DTO üyeleri darbe girişimine karşı tek yürek tek ses

Yeşim Yeliz Egeli

yesimegeli@marinedealnews.com

15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından yapılan İMEAK Deniz Ticaret Odası Olağanüstü meclis toplantısına yoğun katılım gösteren meclis üyeleri, darbe girişimini ve darbecileri kınayan açıklamalar yaparak birlik ve beraberlik çağrısında bulundular.

Toplantıya katılan oda üyeleri ve sektör temsilcileri, içinde geçilen zor dönemde demokrasiye ve cumhuriyete sahip çıkılması gerektiği çağrısında bulunarak Türkiye’nin bu dönemi atlatacak güçte olduğunu ifade ettiler. Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Cengiz Kaptanoğlu, ülkenin belki de tarihinin en zorlu döneminden geçtiğini ifade ederek herkesi dayanışma içerisinde olmaya ve devlete destek vermeye çağırdı.

Cengiz Kaptanoğlu: Darbeye yiğitçe karşı koyduk

İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkanı Cengiz Kaptanoğlu sözlerine ülkece zor günlerden geçtiklerini belirterek başladı. “15 Temmuz’da Cumhuriyetimize, demokrasimize ve onun hayat kaynağı olan millet iradesine kast etmek isteyen ihanet şebekesinin kalleşçe saldırısına maruz kaldık. Ne mutlu ki, malesef geçmişte bu ihanetler karşısında sessiz kalmış büyük millet ve onun o günkü yöneticileri yerine bugün cesur ve kararlı tutumuyla gecemizi aydınlatan Cumhurbaşkanımız ve Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde onunla gönül birliği içerisinde olan ve onunla omuz omuza duran tüm milletimiz bu hainlere yiğitçe karşı koymuşlardır. Eğer siz de onaylarsanız, Oda olarak önümüzdeki günlerde gazetelere ilan vererek devletin ve milletin yanında olduğumuzu duyurmak istiyoruz. 

Bir grup hainin sinsice ördüğü ihanet tuzağı ordumuzu örselemiştir. Yapmamız gereken bunu tamir etmektir. Bu rezil ayaklanmanın ve kalkışmanın önlenmesinde devletine ve milletine bağlı cesur güvenlik görevlisi güçlerin payı büyüktür. Ancak bu yüce başarıyı sağlayan asıl kuvvet canını ve malını hiçe sayarak kendi kutsal iradesine sahip çıkan bu amaçla tanklara ve tüfeklere mermilere aldırmadan akın akın sokaklara ve meydanlara koşan aziz Türk milletidir. Tarihi şan ve şeref olan bu millet Atatürk önderliğinde tarihin ilk milli kurtuluş savaşını başarmıştır. Bu kez de Türk tarihine altın harflerle unutulmaz bir sayfa yazdırmıştır. Bundan sonra yapılması gereken şey tahribatı büyütmek yerine onu acilen tedavi etmektir. İnşallah bütün bu olup bitenlerden hep birlikte gereken dersi çıkararak devlet ve millet ile daha aydınlık geleceğe yöneleceğiz . Bu hain kalkışmada şehit olanlara Allah’tan rahmet gazilerimize de şifa diliyorum.”

Recep Düzgit: Son 15 yılda Türk milleti değişti

Olağanüstü toplantı yapılmasını DTO Meclis Başkanı ve Yönetim Kurulu Başkanına öneren Vapur Donatanları ve Acenteleri Derneği Başkanı Recep Düzgit, geçmişte yaşanan askeri darbelerden farklı olarak Türk milletinin bu girişime hep birlikte karşı koymasının önemini vurguladı. “Geçmişteki darbelere baktığımızda herhangi bir direnç olmadan kabullenildiğini görüyoruz. Belki o zaman toplumsal dinamikleri geliştirecek yeterli iletişim yoktu. Ama son 15 yılda da farklı gelişmeler oldu. Gördüğüm kadarıyla Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın konuşmasından önce bile sokağa dökülen vatandaşlarımız vardı. Demek ki bizim toplum eski bir toplum değil. Türk toplumundan Avrupa bu yüzden çekiniyor. Çanakkale ruhu budur. O yüzden bunları yaşamaktan dolayı hem sıkılıyoruz hem bir şekilde toplumun gelmiş olduğu bu tepki verici hali hoşumuza gidiyor. Son olarak ben odamızın ilan yarışı içinde olmasını istemiyorum. Eğer başbakanlık uygun görürse öncelikle şehitlere destek kampanyasını başlatalım. Böyle bir zamanda olmayacaksak ne zaman olacağız diye düşünüyorum.  Böyle bir şeye izin verilerse biz böyle bir destek kampanyası yapabiliriz” dedi.

