Marine ‘OUT’ Money ‘IN’

MDN İstanbul

Türk denizcileri Marine Money İstanbul’da 6. kez bir araya geldiler

Marine Money Yunanistan Ofisi’nden Kevin Oates’in açılış konuşmasını yaptığı 6. Ship Finance Forum’da, denizcilikten çok yaşanan global kriz konuşuldu. Denizciliğin neredeyse unutulduğu Marine Money’e katılanlar “Marine unutuldu, Money kaldı!” yorumunu yapmaktan kendilerini alamadılar.
Dünya Denizcilik Başkanı Suay Umut, Marine Money seminerlerinin önemi üzerine yaptığı konuşmada “Marine Money seminerleri İstanbul’da yapılmaya başlamadan önce bir çok denizcilik firması dışa açılmamış ve mali politikalarını brokerler aracılığıyla yapıyorlardı. Bu seminerler sayesinde ilişkiler gelişti ve denizcilik firmaları daha çok bankaya ve krediye ulaştı” dedi. Suay, “Finansal krizin denizciliğe etkisi” konulu sunumda denizcilikte yaşanan kriz süreciyle ilgili karamsar bir tablo çizdi. Suay Umut, halen navlun fiyatlarının çok düşük olduğuna dikkat çekerek “Kuru yük başta olmak üzere firmalar siparişlere tereddüt etmeden devam ettiler. Bu dönemde kredi bulmak zor. Bulsalar dahi bu kadar yüksek sipariş defteriyle ne yapacaklar? Bu sipariş defterinden kurtulmak için iptaller, erteleme, bir araya gelme ve fiyat indirimi gibi çözüm yolları var. Ancak bunları uygulamak kolay değil. Finansman gücü olan tersaneler iptallere sıcak bakmıyor. Dökme kuru yük navlunları tankere oranla çok daha büyük düşüş yaşayınca gemilerin ve siparişlerin tankere dönüşümü başladı. Bu da bir çözüm olmayacak. Çünkü tanker navlunları da düştü. Bankacılık sektörünü kontrol edecek konumda ve durumda olmadığımızdan, yük taleplerinde düşüşler sürer; gemi inşada da siparişler ertelenmeye devam eder” diye konuştu.

6. Marine Money’den notlar:

Marine Money’nin düzenlediği 6th Ship Finance Forum’da Kevin Oates’in moderatörlüğünü yaptığı “Considerations of the recent economic crisis and lack of confidence in the shipping industry” başlıklı panele Kaptanoğlu Denizcilik CEO’su Şadan Kaptanoğlu, Geden Line CEO’su Turgut Tokgöz, İnal Hukuk Bürosu’ndan Şeyma İnal, HSH Nordbank AG Yunanistan, Güney ve Doğu Avrupa Uluslararası Müşteriler Temsilcisi Chiristian Nieswandt  konuşmacı olarak katıldı.

“Krizlere dayanıklıyız”

Moderatör Kevin Oates ilk olarak Şadan Kaptanoğlu’na Türk gemiciliğinin, uluslararası gemicilik sektörüne göre krizden ne kadar etkilendiği üzerine bir soru yöneltti. Kaptanoğlu soruyu “Biz dünyaya entegre durumdayız. Biz çok kriz gördük ve yaşadık. Bu bizim için bir avantaj. 2001’de kendi bankacılık krizimizi yaşadık. Herşeyin her zaman dalgalandığı bir ortamda yaşıyoruz. Aslında bizim epeyce siparişimiz var, sipariş defterimiz yüklü. Bu siparişlerin yüzde 60-70’inin finansmanı devam ediyor. Bankalar şu ana kadar bu taahhütlerini sürdürdüler. Gemi sahiplerinin bankalarla birlikte çalışarak problemi çözme konusunda deneyimleri de, istekleri de var.” diyerek cevaplandırdı.

