HİKMET KURNAZ

MDN İstanbul

Bu ay 5 Soru 5 Cevap köşesinin konuğu Kredi Garanti Fonu (KGF) Genel Müdürü Hikmet Kurnaz KGF’nin kuruluş amacı, projeleri ve geleceği hakkındaki görüşlerine başvurduk

1.Dünyadaki ekonomik gelişmeler doğrultusunda Türkiye’nin ekonomisinde nasıl gelişmeler bekliyorsunuz?
Ülkemizin güçlü finans sektörü ve mali yapısı ile 2008 yılı global krizine karşın büyüme trendini sürdüren ülkelerden biri olduğu gözlenmektedir.
Hükümet politikaları ve Merkez Bankasının fiyat istikrarı sağlamaya yönelik politikaları ile sağlanan kolaylıklar bu sürece katkıda bulunmuştur. Ancak önümüzdeki dönemde ABD merkez Bankası FED’in global krizin etkilerinin azalması nedeniyle piyasalara likidite sağlama uygulamalarında daralmaya gideceği şeklindeki açıklamaları sonrasında bazı sermaye çıkışı hareketleri beklenmektedir.
Fakat yabancı sermaye doğrudan yatırımlarını özendirecek politikalar ile Ülkemizin büyüme ivmesinin artması beklenmektedir.

2. Kredi Garanti Fonu’nun kuruluş amaçları ve gerçekleştirilen projelerin, ekonomik büyüklüğü hakkında bilgi verebilir misiniz?
Kredi Garanti Fonu A.Ş. (KGF) Bakanlar Kurulu’nun 14 Temmuz 1993 tarih ve 93/4496 sayılı, Türk-Alman Teknik İşbirliği Anlaşması çerçevesinde “Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler İçin Bir Kredi Garanti Fonu Kurulmasına Yardım” konulu Proje Anlaşmasının onaylanması kararı ile kurulmuştur. Anlaşma çerçevesinde ilk kaynak olarak; Alman Hükümeti adına GTZ (Alman Teknik İşbirliği Kurumu) tarafından 3,5 milyon alman markı tutarında fon verilmiş ve Türk Hükümeti adına KOSGEB tarafından aynı tutarda eş-finansman konulmuştur. 1993 yılında “Kredi Garanti Fonu İşletme ve Araştırma Ticaret A.Ş.” unvanı ile kurulan KGF, organizasyon ve altyapı çalışmalarının tamamlanmasına müteakip ilk kefaletini 1994 yılında vererek faaliyet geçmiştir.
Şirketin kurucuları MEKSA (Mesleki Eğitim ve Küçük Sanayii Destekleme Vakfı), TOSYÖV (Türkiye Orta Ölçekli İşletmeler, Serbest Meslek Mensupları ve Yöneticiler Vakfı), TOBB (Türkiye Odalar Borsalar Birliği) ve TESK (Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu)’dir. 1995 yılında KOSGEB ( Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı) ve Türkiye Halk Bankası ortak olarak şirkete katıldı.
KGF bünyesinde 2007 yılında başlayan yapısal değişiklikler paralelinde artan faaliyet hacmini karşılamakta yetersiz kalan sermayesi önce 2007 yılı Aralık ayında yapılan Genel Kurul’da alınan karar ile 20 milyon TL’den 60 milyon TL’ye yükseltilmiştir. 2008 yılı küresel kriz ile birlikte KOBİ’lerin kredi kanallarının açık tutulması için KGF’nin Hükümet nezdinde yürüttüğü girişimler neticesinde, Bakanlar Kurulu’nun 14 Temmuz 2009 tarih ve 2009/15197 sayılı Kararı’na istinaden Hazine Müsteşarlığı’ndan KGF’ye sağlanan 1 milyar TL’lik destek ile birlikte mevcut hissedarların yanı sıra 19 bankanın da ortaklığa dâhil olmasıyla sermaye 240 milyon TL’ye ve daha önce 6 olan ortak sayısı da 25’e yükselmiştir.