Salih Zeki Çakır: Bundan sonra çok uyanık olmak gerek

Koster Armatörleri ve İşletmecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Çakır 15 Temmuz öncesi ve sonrasının Türk tarihinde bir referans olarak kullanılacağı belirtti. “Siyasal sosyal ve kamusal işleyiş bakımından büyük bir milât yaşamış bulunmaktayız. 15 Temmuz öncesinde çok ciddi bir algı yanılması içindeydik. Bir daha Türkiye’de darbe olacağını düşünmüyorduk. Buna kendimizi inandırdık. Bu saldırıyı düzenleyenler Cengiz Aytmatov’un romanında anlattığı gibi mankurtlaşarak kendi milletlerine ihanet ettiler. Günümüzde mankurtlaşma hala devam ediyor. Sadece teknikleri değişti.  Bu saldırıları düzenleyenler, halkımızın, annelerin, babaların, çocukların, dedelerin yapmayın oğlum çağrısına kulaklarını kapattılar. Özlerine dönemediler. Uyanamadılar ve bu felaketi yaşadık. Bundan sonraki süreçte çok uyanık olmamız gerektiğine inanıyorum. Bu bir küresel oyundur.

Geçen yıl yakından tanıdığım üst düzey bir devlet adamı, uluslararası bir toplantının yemek arasında bir İngiliz üst düzey bir diplomatla sohbet ederken İngiliz demiş ki; Biz Türkiye’nin gidişatından rahatsızlık duyuyoruz. Sebebini sorunca, bizim Türkiye değerlendirmemiz, ticaret ülkesi olması yönündedir. Yani, Singapur, Hong Kong gibi, dişleri tırnakları sökülmüş, alan satan, üretmeyen, sadece tarım ürünleri üreten, bunları satıp silah alan bir ülke demek istemiş. Oysa Türkiye kültürel bir devlet olmayı seçip bu yönde güçlenmeye gayret ediyor. Bunu küresel güçler anlamında değerlendirdiğimizde, bu olayı niçin yaşadığımızın bir örneğidir. Bununla ilgili çok daha fazla örneklerin olacağını düşünüyorum

Bundan sonraki süreçte çok uyanık olmamız gerekiyor. Bu süreçte manevi desteğin yanında maddi destekte bulunmamız gerekiyor. Biz bugün burada toplanıp tavrımızı ortaya koyduk. Sesimizi duyurduk. Ama bununla sınırlı kalmasın. Bize yakışmaz. Çok daha iyisini yapmamız lazım. Bu süreçte şehit olan subaylarımız, astsubaylarımız, er ve erbaşlarımız, polislerimiz ve sivillerin çocuklarına denizcilik eğitimi almak isterlerse burs bağlayalım.”

Ayhan Yıldızel: Batı basınında darbe olacağı 6 aydır yazılıyordu   

Artı Denizcilk Ortağı Ayhan Yıldızel 15 Temmuz darbe girişimin ardından sorulması gereken ilk sorunun  ”Bu darbe girişimini kimler niçin yaptı“ olması gerektiğini ifade etti.

“Bu darbeyi ülkemize 70’lerin meşhur söylemiyle ‘Marxist, Leninist ve komünistler mi yaptı?’ Hayır, bir cemaatin mensupları yaptı.Bu girişimin kaynağını, bunların nerelerden geldiğini, bu insanların nasıl yetiştirildiğini ve sağlıklı düşünme yeteneklerini nasıl kaybettiklerini anlamazsak bundan sonraki olaylarda daha sağlıklı bakamayız.

