300 bin TL sermayeyle yola çıkan MilSOFT, 231 milyon dolarlık projeye imza attı

MDN İstanbul

Milli Sistem Geliştirme misyonuyla harekete geçen ve Türkiye’nin önde gelen yazılım kuruluşları arasında yer alan MilSOFT, 9 Ocak’ta basın mensuplarını Ankara ODTÜ Teknokent yerleşkesinde bulunan merkez binasında ağırladı. Basın buluşmasına; MilSOFT Genel Müdürü İsmail Başyiğit, Üretim ve Programlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Zeren, Programlar Direktörü Mehmet Değirmencioğlu, İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü İbrahim Aksu, Ürünler Direktörü Ekrem Serin, Kalite Direktörü Burak Baysak, Sözleşme Yöneticisi Deniz Küzeci, İş Geliştirme Yöneticisi Sinan Topuz ve Genel Müdür Danışmanı (E) Hv.Plt. Tuğg. Sargun Göktun katıldı.

MilSOFT Genel Müdürü İsmail Başyiğit, MilSOFT olarak sıkıntılı dönemlerden geçtiklerini, eski ortağının diğer şirketlerinin iflas etmesi nedeniyle MilSOFT’daki hisselerine Bank Asya’nın el koyduğunu, Bank Asya’nın bu hisseleri başkalarına sattığını ve gelişen olaylarla birlikte MilSOFT’un yönetimine Şubat 2016 itibarıyla kayyum atandığını belirtti.

Kasım ayında yüzde 50 hissesinin problemli olması nedeniyle MilSOFT yönetiminin TMSF’ye devredildiğini de dile getiren Başyiğit, ‘’MilSOFT’un ya da yüzde 50 ortağı olan benim, soruşturma konusu olan ağ ile hiçbir ilişkimizin olmadığı tespit edildi. Zaten 2012 ile 2015’in sonu arasında 2,5 yıllık süre içerisinde hiçbir ödeme ya da hiçbir önemli karar benim imzam olmadan alınmadı. MilSOFT’un bir misyonu var; Milli savunma sistemlerinde milli yazılımı sağlamak. Bizim için önemli olan budur ve bu yeterince güçlü bir motif olduğu için diğer konular hep ikinci plana düşmüştür,’’ dedi.

Teknoloji geliştiren bölümün
her zaman milli olması lazım

Kayyum atanmasından sonra Savunma Sanayii Müsteşarlığı tarafından hisselerin alınmak istendiğini ancak TMSF’nin izin vermediğini dile getiren Başyiğit, ‘’Şimdi de bir takım yerli kuruluşlar var hisseleri almak isteyen ama TMSF hisselerin kime satılacağı konusunda en doğru değerlendirmeyi Savunma Sanayi Başkanlığı’nın yapacağını belirtiyor. Türkiye’ye gelen, yatırım yapmak isteyen yabancılara, Türkiye’de yatırım yapılacak en iyi şirketlerden birisinin MilSOFT olduğu da söyleniyor. MilSOFT’un teknoloji geliştiren bölümünün her zaman milli olması lazım ve geleceğe yönelik teknoloji geliştirmeye devam etmesi lazım. Devletin, ‘Bu işi ben yaparım’ diyenlerin arkasında durması gerektiğine inanıyor ve kendi hâkim olduğu şirketlere iş vermekten başka bir yol izleyeceğini zannetmiyoruz. Dolayısıyla öyle bir an geldiğinde sadece yaparız değil, ‘Bakın bunun çoğunu biz yaptık’ dersek, demeye devam edersek, savunma sanayinde iş almaya devam edebiliriz. Aldığımız bütün işlerde, ihtiyaç ortaya çıktığında elinde hazır yeteneğini gösterebilen tek şirket zaten biz olduk,’’ dedi.

Şirketin kuruluş aşamasında sermayelerinin 300 bin lira olduğunu ve ilk 8-9 sene kâr payı dağıtmadıklarını belirten Başyiğit, “Şu anda şirketin 25 milyon lira ödenmiş sermayesi var. İlk yıllarında kârımızın tamamını, daha sonra da yarıdan fazlasını şirkette bırakarak Ar-Ge için kaynaklar yarattık. Bizim için misyon çok önemli. “Milli Sistem Geliştirme” misyonumuz inanın her geçen yıl mezunlar için daha önemli hale geliyor. Yeni nesil çok daha duyarlı, dolayısıyla şirketin böyle bir misyonunun olması, özellikle sarsıntıları da geride bırakması, en iyi mühendislerin MilSOFT’a gelmesini sağlıyor. Geliştirdiğimiz ve müşteri tarafından kullanılan ürünlerin teknolojisini, Milli Savunma Bakanlığı’nın izni ile transfer etmeye hazırız. Bizim temel teknolojilerimiz gemide de, karada da, deniz kuvvetleri karargâhında da, hava kuvvetleri karargâhında da ve lojistik üretim sisteminde de kullanılabilir. Bunlar temel yazılım alt yapıları. Her yerde lazım olan şeyler, Türkiye’de böyle ara katman yazılımlarına önem veren başka bir şirket olduğunu düşünmüyorum. Her projede lazım olan, ortak servis ve fonksiyonları sağlayan bir yazılımdır. Biz de onu geliştiriyoruz. Sonra onun üzerine farklı uygulamalar geliştirebiliriz. Bizim için ölçü şu; uluslararası yazılım geliştirme standartlarının sağladığı en temel şey, dokümantasyon ve kişiye bağlı olmadan yazılım geliştirme yeteneğimiz. Dolayısıyla buradaki yeteneğimizle, sorunsuz olarak uluslararası standartlara göre iş yapmamız nedeniyle ve hazırlamamız gereken dokümantasyon sayesinde, işte sürekliliği sağlıyoruz,’’ dedi.

Türkiye’de CMMI Seviye-5’e ulaşabilen tek organizasyon biziz
İsmail Başyiğit’in ardından sunumlarla birlikte MilSOFT hakkında bilgiler veren MilSOFT İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü İbrahim Aksu, yaklaşık 100 ülkede uygulanan ve yaklaşık 11 bin organizasyonun kullandığı bir model olan CMMI ve MilSOFT ilişkisi hakkında bilgi vererek, ‘’MilSOFT uluslararası yazılım geliştirme sektöründeki en iyi uygulamalara ve uluslararası standartlara uyum hedefi kapsamında, 2002 yılında SEI tarafından CMMI Seviye-3 ile belgelendirildi. 2005 yılında ise erişilebilecek en yüksek seviye olan CMMI Seviye-5’le belgelendirildik ve bu seviyeyi de hâlâ korumaktayız. 11 bin organizasyonun yalnızca yüzde 5’i 5’inci seviyeye ulaşabilmiştir,’’ dedi.
MilSOFT’un Avrupa’da 5’inci seviyeye ulaşabilen ilk kuruluşlardan biri olduğunu dile getiren İbrahim Aksu, ‘’Türkiye’de ise CMMI Seviye-5’e ulaşabilen tek organizasyon biziz. Kalite konusunda CMMI’ın kullanıcıya faydası şu şekilde; bir kere yazılım projelerinde başlatılan bir işi, bütün istekleri karşılayacak bir şekilde bütçesinde ve planlanan programa uygun olarak teslimin bir garantisi oluyor. CMMI’nın son kullanıcıya en büyük etkisi bu oluyor. Buna uygun iş yöntemleri ve yazılım geliştirme süreçleri oluşturulmuştur. Kalıcılık olması açısından da bütün yaptığınız işler belirlenen kriterlere göre dokümante ediliyor. Bu da kalıcılığı ve bir sonraki aşamaya geçişi de kolaylaştırıyor,’’ şeklinde konuştu.

MilSOFT’un, milli menfaatleri gözeterek savunma alanındaki milli yazılımları geliştirmeyi kendisine hedef olarak belirlediğinin altını çizen Aksu, ‘’Şu ana kadar yaklaşık 231 milyon dolarlık proje sözleşmesi imzaladık. Şirketin hâlihazırda yürüttüğü projelerin toplam sözleşme değeri ise 123 milyon dolardır. Bunların yüzde 31’i ihracat projelerinden oluşmaktadır. Son yayınlanan Türkiye’nin 500 Büyük İhracatçı Firması listesinde genel sıralamada 170’inci olduk. Yazılım ve Bilişim sektöründe de altıncı sıradayız. Toplam ihracatımız 8,8 milyon dolar civarında ve savunma sanayinde de 6’ıncı durumdayız. Savunma alanında yazılım ve bilişim konusunda ise Aselsan’dan sonra ikinci sıradayız.
Kendi geliştirdiğimiz ürünlere yerli ve milli belgesi alma başvurularımız oldu. Yerli ve milli belgesi aldığımız hâlihazırda 12 ürünümüz var. Buna bağlı olarak isim ve marka patenti başvurularımız da bu ürünlerimiz için mevcut ve şu an işlem görmekte. Yeni başlayan ve devam eden Ar-Ge’lerimiz var. Geçtiğimiz yılın Aralık ayında ise Blockchain teknolojisinin milli olarak geliştirilmesine başladık,’’ dedi.

Bunu Paylaşın