2007 yılından önce ortakları arasında sadece bir banka yer alırken 2009 yılında 19 bankanın ortaklığa katılması ile KGF’nin artan sermaye gücü ile birlikte ortak banka sayısının da artması nedeniyle kredi piyasasında etkinlik kazanmıştır. Artan sermayesi ile birlikte kefalet faaliyetlerinde ürün çeşitliliği sağlanmış ve ihracatı doğrudan destekler mahiyette Türk Eximbank kredilerinden yararlanacak KOBİ’ler ve Tarım Birliklerinin desteklenmesi amacıyla Tariş İncir, Üzüm, Pamuk ve Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri’ne bağlı kooperatifler için de kefalet verilmeye başlanmıştır.
Kredi Garanti Fonu A.Ş. 40 banka ve finans kuruluşuyla protokol imzalayarak kefalet işlemlerini sürdürmektedir. Kuruluşta yalnızca Ankara’daki merkezinde faaliyet gösterirken güncel olarak Türkiye genelinde 33 adet şube ile faaliyetlerine devam etmektedir.
KGF, KOBİ’lerin kefalet başvurularını doğrudan kabul etmek yerine,  banka ve finans kuruluşlarının da belli oranda riski üstlenmeleri ilkesi ile çalışmakta ve bankalar üzerinden gelen talepleri inceleme ve değerlendirmeye almaktadır. KGF, risk paylaşım esasına göre çalıştığından finans kuruluşları, özkaynaklarımızdan verilen kefaletlerde en az yüzde 20, Hazine desteğinde ise en az yüzde  25 oranında KOBİ’nin kredi riskini almak zorundadırlar.
Buna göre KGF’nin mevcut uygulamasında, KOBİ’lerin bankalar aracılığı ile müracaat etmek suretiyle kefalet süreci başlatılmakta ve hem KGF hem de banka tarafından olumlu değerlendirilen talepleri krediye dönüşmektedir.
İşleyişi belirttikten sonra rakamlara geçecek olursak, KGF  başlangıçtan 2013/Haziran ayı sonuna kadar gerek özkaynaklarından ve gerekse Hazine desteğinden, banka ve finans kuruluşlarından gelen 20.723 KOBİ’nin 30.518 işlemini değerlendirmiş ve bu KOBİ’lerin 19.930 talebini karşılayarak 4,8 milyar TL’lik kefalet vermiş ve Türk Bankacılık Sistemi’nden 6,8 milyar TL’lik kredi kullanmalarına imkan sağlamıştır.

3. Kredi finansmanında ve KGF kefaletinden yararlanmak isteyen şirketlerin uyması gereken genel prensipler ve kurallar nelerdir?
KGF, ilk kefaletini verdiği 1994 yılından 2012 yıl sonuna kadar kendi kaynaklarından 3.856.830.036 TL kredi, 2.819.222.373 TL kefalet sağlamıştır. 2010 yılının başında başlayan Hazine Desteki Kefalet Talep Sistemi’nden ise 2.104.287.190 TL kredi ve 1.411.645.317 TLlik kefalet sağlamıştır. KGF bünyesinde verilen toplam kredi 5.961.117.226 TL, toplam kefalet ise 4.230.867.690 TL’dir. Yıllar itibariyle verilen kefaletin devamlı artmakta olduğu, KGF’nin ülke ekonomisine artan bir ivmeyle katkı sağladığı görülmektedir.
KGF kendi kaynağından verdiği kefaletlerde KOBİ başına 1.000.000 TL, risk grubu için 1.500.000 TL kefalet sağlayabilirken, Hazine Destekli Kefaletlerde bu tutarlar KOBİ başına 1.500.000 TL, risk grubu için ise 2.000.000 TL olarak belirlenmiştir. Eğer yararlanıcıların hem KGF kaynağından hem de Hazine Kaynağından kefalet talebi varsa bu tutarlar KOBİ başına 2.500.000 TL, risk grubu için ise 3.500.000 TL’dir.