Dikkat etmemiz gereken bir diğer husus da; en az 6-7 aydır batılı basının çeşitli kaynaklarında Türkiye’de darbe olacağı yazmasıdır. Ama hiçbirimiz, 15 Temmuz günü akşam üstü bile ülkemizde bir darbe olabileceğine kesinlikle inanmazdık. Daha da ilginci, aynı batılı kaynaklar darbe girişiminin ertesi günü Türkiye’de bir iç savaş tehdidi olduğunu yazmaya başladılar. Bu yazılanları kesinlikle göz ardı etmemeliyiz. Bu yazılanların sebeplerini düşünüp iç savaş tehdidini önleyemezsek, onların senaryoları bir gün gerçeğe dönüşebilir. Darbe girişimi olacağını 6 ay önceden bilen batı medyası bugün iç savaş olacağını yazıyorsa, bu tehdidin ciddiye almak gerekiyor. Benim önerim toplumdaki kutuplaşmayı yaratan nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır. Bence darbe girşiminin ardından ülkenin birinci gündemi Takism’e Topçu Kışlası yapmak değil, toplumdaki kutuplaşmayı azaltmak olmalıdır.”

Deniz Eraydın: Darbe girişimi birlik beraberlik içinde bertaraf edildi

Gemi Yakıt İkmalcileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Eraydın, darbe girişiminden çıkarılacak en önemli dersin Türkiye’nin kıymetini bilmek olduğunu vurguladı. “Milyar dolarlar harcayarak yetiştirdiğimiz ordu bu ülkeyi dağıtmaya kalkıştı. Bu darbe girişiminin halkın inanılmaz gücüyle bastırılması doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Bu coğrafyada ülke olarak ayakta kalmanın en büyük şartı iyi bir ordunun olmasıdır. Yoksa etrafımızdaki ülkeler gibi paramparça oluruz. Ergenekon ve Balyoz davaları ile ordudaki gerçek subayları tasfiye ederek yerlerine geçen bu örgütün askerleri bu korkunç senaryoyu yaşattılar. Bu yapılanma ile peygamber ocağına hainlik ekildi. Milletimizin birlik ve beraberlik içinde olması ile birlikte Cumhurbaşkanlığın liderliği, emniyet mensubu ile medyanın küskünlüğünü bir yere bırakmış büyük bir dayanışma örneği göstererek bu olay bertaraf edildi. Geçmişi tartışarak birbirimizi yıpratmayı değil, birlik ve beraberlik içinde ileriye bakmalıyız. Bu uğurda hayatını kaybeden şehitlere Allah’tan rahmet yaralılara da acil şifa diliyorum.”

Şadan Kaptanoğlu: Ülkeye yapılan bu ihanet kabul edilemez

TURMEPA/DenizTemiz Derneği Yöneyim Kurulu Başkanı Şadan Kaptanoğlu “Milletçe çok büyük bir badireyi atlattık, şimdi Cumhuriyetimize ve demokrasimize dört elle sarılmalıyız” dedi.

“15 Temmuz’da çok büyük bir travmayı atlattık, ancak tehlikenin halen devam ettiğini unutmamalıyız. Biz kuşak olarak önceki darbelerin etkilerini hayatımızda fazlasıyla hissettik. Ancak 21. yüzyılın ilk çeyreğinde, Cumhuriyetimiz 100. yılına yaklaşırken bu güzel ülkeye yapılan bu ihaneti kabul etmiyorum. Ülkemize bu vahşeti yaşatanlar, 70 yıllık demokrasi kültürümüzü hesaba katmadılar. Milletimiz kendi kaderine el koyarak, Cumhurbaşkanımız büyük bir liderlik göstererek  Türk olmaktan bir kez daha gurur duymamızı sağladılar.

