HABAŞ’ın iskelesi benzer şekilde kapatılsa ne hisseder?

Yeşim Yeliz Egeli

yesimegeli@marinedealnews.com
Şubat ayından bu yana Yemen’de tutulan İnce Denizcilik şirketine ait “M/V İnce Atlantic” yük gemisinin çilesi bir türlü bitmiyor. Kasım sayımızda konuyu yetkilileriyle görüşüp belgeleriyle sizlerle paylaşıp konunun çözümü için çağrıda bulunmuştuk.
İnce Denizcilik’e ait “M/V İnce Atlantic” isimli yük gemisi Mehmet Rüştü Başaran’ın sahibi olduğu Habaş Şirketiyle 25 milyon dolar değerindeki yaklaşık 40 bin ton inşaat demiri yükünü, Yemen’deki 5 farklı alıcıya taşımak için anlaşmıştı. İnce Atlantic gemisi, Yemen’in Aden Limanı’nda yükünü boşaltırken, işlem Yemen Mahkemesi’nin kararıyla durduruldu ve yükün mahrecine iadesine karar verildi, ancak daha sonra Aden Limanı’ndaki ithalatçı firmaların girişimiyle gemi tutuklandı. Geminin armatörü İnce Denizcilik’in P&I sigortasını yapan Standard Club, Aden Limanı’nda indirilmesi gereken inşaat demirinin karşılığı olan 12 milyon 500 bin dolarlık ödemeyi de yapmıştı. Yemen Ticaret Mahkemesi tarafından geminin serbest bırakılması beklenirken, Al Hadiyda Limanı’ndaki alacaklılar da gemideki yüklerine karşılık yeni bir ihtiyatı haciz kararı aldırıp gemiyi tutmuşlardı.
Özetle; Habaş ile Yemenli şirketler arasında çıkan ticari anlaşmazlıktan dolayı “İnce Atlantic” gemisi Yemen’de tutuklandı. Yemen mahkemesi boşaltma işleminin durdurulması ve Yemenliler’in alacaklılara dair gemiye haciz konulmasının nedeni olarak; Habaş’ın gönderdiği demirin Yemen standartlarına uymaması, eksik ve ayıplı olmasını dayanak gösterdi. P&I Sigortacısının atadığı sörveyör yükün fiziksel kontrollerini yapmıştı. Taşıyıcının görev ve sorumlulukları arasında olmadığı için yükte kimyasal analiz yapılmadı. Ancak ileri sürülen iddialara göre: Habaş, Türk Standartları Enstitüsü (TSE)’nin İzmir Limanı’nda kontrol ettiği malı değil, daha incesini gemiye yükledi. Yemen’e ihraç edilen inşaat demirinin eksik ve standartların altında olduğu TSE tarafından raporla da tespit edildi. Neticede; yetkililerce yapılan açıklamalar, konu hakkında bilgi sahibi hukukçular ve sigortacıların da açıklamaları yapılan kontrat dahilinde konunun “İnce Atlantic” gemisi ile ilgisi olmadığını, armatörün bir ticari anlaşmazlık olayında kurban seçildiği yönünde hemfikir. Özel bir işletme dahi olsa İnce Denizcilik gibi Türk Bayraklı gemilere sahip bir Türk armatörünün gemisinin, 10 aydır haksız bir şekilde tutuklu olması Türkiye ve  tabii Türk denizcilik sektörü açısından kabul edilemez bir gerçektir. Türk gemisi, Türk toprağıdır gerçeğinden hareketle Türk Bayraklı bu geminin, Türk personeli de geminin bu anlaşmazlıkta hiçbir kusuru olmamasına karşın 10 aydır mağdurdur. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin de itibarına olumsuz bir etki yapmaktadır.
Bu konuda başta Deniz Ticaret Odası, T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, T.C. Ekonomi Bakanlığı, T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, T.C. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nı konunun çözümü için gerekli temasları kurması adına göreve davet ediyoruz. Kanunlar nezdinde hiçbir dahli olmayan geçmişi gayet berrak, genç filosu ile Türk Bayrağı’nı yıllardır her türlü zorluğa rağmen yegâne taşıyanlardan biri olan bu Türk armatörünün mağduriyeti ülke kaynağının da heba edilmesine  neden olmaktadır. Bu haberi geçen ay hazırlarken tüm sorularımızı cevapsız bırakan Habaş şirketi yetkililerini, iyi niyet zemininde bu belgeli gerçekler hususunda bir açıklama yapmaya davet ediyoruz. Bu olay uzadıkça; Türkiye’nin ve Türk iş adamlarının dünyadaki imajı ve itibarı da zedelenecektir.
Çin merkezli Oriental Prime Shipping Şirketi’nin “M/V New Hope Star” gemisi de İnce Atlantic gemisiyle aynı kaderi paylaştı. Aynı gemi içinde yine bir Türk şirketi Mutluhan Holding’e ait yük de paslanıyor. Yemenli firmalar, Habaş’ın ödemeyi peşin aldığını ve geri ödeme yapmayacağını ileri sürüyor ve bu sebeple Habaş ile anlaşmaya varmadan, el konulan gemilerin bırakılmayacağını ifade ediyorlar. Ödemelerini geri alamayacakları için borcu malın kusuruyla hiçbir ilgisi bulunmayan armatörden tahsil etmeye çalışıyorlar. Çin Büyükelçiliği “New Hope Star” için devreye girmesine rağmen bir sonuç alamadı.
Uzmanlar, bu sorunun çözülmesi için yapılması gerekenin Habaş’ın gönderdiği ürünlerin iadesini kabul edip malı piyasa değerinde satması ve aradaki zararı kendisinin karşılaması olduğunu ifade ediyor. Ancak zaman hızla geçiyor. Gemi 10 aydır herhangi bir taşıma yapmadığı için İnce Denizcilik, büyük bir navlun kaybıyla karşı karşıya kaldı. Olay çözülmedikçe tüm ilgili tarafların zararı da büyüyor.
İnce Denizcilik tutuklu bulunan gemisini kurtarmak ve zararlarını tazmin etmek amacıyla Londra’da Habaş aleyhine dava açtı. Dava halen devam ediyor.
Habaş’ın 2 önemli Türk İşadamına aylardır yaşattığı maddi manevi kayıp kendi şirketine de uluslararası platformda itibar kaybettirmesi demektir. Ki bu, Türkiye adına üzücü bir durumdur. Konu her ne kadar ticari de olsa hükümetimizin iyi niyet zemininde bu konuya ivedilikle çözüm getireceğine inancımız sonsuzdur.
Ateş düştüğü yeri yakar der büyüklerimiz… Habaş’ın İzmir Aliağa’daki kullandığı iskele benzer bir şekilde bırakın 10 ayı, 1 hafta kapatılsa Habaş’ın zararı, yetkililerinin moral ve motivasyonu, ülke ekonomisine direk ve dolaylı kaybı ne olur? Yazık, ziyan olur!
Devletimizin hoşgörü ve iyi niyet zemininde kollarını dünyaya açması: her Türk vatandaşının gururudur! Ancak, Türkiye için yıllardır çalışan, şanlı bayrağımızı beyaz listeye taşıyan, gururla dalgalandıran Türk armatörümüzün, Türk personelinin, Türk toprağı olan İnce Atlantik gemisinin bu mağduriyeti sona erene kadar konuyu takip edeceğimizi kamuoyunun bilgisine sunarız.
ETİKETLER:
Bunu Paylaşın
yesimegeli@marinedealnews.com