KGF kefaletinden 19 Kasım 2005 tarih ve 2005/9617 sayılı “Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin Tanımı, Nitelikleri ve Sınıflandırılması Hakkında Yönetmelik” ile tanımlanan gerçek veya tüzel kişi işletmeler ile Esnaf ve Sanatkâr, Serbest Meslek Mensubu, Tarımsal İşletme ve Çiftçi vasıflarını taşıyan gerçek veya tüzel kişi işletmeler yararlanabilir.
KGF, KOBİ olmayan işletmenin bir KOBİ’ye iştirak oranı yüzde 25’in altında ise kefalet verebilir.
Kamuya ait vakıflar hariç olmak üzere vakıflar KGF kefaletinden yararlanabilir.
Kuruluş kanunlarında iktisadi ticari faaliyette bulunmasına izin verilen birlikler ile bu birliklerin ticari işletmeleri ve kooperatifler (inşaat, arsa, yapı kooperatifleri hariç) KGF kefaletinden yararlanabilirler.
Dernekler kanununa göre ticari işletme yasağı içinde olmayan ve tüzüklerinde ticari faaliyetlerde bulunmak yanında kredi kullanmasına yetki verilmiş olması koşuluyla dernekler KGF kefaletinden yararlanabilir.
5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu’na göre kurulan ve tüzüklerinde kredi kullanma yasağı bulunmayan oda ve borsalar ile bunların iştirak ettiği ticari işletmeler KGF kefaletinden yararlanabilir.
Yeni kurulan işletmeler, genç ve kadın girişimciler, yenilikçi yatırımlar, istihdam yaratan yatırımlar, döviz kazandırıcı faaliyetler, kalkınmada öncelikli yöreler, teknolojik yatırımlar konusunda sektörler ayrımı yapılmaksızın kefalet tahsislerinde öncelik verilmektedir.
KGF sektör ayrımı yapılmaksızın tüm sektörleri kefaletiyle desteklemektedir.
KGF kefaletlerinde, kefalet oranları yüzde 75 ile yüzde 100 arasında değişmektedir. Hazine Destekli Kefaletlerde kefalet oranı, limitler aşılmamak koşuluyla, yüzde 75 ile, KGF’nin kendi özkaynaklarından verdiği kefaletler yüzde 80 ile sınırlı iken, Türk Eximbank aracılığı ile verilen kefaletlerde ise kefalet oranı yüzde 100’dür.
KGF’nin bir KOBİ’nin kefalet talebini değerlendirme kıstasları şunlardır:
*KGF kefaletinden yararlanabilmenin ilk koşulu; başvuran tarafın KOBİ, esnaf ve sanatkâr, tarımsal işletme, çiftçi; kadın ve genç girişimci olmasıdır.
*KGF kefaletinin kullanılacağı proje, karlı, gerçekleştirilebilir ve yapılabilir olmalıdır.
*Projeyi yönetecek yönetim kadrosu proje becerisi ve mesleki deneyime sahip olmalıdır.
*Proje istihdam artışı sağlamalı ve istihdamı korumalıdır.
*Proje kabul edilebilir risklere sahip olmalıdır.
*Proje, çevreye karşı duyarlı ve saygılı olmalıdır.
KGF yaptığı risk analizlerinde önceliği projenin yapılabilirliğine, yönetim yeterliliğine, kuruluş ve ortaklarının liyakatine, borç ödeme ahlakına, özkaynak katkısına ve kredinin geri ödenebilirliğine vermektedir. Teminat durumu bu sayılan kriterler ölçüsünde yapılan değerlendirmeler süresince en son unsur olarak görülmektedir. Ancak yasal prosedürler gereği bankaların zaman zaman alamadığı teminatları KGF verdiği kefalet karşılığında alarak KOBİ’lerin büyümelerine destek sağlamaktadır.