Cumhuriyete, demokrasiye, millet iradesine kast eden kim olursa olsun, bizim buna ama demeden karşı durmamız gerekiyor.  Aynı zamanda bir canlı olarak nasıl temiz havaya, çevreye ve denizlere ihtiyacımız varsa sosyal çevreninde demokrasiye ihtiyacı var. Bugün hepimiz taşın altına elimizi koyarak birlik olmalıyız. Bu hain teşebbüse canı pahasına karşı duran tüm herkesi yürekten tebrik ediyorum. Astsubay Ömer Halisdemir gibi tüm yiğit şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize de acil şifalar diliyorum.”

Yeşim Yeliz Egeli: Yargılamalarda hukukun üstünlüğüne dikkat edilmeli

MarineDeal News Genel Yayın Yönetmeni Yeşim Yeliz Egeli yaptığı konuşmada, içinde bulunduğumuz günlerde öncelikli konunun ülkenin birlik ve beraberliği olduğunun altını çizdi.

“Öncelikle verdiğimiz tüm şehitler adına milletimizin başı sağ olsun. Tüm yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Çok zor günlerden geçerken hepimizin yanlış anlaşılabilecek ifadelerden kaçınıp birlik ve beraberliğimize katkı sağlaması gerekiyor. Farklı siyasi görüşlere de sahip olsak tüm farklılıklara saygı duyup Türk bayrağının altında bütünleşmemiz gerekiyor.

Aynı zamanda, bu darbe girişiminin ardından atılacak adımlarda en çok dikkat edilmesi gereken konu hukukun üstünlüğü ilkesinden ayrılmamak. Şu an en büyük badireyi atlattığımıza inanıyorum, ancak tansiyonun ve heyecanın yüksek olduğu günlerde alınacak kararlarda hukuk devleti ilkesine dikkat etmek geleceğimiz açısından çok önemli. Ordumuza kurulan Balyoz ve Ergenekon davalarının kumpas olduğu ve yargılanan askerlerimizin masum olduğunun ispatıdır 15 Temmuz! Darbe girişimi yargılamalarında da suçluyla suçsuzu dikkatli bir şekilde ayırt etmek gerekiyor. Bu darbenin arkasındaki de üst aklın da bizim hatalar yapmamızı beklediğini unutmamalıyız. Uzun yıllardır İslamcı, Laik, Cumhuriyetçi, sağcı, solcu vs. diye ayrıştırılıyoruz. Türk milletinin Dna kodlarıyla oynayarak bizim birbirimize karşı hoşgörümüzü kaybetmemizi sağlamaya çalıştılar. Ama şu an birlik zamanı. Fikir ayrılıklarına ve farklı görüşlere saygı duyup herkesi kucaklamalı ve hoşgörü ortamını oluşturmalıyız. Bunu başarabilirsek ülkemizin geleceği çok daha aydınlık olacak.

Metin Kalkavan: Şimdi anlıyoruz ki Balyoz davası bu günlere hazırlıkmış

Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Kalkavan “Bugün anahtar sözcük birliktelik” diyerek geçmişte yapılan hataların bir kenara bırakılıp milletçe daha iyi bir gelecek için hep beraber çalışmanın önemine vurgu yaptı.

“Hangi düşünceden olursak olalım bir arada olmalıyız. Herkese nasip olmayacak olan şehitlik makamı 15 Temmuz gecesi 246 kişiye nasip oldu. Böyle baktığımız zaman birbirimizi suçlamak yerine anlamaya çalışın. Bu girişim milletin gösterdiği müthiş hareketle inanılmaz bir başarı ile sonlandırıldı.