Fedakarlığa hazır olalım
Kaptanoğlu, moderatörün “Nakit kraldır” diyoruz, siz ne diyorsunuz? sorusuna ise “Şimdi herkes ‘Cash is King’ diyor. Bazıları da ‘Cash is God’ diyor. Yani ‘nakit Tanrıdır’, o duruma geldi. Zor zamanlar hep olur gemicilikte. Önümüzdeki aylar için kötümseriz; ancak panik yapmıyoruz. Krizin tek iyi tarafı bu şokun aklımızı başımıza getirmiş olmasıdır. Hep birlikte bugünden geleceği şekillendirmeye başlamalıyız. Herkes fedakarlığa hazır olsun. Eğer taraflardan bir tanesi ‘hayır, ben fedakarlıkta bulunmak istemiyorum’ derse, o zaman herkes sıkıntıya düşer” diyerek yanıt verdi.

Sorun güvensizlik
Kevin Oates’in krizi kendi firmaları bazında değerlendirmesine ilişkin soruya Kaptanoğlu, kapasitelerinde önemli düşüşler yaşadıklarını, geleceğe yönelik tahmin yapmakta zorlandıkları belirterek yanıt verdi. Geden Line CEO’su Turgut Tokgöz ise halen piyasalarda büyük bir güven bunalımı yaşandığını, kimsenin kimseye ve kimsenin piyasalara güveninin kalmadığını belirterek, “Bu dönemde en büyük sorun güvensizlik oldu” dedi. Tokgöz ayrıca Geden Line’da da ciro kaybı ile karşılaştıklarını belirtti ve dış finansal kaynakların yeterli desteğini görmediklerini, bu tür kaynaklarla güven sorunu yaşadıklarına dikkat çekti.

Sipariş iptali kolay değil

İnal Hukuk Bürosu’ndan Şeyma İnal, finansal krizin denizcilikte domino etkisi yaratarak derinleştiğini ve yaygınlaştığını belirterek son dönemlerde  mahkemelere açılan dava sayısının artış gösterdiğinin altını çizdi. İnal bunun nedeni olarak da şunları söyledi; “Siparişi iptal etmek sanıldığı kadar kolay değil. Çünkü bir sipariş alınan makina, ekipman, sipariş edilmiş çelikler, kesilmiş çelikler dönülemeyecek noktaya gelmiş olabiliyor. Öyle ‘İptal et’ dendiği zaman iptal edilemiyor. Hatta kendi tersanenizde, kendi firmanızın siparişini bile iptal edemiyorsunuz. Çok müvekkilim durulabilecek noktayı aşmış durumda.”

Kriz 2009 sonuna kadar devam eder
HSH Nordbank temsilcisi Chiristian Nieswandt da panelde piyasa dengelerine dikkat çekerek, banka olarak sektörün kriz algısını ve risk belirtilerini ölçmede titiz davrandıklarını, dolayısıyla ‘güven sorunu’ yaklaşımına katılmadığını dile getirdi. Nieswandt, Denizbank yönetiminden bir katılımcının kendisine yönelttiği, “Galipler var, mağluplar var ve pazarda bir yenilenme, temizlenme yaşanıyor. Galipler ucuz fiyatlarla kaybedenlerden ucuz gemi alacaklardır. Uzun dönemli finansmanı nasıl görüyorsunuz?” sorusunu, “Şu anda yeni işe girmek çok zor. Haklısınız, tek tük de olsa galipler kaybedenlerden ucuz gemi alacaklardır. Bizim bankamızda kredi alanın ve borçlunun değişmesi önemlidir. Eğer borçlu değişirse, değişebilir. Yani şu anda bizim kitaplarımızda belirli bir risk var. Bir kişi gelip bu riski üstlenmek isterse, olabilir. Bu borçlunun adının değişmesidir. İlave bir destek değildir. Eğer kaybedenlerden bahsediyorsak, durum başka tabi. Gemi kredilendirmesine baktığımız zaman problemler 2009 sonuna kadar devam edecek. Hükümetler, krizin nedenlerinden bir tanesinin, bankaların ucuz kredi verememesi olduğunu biliyorlar. Dolayısıyla bankaların kredileri daha düşük faizle sağlamasına çalışıyorlar. Gelecek yıldan itibaren az da olsa kredilendirmenin devreye alınması gerekiyor.” diyerek yanıtladı.

Türk bankaları ve Türk denizciliği
Moderatörlüğünü Deniz Ticaret Odası Başkanı Metin Kalkavan’ın yaptığı “Turkish banks and Turkish shipbuilding” konulu panelin son bölümüne; Furtrans Holding CEO’su Sualp Ürmez, İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Dr. Oral Erdoğan, Düzgit Gemi İnşa Sanayi A.Ş. adına Metin Düzgit ve Denizbank Yönetim Kurulu Üyesi Bruno Accou katıldı.
Metin Kalkavan’ın Türki-ye’de, Türk bankaları ve gemi sanayinin bulunduğu konum ve sorunları üzerine ilk sözü verdiği Oral Erdoğan, 2007 Marine Money Yunanistan konferansını hatırlatarak son iki yılın mali bir analizini yaptı.

Risk altında değiliz

Denizbank Yönetim Kurulu Üyesi Bruno Accou, moderatör Kalkavan’ın sorduğu, “Türk bankaları büyük para kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya mı?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Şu anda bir tehlike var diyemem. Çünkü ben Türk gemi sahiplerinin atmosferine baktığım zaman, onların fevkalâde güçlü insanlar olduklarını görüyorum. Bu zor bir sektör ve özellikle Denizbank’ın portföyüne baktığınız zaman büyük risk altında değiliz. Ama hiç risk altında değiliz de demiyorum. Bankacılık zaten risk almaktır. Aksi halde neden bütün bu hizmetlerin maliyetini karşılamak isteyesiniz ki? Türk bankalarının size vereceği desteğin, HSH veya başka bir bankanın vereceği destekten farklı olacağını bilmeniz gerekir. Çünkü Türkiye’deki bankaların iş modeli çok farklıdır. Biz zaten sizi kendi inşa döneminizde destekledik, size arka çıktık. Aynı şekilde şimdi de devam edeceğiz. Bir Türk bankasından bekleyeceğiniz destekle, Avrupa bankaları ile çalışacağınız vadelerden farklı vadeler ile çalışacaksınız. Ama tekrar ediyorum, tek tek durumlara bakmak lazım ve piyasanın yeterince büyümesini bekleyeceğiz. Bu dönem içerisinde sizleri desteklemeyi sürdüreceğiz ve yeniden kredileri ödeyecek hale gelmenizi bekleyeceğiz.”

Tersanecilikten gemiciliğe

Türk tersanelerin durumunu değerlendiren Furtrans Şirketler Grubu CEO’su Sualp Ürkmez, çoğu tersanenin hala üç yıllık sipariş defterinin bulunduğunu, ancak bu gemilerin alıcısı olmadığını söyledi. Ürkmez, tersanelerin sipariş edilen gemileri inşa etmesinin gerektiğini ve inşa edilen gemilerin satılmaması durumunda çok yakın zamanda tersane sahiplerinin gemi sahipliğine başlayacağını dikkat çekti.

Durumumuz dünyadan iyi
Metin Düzgit, Türk bankalarının hali hazırda yürürlükte olan projelere finansman sağlamasından dolayı para kaybetme riskiyle karşı karşıya olmadıklarını söyleyerek şöyle konuştu; “İnşa halinde olan gemilerin çoğunun küçük boy tankerler olması bunu kanıtlamaktadır. Çalıştığımız, işlettiğimiz gemiler halâ kendi maliyetlerini karşılamaktadırlar. Bankaların bir kısmı finansmanı sürdürebileceklerdir. Türk gemicilik finansmanını dünyanın geri kalan kısmıyla mukayese ettiğimiz zaman durumumuzun daha iyi olduğunu söyleyebilirim.”

Bunu Paylaşın