KOBİ’ler kredi kefalet taleplerini KGF ile protokol imzalayan mevduat, katılım, kalkınma ve yatırım bankaları ile finansal kiralama şirketlerine yapacaktır. Bankalar tarafından uygun görülen talepler illere göre yetki alanları belirlenmiş KGF şubelerine iletilecektir. İstisnai durum olarak aracı banka olmaksızın Türk Eximbank’dan kredi kullanacak KOBİ’ler kefalet taleplerini doğrudan KGF şubelerine yapacaktır.
KGF, ortağı olan bankalar dışında, protokol imzalanan diğer finans kurumlarından gelen talepleri de kefalet vermek üzere incelemektedir.
KGF kefaletli kredilerin bankacılık kredilerinin içindeki payının artırılabilmesi için bankaların şubelerini KGF konusunda daha fazla bilgilendirmeleri ve KGF’nin faydalarını daha fazla anlatmaları gerekmektedir.

4. Kriz sırasında denizcilik sektöründe faaliyet gösteren şirketlere tersanelerde yarım kalmış gemiler ve ödenemeyen krediler konusunda KGF neler yaptı?
Denizcilik sektörü kredileri, tersanelerde başkası veya kendi nam ve hesabına yapımı devam eden, en az yüzde 15’i tamamlanmış ve/veya harcamaları yapılmış olan gemilerin inşasının tamamlanması için, Türkiye Cumhuriyeti Kanunlarına göre kurulmuş gemi inşa veya işletmeciliği faaliyetinde bulunan işletme ile gemi inşa veya işletmeciliği faaliyetinde bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı gerçek kişilere KGF’nin kefaleti ile ilk defa veya ilave olarak nakdi ve gayri nakdi kullandırılacak kredilerdir.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları dâhilindeki tersanelerde yapımı devam eden ve en az yüzde 15’lik tamamlanma seviyesine gelmiş ve/veya harcamaları yapılmış gemilerin tamamlanması suretiyle ekonomiye kazandırılması amaçlanmaktadır.
Denizcilik sektörüne verilen kefaletlerde krediler işletme ve yatırım kredileri şeklinde kullandırılmaktadır:
•İşletme kredileri, sadece başkası nam ve hesabına gemi inşa eden tersane sahiplerine kullandırılmaktadır. Ancak; tersanede en az yüzde 15 seviyesinde tamamlanmış ve/veya harcamaları yapılmış geminin olması şartı aranmaktadır.
• Yatırım kredileri ise kendi nam ve hesabına gemi inşa eden veya ettiren gerçek veya tüzel kişi işletmelere en az yüzde 15’i tamamlanmış ve/veya harcamaları yapılmış gemileri için kullandırılmaktadır. Sadece yatırım kredisi kullanacak olan kendi nam ve hesabına gemi inşa eden veya ettirenlerin gemi maliyetinin en az yüzde 10’unu özkaynak katkısı olarak sağlaması aranmaktadır.
Denizcilik sektörüne verilen kefaletlerde, işletme kredilerinde yararlanıcı başına 7 milyon Türk Lirası, bir risk grubuna ait yararlanıcılar için ise 10 milyon Türk Lirası; yatırım kredilerinde ise yararlanıcı başına 20 milyon Türk Lirası, bir risk grubuna ait yararlanıcılar için ise 30 milyon Türk Lirası ile sınırlıdır.
Denizcilik sektörüne verilen Hazine destekli kefaletlerde, krediye konu olan geminin ipotek alınması koşuluyla başka teminatların da alınması bankanın yetkisinde olup kendi usul ve esaslarına göre belirlenir.
Gemi kredileri, geminin tamamlanması için belli bir termin planına göre klas kuruluşlarınca hazırlanmış ekspertiz raporları dikkate alınarak hak ediş usulüne göre kullandırılmaktadır. İstisnai durum geminin en az yüzde 90’ının tamamlanmış olması durumunda geminin tamamlanması için kalan kredi tutarı defaeten de kullandırılabilmektedir.
