Kırılgan beşli kulübüne geri döndük

MDN İstanbul

Colorful Horizontal Pulse Trace Heart Monitor with a dollar sign in line.

Düşük petrol fiyatları ve bol küresel likiditeyi arkasına alarak yıla güçlü bir başlangıç yapan Türkiye, küresel piyasalarda risk iştahının bozulması ve seçim öncesi ekonomi yönetimi tarafından yapılan politika hataları nedeniyle yeniden kırılgan beşli grubuna döndü.

Petrol fiyatlarının dip noktasına göre yüzde 45’ten fazla yükselmesi ve ABD dolarının son 11 yılın zirvesine yakın seviyelerde seyretmesi Türkiye piyasalarındaki satışın şiddetini artırdı. Her ne kadar ABD Merkez Bankası FED’in faiz artırımına haziranda başlamayacağı beklentileri ile içeride dolar kuru 2.74 TL’den 2.58-2.60 bantlarına gerilese de, önümüzdeki döneme ilişkin beklentiler kurun yönünün yukarı olacağı yönünde. Özellikle seçim sonuçlarından piyasaların istenilen şekilde etkilenmemesi bu beklentileri güçlü kılıyor. Bankacılar, AKP’nin tek başına iktidar olacağı ancak başkanlık sistemi tartışmalarını rafa kaldıracak şekilde çok da güçlü çıkmayacağı bir seçim sonucunun piyasalar için en olumlu senaryo olduğunu kaydediyor.

Goldman’dan ürküten 3.15 TL tahmini
Buna karşın, koalisyon seçeneğinin ya da AKP’nin başkanlık sistemi tartışmalarını alevlendirecek çoğunlukta bir sonucun ise piyasalar ve ekonomi açısından sıkıntı yaratacağını öngörüyorlar. Öte yandan tüm beklentilere rağmen, dünyanın önde gelen yatırım bankalarından Goldman Sachs’ın seçimlerden bağımsız yayımladığı son raporundaki tahminleri de bir hayli ürkütücü. Goldman Sachs raporunda, dolar kurunda 2.74’ten 2.58 TL’ye doğru yaşanan hızlı toparlanmanın geçici olduğunu ve kurun önümüzdeki 12 ay sonunda 3.15 TL seviyesine çıkmasını beklediğini açıkladı. Goldman Sachs’un bu tahmini ne kadar gerçekleşir elbette kestirmek zor ancak ekonomik büyümede beklenen ivmenin bir türlü yakalanamaması, seçim öncesinde ekonominin arka plana itilmesi, seçimlerin hemen ardından FED’in faiz artırımlarının yeniden gündeme oturacağı göz önüne alındığında yılın ikinci yarısının da sert dalgalanmalara gebe olduğu bir gerçek.

‘Seçim sonrası tablo çok daha belirsiz’
İş Yatırım’ın ‘Seçim Yolunda Türkiye’ raporunda ise piyasaların tepkisini sadece politik belirsizliğe bağlamanın doğru olmadığının altı çiziliyor. Türkiye’nin küresel risk iştahında önemli bir bozulma yokken gelişmekte olan ülkelerden bu denli olumsuz ayrışmasında ekonomik göstergelerdeki bozulmanın başat rolü oynadığına dikkat çekilen raporda, “Ancak ekonomik gidişattaki bozulmanın da etkisiyle seçimlerden sonra oluşacak tablonun eskisine göre çok daha belirsiz olduğunu belirtelim” deniliyor.

Raporda, 2014 yılında seçim yaşanan gelişmekte olan ülkelere de yer veriliyor. Bilindiği gibi, 2014 yılında Türkiye’nin de içinde olduğu kırılgan beşli grubunda ve Rusya’da seçim yapıldı. Raporda, Rusya, Brezilya, Güney Afrika ve Türkiye’de siyasi tablo değişmediği vurgulanırken, Endonezya ve Hindistan’da ise iktidarın yapısal reform vaat eden partiler tarafından ele geçirildiği belirtiliyor. Piyasa tepkisinin ise iktidarın değiştiği yapısal reform vaat edilen Endonezya ve Hindistan’da olumlu olduğu, statükonun korunduğu Brezilya ve Rusya’nın satış yerken, Güney Afrika’da dünyaya paralel bir seyir izlediğine vurgu yapılıyor.

Raporda, Türkiye piyasalarının döviz kur, borsa ve tahvilde en kötü performans gösteren üç ülke içine girmesinin seçim sonuçlarına yönelik bir belirsizlikten değil, seçimler sonrasında oluşacak yeni hükümetin önceliğinin piyasa dostu ekonomi politikaları ve yapısal reformlar olmayacağı şüphesinden kaynaklandığı kaydediliyor. Raporda, “Gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırarak yaptığımız kırılganlık analizi bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Türkiye kırılganlığını azaltmak için 2010 yılından bugüne oldukça yol aldı. Ama halen kırmızı fay hattına çok yakın bir konumda bulunuyor” deniliyor.

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın