Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!

MDN İstanbul

Dünyanın birçok bölgesinde yükselen jeopolitik risklere, küresel ticaret savaşları da ekleniyor. ABD’nin önce çeliğe vergi getirmesi ardından da Çin’e gümrük vergisi getirmesi ekonomik anlamda savaşın da kelimenin tam anlamıyla “kanlı” olacağını gösteriyor

Ticaret savaşının aktörlerinin büyüklüğü savaşın başta Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm dünyayı etkileyeceğini gösteriyor. Hatta öyle ki, ekonomistler en azından önümüzdeki 10 yıllık dönemde artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyor. Hatırlanacağı gibi ABD, Çin’e 60 milyar dolara varan bir vergi artışı kararı açıkladı. Bu karar, ağırlıklı olarak fikri mülkiyet, teknoloji ve inovasyon kaynaklı ürünlere uygulanacak. Çin ise buna karşılık, ABD’nin kararından geri adım atmaması durumunda misillemede bulunacağı açıklamasında bulundu. Bu gelişme karşısında ilk tepki olarak Amerikan ve Çin  borsaları yüzde 3’e varan düşüşler yaşamış, Japonya borası ise yüzde 4 çakılmıştı.

Şirketlerin maliyetleri artıyor
Peki bu gelişmeler Türkiye’yi nasıl etkileyecek. Bu gelişmelerin yaşandığı mart ayının son haftası dolar/TL 4.03 ile euro/TL ise 4.88 ile tarihi zirvesini görmüştü. Piyasalardaki en önemli gelişmelerden biri de, Londra’da kredibilitesi yüksek 16 bankanın ortalama faiz oranını gösteren ve Türk banka ve şirketlerinin uluslararası piyasalardan borçlanırken baz alınan libor faizlerinin Aralık 2008’den bu yana en yüksek seviyeye ulaşması oldu. Altı ay vadeli libor faizi 2.43’e yükselirken, son altı aydaki yükseliş 1 puana ulaştı. Yine 1 yıl ve 3 ay vadeli libor faizlerinde de altı aylık yükseliş 1 puana yaklaştı. Libor faizlerindeki bu artış da şirketlerin finansman maliyetlerinin doğrudan yükseldiği anlamına geliyor. Yani kredi faizleri önümüzdeki dönemde yükselmeye devam edecek.

Borçlanmayın ortak alın
Zaten aynı tarihlerde Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’ten de şirketlere bu noktada ciddi uyarılar geldi. Küresel piyasalarda faizlerin yükseliş trendinde olduğunu belirten Şimşek, şirketlere, “Mümkünse borç almayın. Mutlaka ortak alın. Sermaye piyasalarına çıkın” önerisinde bulundu. Şimşek, bir yandan da şirketlerin dövizle borçlanmasını sınırlayan düzenlemeyi de mutlaka geçireceklerini açıkladı. Hem içeride hem de dışarıda yaşanan bu gelişmelere ekonomistlerin yorumu ise net: Temkinlilik dozunu olabildiğince yukarı çekmekte yarar var zira gelen sinyaller pek hayra alamet değil!

Bunu Paylaşın