleşmesi açısından çok önemli değişiklikler yapıldı. Türk Loydu gerçekten bağımsız ve tarafsız, alanında uzman ve sektörde bir güç odağı olan sağlam bir kuruluş haline gelmesi lazım. IACS üyeliği için gerekli kriterlerin de yerine getirilmesi açısından çok önemli adımlar attık. Ayrıca Yüksek Danışma Kurulu oluşturarak sektöre hizmet etmiş değerli kişilerin Türk Loydu ile bağlantısının devam etmesini sağlayacak bir kuralı da senede ekledik. Böylece her yıl bir organizasyon düzenleyerek sektördeki kişileri bir araya getireceğiz. Ancak tüm bunlar kuruluş senedi değişikliği mahkeme onayladığında yürürlüğe girebilecek.

Her halükarda, Nisan 2017’de Türk Loydu’nda yönetim seçimi olacak. Ancak bu seçimin eski kurallara göre mi yoksa yeni kurallara göre mi olacağına yargı karar verecek.” 

“IACS üyeliği Türk Loydu’nun

olmazsa olmazı”

Dünyada 12 tane IACS üye kuruluşun piyasanın yüzde 95’ini elinde bulundurduğunu ifade eden Cem Melikoğlu, elimizdeki portföyü koruyup genişleterek bölgesel bir güç haline gelmemiz için IACS üyeliğinin zorunlu olduğunu vurguladı. Karadeniz ve Akdeniz çanağındaki ülkeler, Türki Cumhuriyetler, Hazar Denizi ve bazı Arap ülkelerinde Türk Loydu’nun büyük bir potansiyele sahip olduğunu dile getiren Melikoğlu, son denetimlerin oldukça başarılı olduğunu kaydetti.

“Önümüzdeki dönemde birkaç denetim daha yapılacak, son denetleme Haziran 2017’de olacak. Eğer bunlardan başarı ile geçersek 2017 yılı bitmeden IACS üyeliğimiz gerçekleşecektir. Denetimlerde yaşadığımız tek zorluk belli sayıda gemiyi ayarlayarak denetim yapılması. Bu gemilerin bazıları seyirde olduğundan planlamada sıkıntılar yaşanabiliyor ancak denetlemelerde herhangi bir sıkıntı olmasını beklemiyoruz. Tabii, biz üye olduğumuzda diğer 12 kuruluşa uluslararası pazarda rakip olacağımızdan denetimleri sıkı yapıyorlar ancak bizim hizmet kalitemiz IACS üyesi ülkelerle yarışacak düzeyde olduğu için bu noktada herhangi bir eksiğimiz yok.”

“Romanya’daki tutulmalar

diplomatik yollarla çözülebilir”

Türk Loydu’nun Paris MoU listesinde son 10 yıldır “Yüksek Performanslı Klas Kuruluşu” olarak yer aldığını belirten Cem Melikoğlu, son üç yılda Paris MoU çerçevesinde yapılan 910  denetimde sadece iki adet klas sorumluluğunda tutulma yaşandığının altını çizdi. Son dönemde Türk bayraklı gemilerin artan tutulma olayları ile ilgili ayrıntılı bir analiz yaptıklarını ifade eden Cem Melikoğlu, “Son bir yılda yaşanan 22 gemi tutulmasında Türk Loydu kaynaklı hata sayısı sıfır” dedi. Türk bayraklı gemilerde tutulmaların devam etmesi halinde gri listeye düşüleceğini vurgulayan Melikoğlu, bunun Türk denizcilk sektörünün tüm bileşenleri için büyük bir felaket olacağını söyledi.

“Türk bayrağının beyaz listede kalması için tüm sektörün birlikte ve uyum içinde hareket etmesi gerekiyor. Biz türk Loydu olarak yaşanan 22 tutulma olayını ayrıntılarıyla inceledik. Öncelikle dikkat çeken unsur; Romanya’da yapılan 53 gemi denetimde 9 geminin tutulması oldu. Bu çerçevede ağustos ayında Türk Loydu olarak Romanya Denizcilik İdaresine ziyaret yaptık. Bu denetimlerde en çok tespit edilen eksikler hakkında bir “Teknik Bülten” hazırlayarak kamuoyu ile paylaştık. İlave ISM Denetimleri ve Klasımızda olan tüm gemilere ücretsiz Programdışı Klas Sörveyleri yapmaya başladık. Romanya ve diğer ülkelerde yaşanan tutulmalar ve alınabilecek önlemler hakkında, İdare, Armatörler ve Yetkilendirilmiş Kuruluşlar ile beraber özel bir Çalıştay yapılmasının büyük faydası olacağına inanıyorum. Belki İdare tarafından Romanya’ya yapılacak bir ziyaret buradaki sorunları çözebilir. Çünkü geçtiğimiz dönemde bir Türk armatörü ile sorun yaşayan Romanyalı denetlemecilerin Türk bayraklı gemilere karşı oldukça sert davrandığı görülüyor ancak bu sorun diplomatik yollarla aşılabilir.

