Alkışlar “Çılgın Türkler”in…

Yeşim Yeliz Egeli

yesimegeli@marinedealnews.com
Krizin açtığı yaraları kısmen gözlemliyoruz. Global firmalar ciddi tasarruflar sağlıyor. Büyük bir çoğunluk hiç de olumlu konuşmuyor. Sonu, “…daha çook iflas olur!” ile biten cümleler, gemilere bir bir el koyan bankalar, duruma sahip çıkıp bankadan öte fedakarlık yapan yan sanayi ve daha nice örnekten anlıyoruzki, denizcilik kabuk değiştiriyor. Bu sert kışın geleceğini ve uzun süreceğini ön gören yöneticiler, bu durumu en az ziyanla kapatmak için mücadeleye devam ediyor. Dileriz, bu mücadeleyi herkes verebilir ve sonunda kazanan bu mücadeleyi verirken dik durabilenler olur.
Hiç bir oyuncunun iyi kazanamadığı bir markette kimler iyi durumda diye kısa bir gezinti yaparsak denizi ve ticareti iyi bilenler, daha önce benzeri krizi yutmuş olanlar, gerektiğinde tüccar olmayı da becerenler bu işi hakkıyla yapabiliyor sanırım. İstikrarlı büyümeyi tercih edip hırslarına yenik düşmeden yola çıkan oyuncuların hakkını da vermek gerekiyor, kendi öz kaynaklarını ve işletme sermayesini ve de yetiştirdiği insan kaynağını hakkıyla yönettikleri için geçmişte olduğu gibi bu sert piyasa koşullarında var olanı koruyabiliyorlar. Onlar denizin şakası olmadığını iyi bilenler. Denizin şakası olmadığını son yıllarda öğrenenler ise, kriz öncesi iyi yatırımlarıyla çok iyi kazandılar, borçlandılar gerçi ama kazandıklarını korumayı bildiler. Ayrıca öz varlıkları ve sermaye gücü de garantileri oldu. Sektörde iyi bir oyuncu olabilmenin bir diğer altın kuralı işi yönetecek iyi profesyonellere sahip olmaktan geçiyor ki, bu işte duygusal olmamak gerçekten önemli.  Bankalarla aktif ilişkileri olumlu seyreden, piyasada iyi kredibilitesi ve müşteri gücü olanlar sahip olduğu varlıkları bu sert havanın şiddetinden koruyabildi. Piyasada en güçlü olanlar yani devlet desteğini de yanına alanların, eli iyi. Yeni projeleri için bu piyasada gayet iyi alım yapabiliyorlar. Bu koşullarda yeni projeleri üretecek olanlar da geçmişte yatırım yaptığı alanlardaki inovatif, stratejik ve operasyonel büyüme ile liderliklerini yine koruyorlar.
Farklı düşünmek, zeka ve hayalgücü ile zamanın ötesinde yaşamak veya geleceği dizayn etmek müthiş bir güçtür. Sürekli olarak değişime ayak uydurabilmek ve her koşulda varolabilmek önemli elbet. Meydan okuyabilmek, yeni fikirlerin arkasında durabilmek için cesaret ve inanç, üretkenlik, analitik düşünce, orijinal ve özgür düşünebilme becerisi…
Tüm bunlara sahipseniz ve daha da fazlasını bir arada bulunduran güçlü bir ekibiniz varsa ve yine başarılı olamıyorsanız; ya yanlış zamanda yanlış işi yapıyorsunuzdur ya da hasadı almak için fazla acelecisiniz.