Hazine destekli gemi kredileri geçmiş borçların yapılandırılmasında ve kapatılmasında kullandırılmaz.
KGF tarafından kefalet verilen kredilerin Banka tarafından kullandırılabilmesi için, krediye konu gemi için söz konusu Banka dahil başka banka ve kredi verenlerce kullandırılmış kredilerin olması halinde, 2012/4095 Sayılı Karar’da belirtildiği şekilde ödemesiz dönemler dahil bu kredilerin vadelerinin kefalet talep edilen ilave kredinin vadesi ile uyumlu olacak şekilde yapılandırılması şartı aranır. Bu koşulun yerine getirildiğinin tevsik edilmesi Banka’nın sorumluluğundadır.
Denizcilik sektörü kredilerine verilen kefaletlerdeki amaç yapımı yarım kalmış gemilerin tamamlanmasıdır. Bu anlamda yarım kalmış yatırımların tamamlanması ve ekonomiye katkılar sağlanmasına çalışılmaktadır.
KGF’nin kefaleti ile kullandırılacak Denizcilik Sektörü işletme kredilerinin vadesi, 2 yılı anapara ödemesiz olmak üzere azami  4 yıl; denizcilik sektörü yatırım kredilerinin vadesi, 4 yılı anapara ödemesiz olmak üzere azami 8 yıldır.
Hazine Destekli Kefalet kapsamında verilen kredilerin ödemelerinde problemler yaşanması durumunda Banka yapılandırma talebinde bulunabilir. 2 yıllık ve 4 yıllık ödemesiz süreler kredilerin yapılandırmaya gelmesini önleyebilmek için konulmuştur.

5. Önümüzdeki dönemdeki projeleriniz ve stratejileriniz hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Başlangıçtan bu yana özellikle de 2008 yılından sonra işbirliği içerisinde olduğumuz banka ve finans kuruluşlarının sayısının artmasına paralel olarak KGF’ye talep sayısı sürekli artma trendindedir. Bu süreçte bankalarımız ile birlikte birçok proje gerçekleştirilmiş ve KOBİ’lerimiz kefaletimizle desteklenmiştir.
KGF’nin kredi veren taraf değil, KOBİ’lerin finansmana erişiminde teminat desteği sağlayarak kredi kullanmalarının önünü açan bir aktör olduğunu göz önüne aldığımızda,  bankalarımızın KGF’yi kullanmak istemesi çok önem arzediyor. KGF’nin etkin işleyişi ve projelerini hayata geçirebilmesi, kredi verenlerin kredi iştahlarına, KGF’yi kullanma kapasitesine ve tercihlerine bağlı olmakla birlikte, biz KGF olarak geçmişte olduğu gibi yine, KOBİ’lerin Kuruluşumuzun kefaleti ile düşük maliyetli daha çok kredi kullandırılmasına yönelik politikalar geliştiriyoruz ve geliştirdiklerimizi bankalarımızla paylaşıyoruz. Amacımız nihai hedef ve varlık nedenimiz olan KOBİ’lere KGF kefaleti ile kullandırılan kredilerin, Türk Bankacılık Sistemindeki KOBİ kredileri içindeki payını yükseltmek.
Kredi garanti sisteminin gelişmiş olduğu ülkelerde başlangıç aşamasında devletin nakdi/gayrinakdi anlamda sisteme ciddi anlamda kaynak aktarımı sağladığı görülmektedir.
KGF’nin finans sektöründe faaliyet gösteren bir kuruluş olduğunu belirleyen ve yasal statüsünü tanımlayan, vergi uygulamaları ve kamu fonlarından yararlanma açısından durumunu netleştiren kuruluş yasası çıkarılmasında yarar bulunmaktadır.
Öte yandan bankacılık sektörünün kredi garanti sistemini başvurusunu özendirecek BDDK nezdinde gerek sermaye yeterlilik rasyoları gerekse karşılık uygulaması açısından düzenlemeler yapılmasında yarar bulunmaktadır.

Bunu Paylaşın