Ayrıca Yunanistan’da yapılan 69 denetimde 4 tutulma olayı yaşanmış. Tutulan 4 gemiden 3’ü yat. Mevzuattaki gri alandan dolayı Türkiye’de yatlar gezi teknesi lisansıyla mavi yolculuk ve yolcu taşıma faaliyetleri yapabiliyorlar. Fakat bu tekneler gezinti teknesi lisansıyla Yunanistan’a gittiğinde ticari faaliyet yaptıklarından dolayı tutuluyorlar.  Bu sorunu aşmak için mevzuattaki bu gri alanı düzeltmemiz lazım ya da ticari faaliyet gösteren gezi teknelerinin Yunanistan’a gitmelerini engellemek gerekiyor. Bunun yanında; Yatlar, İdare tarafından IMO’ya yapılacak başvuru ile IMO kapsamından çıkartılarak denetleme yapılması önlenebilir, bu konudaki çalışmalarımızı yakında Bakanlığımıza sunacağız.

“Tutulmalar armatör

kaynaklı değil sistematik”

Gri bayrağa düşüldüğü zaman riskli bayrak statüsüne geçildiğini ifade eden Melikoğlu, “Gri bayrağa düşmek herkes için kötü ancak en çok armatörler için kötü sonuçları olacak” dedi.

“Tutulmaların yapısını incelediğimizde, homojen bir dağılımla karşılaştık. Tutulanlar belirli bir amatörün gemisi değil, sistematik bir problem gibi görünüyor. Tutulma nedenlerinde en çok tespit edilen bulgulara baktığımızda; yangın emniyeti 18 adet, acil durum sistemleri 17 adet, seyir emniyeti 14 adet, can kurtarma araçları 11 adet hata tespit edilmiş. Gemilerde bu tespit edilen hatalar üzerinden verilen sertifikaları tekrar gözden geçirerek iç denetimlerimizi sıklaştırmak kısa vadede tutulmaların önüne geçebilir. Ayrıca, armatörlerin kanunla yetkilendirilmiş kişiler (DPA) ile çalışıp sistemini sürekli kontrol etmesi büyük fayda sağlar. Bu DPA’lar gemide göstermelik olarak değil, ciddi iç denetim sağlayarak armatörü eksiklikler konusunda sürekli bilgilendirmeli. Çünkü gri bayrağa düşüldüğünde uğranılan her limanda denetleme olacak ve her denetlemede bir takım bulguların ve eksiklerin çıkma riski bulunuyor. Bu da hem gemilerimizin tutulma riskini artıracak hem de ekstra masraf olarak armatöre geri dönecek.

Kısa vadede bunun önüne geçebilmek için, İdare ve Yetkilendirilmiş Kuruluşlar tarafından yapılan denetimlerin kalitesinin ve periyodlarının artırılması gerekiyor. Örneğin; 5 yıl için verilen ISM sertifikasının 3. yıl yerine yıllık ara denetimlerle gözden geçirilmesi, ISM kaynaklı tutulma riskini ortadan kaldırabilir. Sık tutulma nedenlerini kapsayacak bir kontrol listesinin hazırlanarak seyir öncesi Kaptan veya DPA tarafından limana varmadan önce kaptan tarafından kontrol ve onayı da riskleri ciddi biçimde azaltabilir. Ayrıca İngilizcesi kuvvetli bir Flying Inspector denilen Uçan Denetçi limana uçakla önceden giderek liman denetimlerine eşlik edebilir.

Gemi tutulmalarının sürdürülebilir şekilde azaltılması için de, denetimler tamamlanıp sertifikalar düzenlendikten sonra gemilerin Gemi işletmecileri, DPA ve ISM İç Denetçisi tarafından kurallara uygun muhafaza edilmesi gerekiyor.  Denetim sırasında uygun olan eğitim, tatbikat vs. gibi kayıtların aynı düzgünlükte devamı da önemli.

Türk Bayraklı gemilerde çalışan personelin mesleki eğitimlerinin yanı sıra, yabancı dil seviyelerinin iyileştirilmesi gerekmektedir. Personelin teknik bilgisi genel olarak yeterli olduğu durumlarda bile, denetçilerle iletişim kuracak İngilizce bilgi seviyelerinin yetersiz olması ortaya çeşitli problemler çıkarabilmektedir.

Diğer “Beyaz Bayrak” ülke personellerinin denizcilikle ilgili İngilizce seviyelerinin yüksek olduğunu görüyoruz. Zorunlu “Denizcilik İngilizcesi” eğitimleri düzenlenmesi yabancı limanlarda karşılaşılabilecek iletişim hatalarını engelleyebilir. Bu konuda denizcilik eğitimi veren Piri Reis Üniversitesi bünyesinde açılacak kurslarla denizcilik sektörü çalışanlarının İngilizce seviyesi yükseltilebilir. Bu konuda Türk Loydu olarak yapabileceğimiz bir destek hizmet konusu varsa her türlü faydamız olsun istiyoruz ve çalışıyoruz.”

Bunu Paylaşın