Türk armatörünün suçu ne?

Yeşim Yeliz Egeli

yesimegeli@marinedealnews.com
Bu sene hiç iyi başlamadı, bu fırtına şiddetini daha da artırarak sürdüreceğe benziyor ve ne zaman sakinleşip normale döneceğimizi kimse kestiremiyor.

Dolar aldı başını gidiyor, siyasiler birbirini yiyor, vatandaş mı: İşsizlikten kafayı yiyor! KOBİ, tarihi geçen çeklerin koleksiyoneri, alacağının dilencisi oldu, yatırımcı bunalımda nereden yaptım bu ithalatı, ‘yemişim’ istihdamını diyor… Bir ses “faiz indir”, diğer ses “hayır sen enflasyonu” indir diye inatlaşıyor.

Kadınlar örgütlü ve bilinçli bir azim içinde “eşitlik” istiyor, bir yanda sıcak savaş içinde perişan olmuş ‘insanlık’, diğer yanda soğuk savaş içinde birbirinin celladı olmuş dev ekonomiler, seçime kadar “yıkılmadık ayaktayız” diyen bir iktidar, iktidarın peşinde “sen yoksun” diyen bir muhalefet, bugün de karnımız doydu “Yarabbi şükür” diyen “misafirler”… İşsizlikten yakınırken iş beğenmeyen bir kısım gençlik! İstanbul nüfusu yetmiyormuş gibi her gün çığ gibi kat kat büyüyen yapı-inşa sektörü, düşen petrol fiyatları… BDI… Ayy, ayy diye çığlık atsak sesimizi duyan yok, herkes kim kime dum duma… Önce benim gemim yürüsün naraları arasında kim düşünüyor halkı, hakkı, hakkaniyeti? Ya Yurdumu! Karıştı, aklım karıştı…

Kredi kartı borcunu banka kredisiyle kapatan halk, bunu teşvik eden bankacılık sistemi… Dünyanın önünde saygıyla eğildiği Kumandan, halkın kendi öz iradesiyle O’na verdiği şanlı isim her yerden sorulmadan bir bir silinirken, tarihi yaklaşan büyük Zafer, kendi şehitlerini 100. yılında ziyaret edemeyecek olan bir millet. Sınıra dayanan terör, sınırın içinde pazarlıkta olan bir başka terör… 3. Köprü, 3. Havalimanı, bir de Kanal.

Tüm bunlar olurken, geçen gün büyük tonaj filoya sahip bir armatörümüzle sohbette konu konuyu açtı; daha önce paylaştığımız bir sıkıntısını hatırlatarak ne yapmaya karar verdiğini sordum. Bana şöyle bir soru sordu, sorarken de aslında kendi derdine dem vurmuştu, “Ülkenin gururu, prestiji, uluslararası sularda devletimizin stratejik gücü, dünya ticaret filosundaki değeri, sözü… Kara listeden beyaz listeye özverimizle çıkan devletimizin tüm sularda dalgalanan somut gerçeği; şanlı Türk Bayrağımızı gemisinde taşıyan armatör, cezalandırılıyor mu?

Üstelik çevreci, her türlü uluslararası donanıma sahip genç ve yeni nesil gemilerimizde gururla dalgalandırdığımız, bu gurur uğruna örneğin; 50 bin tonajlı bir gemi üzerinden basit bir hesapla, yılda 290 bin dolar zarar ettiğimiz ama yıllarca yabancı bayrağa geçen Türk armatörlerine aldırmadan rekabetçi olmasa da bu zarara değer(!) dediğimiz, Türk Ticaret Filomuzu nasıl daha yüksek tonaja taşıyabiliriz diye hesaplar yaparken, yeni yatırımlarla nasıl büyütürüz diye, idareye her platformda derdini anlatan Türk Bayraklı, Türk Sahipli (Yabancı sahipli, Türk dayanamazken bu şartlarda gelir mi, nerdee… Ayrıca bu gelir kapısı düşünülmüyor bile!) ticaret filomuz son neferlerini de artık yitiriyor. Ben artık pes ediyorum! Şaka değil pes ediyorum! Yalnız bırakıldık! Devletimiz bize sahip çıkmıyor ki, o kadar moral, destek bekledik, karşı karşıya kaldığımız haksız rekabeti defalarca bıkmadan anlattık! Ama artık pes! Biz de filodan çıktığımızda filomuz 6 milyon dwt’ye inecek ama büyük tonajda Türk bayrağında olan kaç armatör kalacak? Biz de çıkarsak kimse kalmayacak! Bu kadar gereksiz masrafları bu piyasa şartlarında ödeyecek kudrette değiliz. Haksızlık bu!”

Yorum yok!

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
yesimegeli@marinedealnews.com