O gece gördük ki; bu cemaat her şeyi yapabilir ve hedefe kitlenmiş bir şekilde çalışıyorlar. Silahsız insanlara silah sıkılmasının, Meclisin içinde 100 tane mebus varken orayı bombalamanın hangi mantığı olabilir? Bu kadar gözü döner mi, insan bu kadar robotik olabilir mi? Enteresan bir sistem kurulmuş ve o sistemin içine giren herkes mutlu. Hem para, hem servet, hem kariyer, hem de unvan sahibi oluyorlar. Ne olursanız olun alıp yukarıya taşınıyorsunuz. Çalınan sorularla askeriyede personel atamalarını yapanların başında onlar var. Düşünebiliyor musunuz, Cumhurbaşkanı’nın başyaveri tutuklanıyor, Genelkurmay Başkanı’nın yaveri ve emir subayı tutuklanıyor. Bunları oraya kim tayin ediyor? Bu örgütün en büyük silahı gizliliktir ve tehlike hala geçmedi. 40 yıllık bir şeyi bir hükümete yüklemek kolay da değil, hak da değil. Bu hepimizin tüm toplumun problemi, bizler uyuduk. Bizler, artık darbe olmaz dedik. Ancak halkın kahramanlığıyla ve cesaretiyle darbe teşebbüs halinde kaldı.

Balyoz davasının asıl amacı bu darbeye hazırlık olduğunu bugün daha iyi anlıyoruz. Geldiğimiz nokta itibari ile ciddi bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bu yapılanların siyasetle ilgisi yok. 21.yy’da darbe gelişmiş toplumlarda olmaz. İktidarı değiştirmek istiyorsanız bunun yeri sandıktır.

Halkın üzerine ateş açılmasıyla her şeyin çok farklı noktaya geldiğini anlatan Metin Kalkavan, bu yapılan vahşetin uzun süredir yapılan bir planın parçası olduğunu ifade etti.

“Ülkemiz olağanüstü günlerden geçiyor. Bu ülke coğrafi açıdan zor, siyasi olarak çok zor, inanılmaz potansiyeli olan, ne zaman ne yapacağı belli olmayan, inanılmaz refleksleri olan millete haiz güzel bir ülke. Müthiş destanlar çıkıyor. Her gün bu destanların yenisini öğreniyoruz. Her fikri karşıya kabul ettirmek zorunluluğu da yoktur. Bu yapıyla, bu terör örgütüyle mücadele ederken birlikte hareket etmeliyiz. Bunların yerine yeni bir cemaatin oluşmasına izin vermemeliyiz. Bu terör örgütünü temizlemeliyiz. Bu örgütü sadece silahlı kuvvetler içerisinde olduğunu sanmayın. Her taraftalar. Bu örgütle hep birlikte, tek yürek, tek ses olarak hareket ederek mücadele etmeliyiz.”

Metin Kalkavan, darbenin ardından alınan ekonomik tedbirlerin piyasaları rahatlattığı ifade ederken halkın gösterdiği soğukkanlı yaklaşımı da takdir etti..

“Darbenin hemen ardından dolar biraz yüksledi ama bu zor şartlarda bile , Merkez Bankası faiz indirdi. İlk  1-2 saatin dışında kimse ne ATM’lere ne bankalara ne de marketlere koştu. Böyle bir olay dünyanın neresinde olursa olsun büyük panik yaratır ve  inanılmaz sonuçları olur. Şimdi burada milletin göstermiş olduğu kahramanlık silsilesi müthiş. Yüzlerce isimsiz kahramanı her gün yavaş yavaş öğreneceğiz. Gün birlik olma zamanı. Bu yapıyla, bu terör örgütüyle mücadele ederken birlikte hareket etmeliyiz. Bunların yerine başka bir cemaatin gelmesine ve yeni örgütlerin oluşmasına izin vermemeliyiz. Bu terör örgütünü devletin içinden tamamen temizlemeliyiz. Bu örgütü sadece Silahlı Kuvvetler içerisinde  olduğunu sanmayın. Bunlar her taraftalar. Bu örgütle hep birlikte, tek yürek, tek ses olarak hareket ederek mücadele etmeliyiz.”

İMEAK Deniz Ticaret Odası Olağanüstü Meclis Toplantısı Meclis Üyesi Erkan Dereli İstiklal Marşı’nın 10 kıtasını okurken, üyeler marşı ayakta dinlemesi ile son buldu.

Bunu Paylaşın
yesimegeli@marinedealnews.com