Firmalar sahip oldukları projeler konusunda yanlışsam bilgilendirsinler, ancak bir tarafta tablo iyi sayılmazken diğer yanda sektörün çoğunu ayakta tutan dinamik, üretken bir ekip var. Çoğunun gemisi Türkiye’ye gelmese de, yeni projeler için sipariş almak zor da olsa yine de korumacı politikaları sayesinde sektörde iyi hizmet verenleri ayakta tutuyorlar. Bir kısım yatırımcı bazı talihsiz nedenlerle ödeme zorluğu çekerken bu talihsiz durumu tüm sektör direkt veya endirekt sırtlanıyor. Agresif büyüyen, doğru zamanda iyi satın alma yapanlar, en azından nefes aldırıyorlar. Diğer yandan “Şükür bu günleri de görüp atlattım” diyen de var, “yumurtalarımı iyi ki aynı sepete koymadım” diyen de…
Bir de bu kara kışta; yol yok, göz gözü görmüyorken bazı kişilerin denizciliğe, gemi sanayinin işleyişine uzak olması hatta bilmemesi nedeniyle aldığı bazı kararlar var ki, sektörün kökünü çıra gibi yakacak cinsten akıllara zarar etki yapıyor! “Destek olmuyorsan bari köstek olma” diyesi geliyor insanın! Bakalım İdare’deki işi bilenler meslektaşlarının bilgisizce yaptığı yorumları, ülkemize ve sektöre verdiği zararı hem üreticimizin hem de yatırımcının sırtından alabilecek mi? İdare’nin tedavi edici önlemlerle üstelik bu zor zamanda hele bir de ülkesine her dönem lig atlatmış yatırımcısının; tersanesini, gemisini, bayrağını koruması ve teşvik etmesi, hepimizin değeri olduğu için önemlidir. Bu birikim, beceri, bu iş, insan kaynağı inansınlar hiç öyle kolay edinilmiyor! Türkiye su üzerindeki her şeyi üretebilecek kapasiteye ulaştıysa bu Çılgın Türkler sayesinde olmuştur. Onların ışığında koca bir sektör var oldu, bir kere de ayakta alkışlayıp teşekkür etmek gerekmez mi? Ben tek tek alkışlıyor ve teşekkür ediyorum.

Varolsunlar!
Karadeniz Holding’in Sedef Tersanesi’de inşa ettirdiği dahiyane inovatif projesi gerçekten Türkiye adına heyecan verici, 10 gemi için daha gerçekleşecek yatırımlarını geçtiğimiz aylarda duyurmuştuk.  Altınova’da satın aldığı Kocatepe Tersanesi ile Altınovalı tersanecilerin marka gücünü artıracağa benziyor. Sedef Tersanesi LPD projesinin yanı sıra Seaspan’a 2 adet LPG Ferry inşa etmek için imza attı. SSM’ye proje üreten mesela İstanbul Tersanesi her an yeni bir açıklama yapar diye umuyoruz, SSM ile çalışma prosedürleri zorlu olsa da yine de garantideler. Türkiye adına önemli bir kazanım gerçekleştiriyorlar.
Römorkör yapımında köklü bir şirket olan ve son yıllarda modern yatırımları ile atağa geçen Sanmar inşa ettiği römorkörlerle bir dünya markası oldu. Son olarak Hollandalı Svitzer ile yaptığı anlaşma ile 6 adet, 60 ton römorkörleri üretecek. Sanmar; üretim, işletim, yönetim ve mühendislik kalitesiyle ülkemizi hakkıyla temsil ediyor. Tuzla ve Altınova’daki yeni tersanelerinde 2017 sonuna kadar proje teslimine devam edecek olmaları yan sanayi için de önemli bir gelişme. Bir diğer römorkör inşa haberi Boğaziçi Tersanesi’nin Alman Bugsier ile 1 adet 70 ton için kasım ayında attığı imza. Med Marine’in ise açığa yaptığı 3 adet 60 ton römorkörleri, bu tonajın oldukça revaçta olduğunun sinyallerini veriyor.
Tersan ise Kanadalı Ospray için, 80 metre ‘schrimp process vessel’ üretimi için aralık ayında kontrat imzaladı, Norveçli Granit Halstensen’e 82 metre Trawler (eylül) inşa ederken İzlandalı  Rammi için de 79 metre Trawler üretim kontratını mart ayında imza etmişti.
