Bu ilk spekülasyon değil!

Gökhan Esin

gokhanesin@marinedealnews.com
Araç, 2007 yılında çıkarıldı. Aracın büyük ölçüde çürüdüğü görüldü. Komik olan, o birkaç varil yakıta ihtiyaç yoktu, zira sanılanın aksine petrol kaynakları tükenmemişti!! Ama ham petrolün fiyatı yaklaşık 5 katına çıkmıştı.
O dönemlerde petrol kaynaklarının çabukça tükeneceği tahmin ediliyordu. Birçok analist yıllarca kaynakların biteceğine yönelik kehanetlerde bulundu. Ama herkes yanıldı, hala petrol rezervleri var. Değişmeyen diğer bir mesele petrol fiyatlarının her zaman olduğu gibi dalgalı şekilde hareket etmesi. Anlaşılan şu ki; fosil yakıt üzerine inşa edilmiş olan bu ekonominin çöküşü zor olacak… Çünkü spekülasyon petrol sektörünün vazgeçilmez unsuru olmuş vaziyette. Nasıl mı? Gelin geçmiş haberlere bir bakalım.

Ne haberler, ne spekülasyonlar…
Aslında “spekülasyon” dediğimiz, gerçekleşmesi muhtemel fiyat artış ya da düşüşlerinden faydalanmak amacıyla yapılan işlemlerdir. Yani birileri spekülasyon yapar ve kar elde etmeye çalışır. Dolayısıyla, 1957’de insanların 50 yıl sonrası için endişeli olmasına şaşmamalı, spekülasyon yaratabilmek gayesiyle bir iyimser, bir kötümser haberler çıkıyordu.
Geçenlerde gördüğüm bir analizde petrol ile ilgili farklı haberleri inceleme fırsatım oldu. Örneğin, 1909’da petrol rezervlerinin 25 – 30 yıl ömrü kaldığı, üretim kısılırsa en fazla 2000 yılına kadar yeteceği söyleniyordu. 1937’de ABD Denizcilik Komitesinde denizdeki petrol rezervlerinin en çok 15 yıl yeteceği söylenmişti. 1943’te ise, karada keşfedilen rezervler sayesinde üretimde zirve noktaya çıkıldığı söyleniyordu. 1945’te ABD kıyılarındaki petrol rezervlerinin neredeyse limitsiz olduğu haberleri yayıldı. 1956’ta 10 – 15 yıl içinde petrol üretiminde zirveye çıkılacağı, sonrasında yavaş yavaş düşeceği Shell yetkilileri tarafından söylenmişti. 1972’de bilim adamları, ABD’nin 20 yıllık, diğer üreticilerin ise 40 ya da 50 yıllık stok sahibi olduğunu iddia ettiler. 1990’lara kadar bir optimist, bir pesimist yorumlarla ilerlendi. 1996’da ise, 2020 yılında petrol üretiminin zirve yapacağı, bunu müteakip düşeceği Kimya dalında Nobel ödüllü Richard Smalley tarafından söylenmişti. 2 – 3 yıllık periyotta kah iyi kah kötü haberler yayınlandı. 2012’de petrol 110 dolar seviyelerine yükseldi. O günlerde fiyatın 200 dolara çıkacağı söylenirken, 2014 sonunda fiyat 70 doların altında. 2015 yılı için söylenenleri yazmıyorum!

İnsanlık petrolden uzaklaşmadığı sürece petrol bitmeyecek!
Oklahoma’nın eyalet ilan edilmesinin 100’üncü yılında yani 2007’de ABD’de Sayıştay 2040 yılına kadar petrol rezervlerinin ne zaman zirve yapacağını kestirmenin mümkün olmadığını çünkü bunun birçok değişkene bağlı olduğunu söylemiştir. Kanımca en doğru açıklama budur! Esasen; insanlık petrolden uzaklaşmadan, petrol bitmeyecek. Ama petrol var olduğu sürece, spekülasyonlar da bitmeyecek. Denizcilik sektöründen bir örnek; 2008 krizi üzerine artan petrol fiyatları yüzünden, konteyner taşıyıcılarının 2011’de 6 milyar dolar zarar ettiği söyleniyordu. Buna göre tedbirler alındı. 2014 sonu itibariyle petrol fiyatı 2010 seviyesine döndü… Bakalım şimdi ne olacak?

Bu ilk değil!
Meseleye küresel bakmak gerekir. Hepimizin bildiği gibi 2008 yılından beridir küresel ekonomi “Büyük Buhran II’yi yaşayacak dendi. Bu kötümser tablonun tamamen yok olduğu söylenemez. Peki, düşen petrol fiyatları rahat bir nefes aldırır mı? Petrol üreten ülkeler için iyi haber olmadığını biliyoruz. Ama gelişmekte olan ve petrol ithal eden ülkeler? Düşen yakıt fiyatları vergi indirimi gibi! Basitçe anlatmak gerekirse, petrol fiyatındaki azalış üretim maliyetlerini düşürecek, bu durumda insanların tüketimi artacaktır. Tabi diğer parametrelerin olumsuz etkisi olmazsa!
Aslında petrol fiyatındaki düşüş sadece talep azalmasına bağlı olsaydı, bu bir felaket olurdu. JP Morgan Chase’in ekonomistlerine göre fiyat düşüşünün yüzde 55’i artan petrol üretimine, yüzde 45’i ise Çin ve diğer gelişmekte olan ülkelerin ekonomik yavaşlamasına, yani azalan tüketime bağlı. Görüldüğü üzere fiyat düşüşündeki ağırlıklı sebep arz artışıdır. Fakat ekonomik yavaşlamanın da yabana atılmaması gerekir. Kaldı ki, gelişmekte olan ülkelerin petrol tüketimi azalmasaydı, üreticilerin arz ettiği miktar fazla görülmezdi. Petrol üretimi sabit iken, tüketim azalırsa arz zaten artmış olur. Kısacası, bu fiyat düşüşü gelişmekte olan ülkeler için ciddi sorunlar yaratabilir.
Buna rağmen, JP Morgan’a göre; düşük petrol fiyatı 2015’te küresel ekonomiye yüzde 0,7 oranında katkı sağlayacak. Ancak, bu öngörülerin sürekli revize edildiği de unutulmamalı.
Kanımca, petrol fiyatındaki düşüş kalıcı değildir. Hiçbir zaman da kalıcı olmadı. Gördük ki, petrol ile ilgili farklı haberler, spekülasyonlar 1900’lerin başından beridir var. Bu ilk değil! Son spekülasyon olabilir mi?
2014 ve 2015’te yükselen petrol arzı haberlerini on yıllardır devam eden haberlerden farklı kılan nedir? Neden fiyatlar bu kadar düştü? Son iki sorunun cevabını bilmiyorum. Ama cevabın “arz artışı” olmadığını biliyorum!

ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
gokhanesin@marinedealnews.com