Cemre Tersanesi, Norveçli Esvagt için 59 metre rüzgâr türbini destek gemisi için aralık ayında yeni bir kontrata imza atarken, Beşiktaş Tersanesi 2015’i yeni inşa ve yeni alımlarıyla iyi kapattı. Beşiktaş, aralık sonunda Kanadalı TDI ile 2 adet 15.100 dwt asfalt tankeri yapımı için el sıkışırken, 2007 yılı 386 metre uzunluğunda 72 bin ton kaldırma kapasiteli bir yüzer havuzu yaklaşık 40 milyon dolara satın alarak Türkiye’nin gemi inşa bakım onarımdaki istikrarlı iddiasını perçinledi.
RMK Tersanesi hali hazırda 9000 dwt’lik asfalt tankerini Tarbit’e inşa ederken, ekim ayında  İngiliz P&G ile 7000 dwt’lik kimyasal tanker için de yeni bir kontrat imzalamıştı.
Albros Denizcilik, kasım ayında 70 tonluk römorkör (AHTS) için Armada’ya sipariş verirken, Armona Denizcilik ekim ayında biri Selah’a diğerini de Selay Tersanesi’ne olmak üzere 6400 tonluk kimyasal tanker siparişi verdi. Selay Tersanesi ise kasım ayında açığa 3200 dwt’lik bir kimyasal tanker yapımına başlamıştı.
TK Tuzla Shipyard gemi inşa bakım onarımda çoğu Avrupalı olmak üzere, Amerikalı, Rus ve Asyalı firmalar için çeşitli tipte ve özellikte 95 özel geminin bakım onarımını başarıyla gerçekleştirdi. Gemak Tersanesi ise bakım onarım işlerinin yanı sıra yeni inşa kontratlar için çok yakında bir açıklama yapabilir diye heyecanla bekliyoruz, ancak daha da önemlisi Türkiye için Hyundai’ye ürettiği İstanbul 3. Asma Köprü’nün çelik tabyalarının üretimiydi ki bu prestijli projeyi başarıyla tamamladı. Böyle bir projenin Türk tersanelerinde yapılması benim için ayrı bir önem taşıyor, gerçekten Gemak’ı da Sedef’i de tebrik ediyorum.
Furtrans Holding’e ait ADİK Tersanesi 138 metre boyundaki müthiş bir donanıma sahip Amfibi Gemi TCG Bayraktar’ı ekim ayında başarıyla suya indirmişti. Sıraya yeni bir askeri projeyi daha koydu.
Desan Tersanesi, 2015 yılında Türkiye’nin 2. büyük yüzer havuzu ile 3. yüzer havuzuna sahip olmuştu. Ayrıca Şahin Çelik  Tersanesi’nin işletim hakkını da satın alarak hem yeni inşada hem de bakım onarımda iddiasını ortaya koydu. Gemi inşa, bakım ve onarımda gerçekleştirdiği çeşitli lpg, kuruyük, offshore projeleriyle 2015 yılında 90 değişik tipte gemiye bakım onarım gerçekleştirirken, Norveç’e teslim ettiği PSV öne çıkan prestijli işleri arasındaydı. Desan Tersanesi yeni yılda Askeri projelere odaklanarak bu alanda da iddiasını ortaya koyacağa benziyor.
Yeni yılın gerek Vatanımda gerek Dünyada önce barış içinde geçmesini, Türkiye’mizin başarıdan başarıya koşmasını, 2023 hedefleri ve daha niceleri için uzun bir maraton koşan Türk denizciliğinin “Çılgın Türkler”i için de bol kontratlı bir yıl olmasını diliyorum.
Not: Bu yazımda projesine yer veremediğim firmalar bana yazarsa memnuniyetle belirtmekten mutluluk duyacağım.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
yesimegeli@marinedealnews.com